KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 21.12.2025 12:59

TERÖRSÜZ TÜRKİYE VE AK PARTİ

Facebook Twitter Linked-in

“Demokratikleşme ve özgürleşme, hukukun üstünlüğü, terörle mücadele vs. konularında yirmi üç yılda yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı” der gibi bir rapor, AK Parti Raporu. Tabii, temel referansları da “2001 Parti Programı” ile seçim beyannamelerine sık sık atıfta bulunuluyor… 

**

On bir yerde ‘Recep Tayyip Erdoğan’a ve on dört yerde “Genel Başkana” atıf yapılıyor. Yine görebildiğim kadarı ile Mustafa Kemal Atatürk ve onun “kurucu değerlerine” atıfta bulunulmuyor. 

**

Tabii bu değerler ya da atıflar, tespit edebildiğim kadarı ile MHP Raporunda Atatürk üç, laiklik bir; DEM Raporunda Atatürk yok laiklik iki; YRP Raporunda laiklik yok, Atatürk bir yerde; CHP Raporunda Atatürk üç, laiklik iki yerde; Yeni Yol Grubu Raporunda da Atatürk bir yerde geçiyor, laiklik ise geçmiyor. Anayasa’nın “ilk dört” maddesine gelince MHP dışında (bir yerde), yukarıda adı geçen parti raporlarında hiç değinilmemiş. Yanılıyorsam, beni uyarabilirler. Ben de bu sonuca “Ctrl-F” yaparak ulaştım. 

**

Gelelim AK Parti Raporu’ndan alıntılara:

**

Girişte, “… Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bir ‘devlet ve millet projesi’ haline gelen Terörsüz Türkiye hedefinin taşıyıcısı olmanın sorumluluğuyla tarihin doğru tarafındayız ve dün olduğu gibi bugün de sorunu çözmek için milletimizden aldığımız ilham ve destekle çalışıyoruz.

**

Türkiye, terörün gölgesinde geçen on yılların etkisini yalnızca güvenlik boyutunda değil, bölgesel kalkınma dengesinin bozulması, demokrasinin zaafa uğraması ve kuşaklar boyunca biriken ağır insani maliyetler üzerinden de derinden hissetmiştir. Ülkemiz sahip olduğu jeostratejik konumunun getirdiği birçok ağır yükü taşımak zorunda kalmıştır” diyor ve devam ediyor. 

**

“XV. Sonuç

AK Parti hükümetleri iş başına geldiği günden bugüne hayal dahi edilemeyen demokratikleşme adımları atmıştır. Partimiz devrim niteliğindeki demokratikleşme hamlelerini yaparken teröre karşı mücadeleyi de en etkin bir şekilde yürütmüştür. Bu bağlamda aynı zamanda sorunu çözmek için bireysel ve kolektif adımları atarak vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetleri konusundaki taleplerini de yerine getirmiştir. 

**

Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız liderliğinde farklı isimlerle ifade edilen birçok çözüm girişiminde bulunulmuştur. Bugün de Türkiye Yüzyılı anlayışı çerçevesinde Terörsüz Türkiye hedefi bir millet ve devlet politikası haline gelmiştir.

 

Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızın ifadesiyle, ‘Tarihin doğru tarafındayız.’ Türkiye terörle mücadeleyi büyük bir kararlılıkla sürdürmüştür. Böylece terörün hedeflerine ulaşması engellenmiştir. 

Bu mücadelede en büyük fedakârlığı yapmış olan şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yad ediyoruz.

**

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi hedefinin esası Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milli güvenlik değerlendirmesi ve kendi toplumsal ihtiyaçları doğrultusunda aldığı egemenlik inisiyatifidir. Türkiye, terörle mücadelesinde bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da kararlarını kendi politikaları ve milletinin iradesi doğrultusunda alacaktır. Bu vizyon milletimizin toplumsal hafızası ve mutabakatından ve devletin köklü tecrübesinden beslenen politikadır.

**

Bu süreç asırlara sâri kardeşliğimizi hedef alan terör tehdidinin ortadan kaldırılması, toplumsal huzuru güçlendirme ve terörün ürettiği güvenlik maliyetini kalıcı olarak yok etme iradesinin kurumsallaşmış ifadesidir. Terörün sona erdirilmesi yalnızca bir güvenlik hedefi değil, Türkiye’nin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal bütünlüğünün daha da tahkimi anlamına gelmektedir.

**

Toplumsal hayatın olağan akışının, siyasal rekabetin sağlıklı zemininin, ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir planlamasının ve huzur ve güvenin daha da güçlendirilmesi bu sürecin doğal sonucudur. Terörün tamamen geride bırakılması ile birlikte, siyasal tartışmaların demokratik zeminde daha özgür ve daha nitelikli biçimde yürütülmesi, ekonomik yatırımların uzun vadeli perspektifle planlanması ve genç nesillerin geleceğe daha umutla bakabilmesi mümkün olacaktır.

**

… Önümüzdeki sürecin sağlıklı, denetlenebilir ve toplumsal güven üreten bir biçimde ilerleyebilmesi için yol haritası açık ve aşamalı bir çerçeveye dayanmalıdır. Bu çerçeve, bir yandan güvenlik ve hukuk alanında atılacak adımların sırasını ve kapsamını belirlerken, diğer yandan siyasal, ekonomik ve toplumsal boyutların birbirini tamamlayacak şekilde uyum içinde yürütülmesini sağlayacaktır. 

**

Böylece süreç, önceden öngörülen ve kurumlar arası mutabakatla şekillenmiş bir plan dahilinde ilerleyecektir. Örgütün illegal ideolojik ve finansal yapılanmalarıyla birlikte yurt içinde ve yurt dışındaki tüm şube, unsur ve uzantılarıyla silah bırakması ve kendini tasfiyesi somut, ölçülebilir ve teyit edilebilir biçimde kayıt altına alınmalıdır. Bu tespit ve teyit, sahadan gelen verilerin, kurumsal raporlamaların ve ulusal güvenlik değerlendirmelerinin birlikte işlendiği bütüncül bir mekanizma ile yapılmalıdır.

**

Bu aşamanın tamamlanmasının ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından hazırlanacak müstakil ve geçici kanun yürürlüğe konulmalıdır. Düzenleme hem kapsam hem süre bakımından sınırlı hem de hukuki güvenlik ilkesine uygun olmalıdır. Kanun hazırlık sürecinde, ilgili tüm kurumların görüşleri alınmalı; sahaya ilişkin verileri, hukuki risk analizleri ve uygulamaya dönük öngörüleri dikkatle değerlendirilmelidir. Böylece, Kanun teorik olarak tutarlı ve pratikte uygulanabilir bir metin haline gelecektir” devam ediyor rapor.

**

Daha önce de dedim. Raporlara bakınca, “bu etten aşık çıkmaz!”. Bakalım müşterek raporda ve mevzuatta yapılacak değişikliklerde anlaşabilecekler mi? Ne diyelim, inşallah anlaşabilirler.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —