NEBAHAT ERDOĞAN

Tarih: 26.06.2025 15:04

ZEYTİN DALI…

Facebook Twitter Linked-in

Mitolojide ve Kuran’da zeytin ve zeytin ağacının önemi:

Eski Mısır, Eski Yunan ve Roma mitolojilerinde zeytin ağacı ve zeytinyağı kutsanmıştır.

Nuh tufanının bitişi, zeytin dalıyla simgelenmiştir.

Tevrat ve İncil’de kutsanarak çok bahsedilir.

Kur’an-ı Kerim’de “mübarek” kılınan bir nimet olarak bahsedilmiştir. (Nur Suresi35. Ayet)

Hatta insanın kusursuz yaratılış konusunda Allah, zeytin üzerine yemin etmiştir. (Tin Suresi)

İşte zeytin ağacının önemi, her yetiştiği coğrafyada kutsanmış,

En zengininden tutunda en fakirine kadar, geçmişten günümüze sofralarımızın vazgeçilmezi zeytin. 

Sağlık açısında ve besin değerinin insan vücuduna etkileri saymakla bitmez.

Tadıyla lezzetiyle, siyahıyla yeşiliyle adeta lezzet şöleni yaratır damaklarımızda.

Ama ne yazık ki ülkemizde bu lezzet şölenine kıyımlar bitmiyor. 

“Maden Kanununda Değişiklik” nedeniyle  AK Parti Milletvekilleri tarafından Meclis’e sunulan “Zeytinlik düzenlemesi” TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda torba yasa teklifi kabul edildi.

Bu yasaya göre en kıymetli yerlerimiz olan zeytinlikler maden sahasına dönüştürülecek.

Hemen Anayasamızda çevre kanunuyla ilgili maddeyi hatırlatma yapayım.

Gerçi Anayasamızın hangi maddesi uygulanıyor ki değil mi?

“Anayasa’nın 56. maddesine göre; 

Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”

Evet bu maddeye göre, sağlığımızı tehdit eden unsurlardan ve çevre kirliliğini engellemek vatani görevimiz.

Sadece zeytinlik alanlarımız değil tüm yeşillik alanları betona çevirmek cinayet işlemek demektir.

Ekmeğimize katık ettiğimiz zeytinimizi, zeytin ağaçlarımızı yok etmenin vebalini nasıl kaldıracaksınız acaba?

Yüzyıllar boyu dayanıklılığıyla ün yapmış bir ağaçtır. 

Evet kolay yetişmiyor fakat yetiştikten sonra susuzda kalsa meyvesini vermekten geri kalmıyor.

Böyle bir nimet her ülkeye de nasip olmaz…

Dünyanın kaç ülkesinde vardır böyle bir zenginlik…

Saysanız “onbeş” sayısını geçmez…

Ama yok…

Biz illaki elimizdeki nimetleri, zenginlikleri yok etmek için taş yığınına çevirmeye ant içmişiz.

Milli servetlerimizi teker teker peşkeş çekmekten kaçınmamışız.

Oysa uzun yaşantısı olan ender ağaç türüdür zeytin ağacı.

Hem meyvesi, hem yağı ülke kalkınması için bulunmaz bir nimet.

Zeytinyağının faydalarını ise saymakla bitmez, dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alan zeytinyağımız hiç kuşkusuz yer altındaki değil, yer üzerindeki en kıymetli madenimizdir.

Ekonomiye olan katkısı ise hiçte küçümsenemez.

Varlığıylabir servet, dayanıklılığıyla, erozyonu önlemede büyük rol oynayan zeytin ağacı, doğamız için koruyucu kalkan görevini de yapar.

Ülkemizin deprem kuşağında olması, sel felaketlerinin sıklıkla yaşanması nedeniyle zeytin ve diğer ağaçları korumak hem millet, hem de devlet olarak görevimizdir.

ZEYTİNDE DÖRDÜNCÜ SIRADAYIZ…

Ağaç sayısı bakımından İspanya’nın ardından ikinci olduğumuz, ama üretim bakımından dünya sıralamasında 4. Olduğumuz zeytinliklerimiz alarm veriyor gibi görünüyor.

1-İspanya          : 8.256. 550 ton

2-Yunanistan    : 3.240.063 ton

3-İtalya               : 2.270.630 ton

4-Türkiye           : 1.738.680 ton

Ülke ekonomisini ayakta tutacak nimetler bir bir yok edilmeseydi, bu rakam daha yükseklere çıkabilirdi.

Ama son çıkana yasaya göre, bırakın rakamları yukarı çıkartmaya 1.738.680 ton’un altına düşeceğe benziyor.

Bu ihanetten bir an önce dönülmesi gerek.

Bu katliam değil de nedir?

Ondan sonra ülke ekonomisini düze çıkartmak için 23 yıldır vatandaştan sabır isteniliyor.

Köylerde, meralarda yaşayan çiftçilerin, yaşam kaynağı olan zeytinlikler ve kazançları yok edilirken, şehirlere göç etmek durumunda kalıp işsizler kervanına katılıyorlar.

Geçmişte zeytin dalı bir çok alanda sembol olarak kullanılırdı.

Eski tarih filmlerinde de görmüşsünüzdür, İmparatorların taçları mesela, zeytin dalı figürü olduğunu,

Küskün olanlara bir zeytin dalıda sen uzat denilirdi.

Hatta Suriye sınırımızda dahi “zeytin Dalı” adında operasyon yapıldı.

Yani zeytin ağacı, zeytin dalı barışın da simgesi olmuştur.

Zeytin ağacı, yüzyıllar boyu yaşadığı için miras niteliğini taşıyan bir ağaçtır. 

Onların yok edilmesi atadan kalma mirasımızın, kültürümüzün yok edilmesi demektir.

Umarım bu yanlıştan bir an önce dönülür, 

Bazı ülkelerde bırakın zeytin ağacını kesmeyi, dalını kopartırlarsa ceza kesiliyor…

Hiçbir maden bir zeytin dalına değmez buna emin olun…

Dip not: Efsaneye göre Homeros, bir zeytin ağacının gölgesinde oturur. Zeytin ağacı dile gelir ve Homeros’un kulağına şöyle fısıldar. “ Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım.”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —