Evet…
Yeni bir eğitim öğretim dönemi kapıda.
Sanırım ek masraf demek bir çok aile için.
Kırtasiye’den giyim-kuşamdan servis parasına kadar bir aylık maaş demek bir çok kişi için.
Peki durum nedir?
Bugün yine gündemimizde ekonomi ve iki farklı görüş var.
Malum çanta, forma, kırtasiye, servis ve beslenme masraflarındaki artış, aileleri adeta çaresizliğe sürükledi.
Bu konuya dair ön alan isimlerden Anahtar Parti Kayseri İl Başkanı Elvan Öztürk: “Veliler borç batağında, eğitim hakkı dar gelirliye lüks oldu” dedi.
Yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde velilerin omuzlarına binen ağır yük Kayseri’de de gündemin başlıca konusu oldu.
Öztürk, hükümeti duyarsızlıkla suçlayarak “Dar gelirli için eğitim lüks hale geldi” dedi.
“KIRTASİYE SEPETİ GEÇEN YILIN İKİ KATI”
Evet…
Tespit ve eleştirilerini sürdürüyor Öztürk.
Başkan Öztürk, okul alışverişinde yaşanan fahiş fiyat artışlarını rakamlarla ortaya koyarak diyor ki;
“Geçtiğimiz yıl 600 liraya doldurulan kırtasiye sepeti bu yıl bin 200 lirayı geçti. Bir öğrencinin yıllık toplam masrafı okul öncesinde 10 bin, ilkokulda 12 bin, ortaokulda 14 bin, lisede ise 15 bin lirayı buluyor. Veliler, ‘Çocuğumun eğitimine nasıl yetişeceğim?’ diye kara kara düşünüyor. Çocuklarımızın geleceği, ailelerin cebindeki üç-beş kuruşa mahkûm edilmemeli.”
“SERVİS VE BESLENME
MASRAFI İKİNCİ DARBE”
Öztürk, yalnızca kırtasiye ve forma değil, servis ve beslenme ücretlerinin de büyük bir yük getirdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Bir çocuğu okula göndermek için sadece defter-kitap masrafı yetmiyor. Servis ücreti en az 1500 liradan başlıyor, yemek masrafı ayrı bir yük oluyor. Anne-baba, çocuğunu okula gönderdiği gün borçla tanışıyor. Bu tablo dar gelirli aileler için artık taşınamaz boyuttadır.”
“HÜKÜMETİN DUYARSIZLIĞI
ASLA KABUL EDİLEMEZ…”
Anahtar Parti İl Başkanı Öztürk, iktidarın halkın gerçek sorunlarına sırtını döndüğünü ifade ederek şunları söyledi:
“Veliler defter alabilmek için indirim kovalıyor, borca giriyor. Hükümet ise eğitimdeki bu adaletsizliği görmezden geliyor. Eğitim, devletin asli sorumluluğudur. Çocuklarımızın geleceği, ailelerin cüzdanına bağlı olmamalı. Bu duyarsızlık kabul edilemez.”
“ÇÖZÜM İÇİN BURADAYIZ”
Açıklamasının sonunda da eleştirilerin finalinde çözüm önerilerini de çözümün adresi olarak sosyal devlet anlayışı olduğunu vurgulayarak şu şekilde sıralıyor Öztürk; “Eğitim masraflarını velinin sırtına yıkmak yerine devletin üstlenmesi gerekir.
Biz Anahtar Parti olarak ücretsiz kırtasiye desteği, ücretsiz servis imkânı ve beslenme yardımı için projeler üretiyoruz.
Türkiye’nin geleceğini, çocuklarımızın eğitimine sahip çıkarak inşa edeceğiz.”
GENÇ: ŞİMŞEK’İN EKONOMİ
KARNESİ SINIFTA KALDI…
Devam ediyoruz.
Okullar için karne zamanı epey uzak.
Ancak ekonomi karnesi kırıklarla dolu iktidarın.
“Şimşek’in ekonomi karnesi sınıfta kaldı: 2026’da tek hane dedi, 2027’ye erteledi; dolar, euro ve altın katlandı” şeklinde konuşan CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’ten önemli tespitler ve tenkitler.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve başladığı 4 Haziran 2023’ten bugüne ekonomi yönetiminin bilançosunu çıkardı.
NEREDEN… NEREYE…
Klasik söylemle, nereden nereye!...
Genç, “Göreve başladığında TÜFE yüzde 39’du, bugün yüzde 33. Tek hane sözü de 2026’dan 2027’ye ertelendi.
Dolar 21 liradan 41 liraya, euro 22 liradan 48 liraya, gram altın bin 300 liradan 4 bin 400 liraya çıktı.
Şimşek’in karnesi vatandaşın sofrasındaki yangını söndürmedi, tam tersine büyüttü” dedi.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiği günden bu yana geçen iki yılı rakamlarla değerlendirdi.
Genç, “Bakan Şimşek, ekonomiye güven vereceğini, enflasyonu tek haneye düşüreceğini vaat ederek göreve başladı.
Ancak iki yılı geride bırakmamıza rağmen hedefler öteleniyor, vatandaşın yükü ise artıyor.
Şimşek görevi devraldığında yıllık TÜFE yüzde 39,59 seviyesindeydi. Bugün TÜİK’in son verisi yüzde 33,52. İki yılda hedefin tarihi 2026’dan 2027’ye ötelenmiş durumda.
Ekonomide gerçek tablo, iktidarın anlattığı başarı hikâyesi değil, tam anlamıyla bir çöküştür” diye konuştu.
CHP’li Genç, “Şimşek, 26 Ekim 2024’te ‘enflasyon 2026 sonunda tek haneye iner’ dedi; 6 Ağustos 2025’te ise ‘tek hane 2027’de’ diyerek hedefi bir yıl ileri attı. Yani takvim değişiyor ama halkın cebindeki yangın sönmüyor” ifadelerini kullandı.
BEDEL; ÜRETİCİYE, ESNAFA,
ÇİFTÇİYE, İŞÇİYE ÖDETİLİYOR”
“Faizde tablo daha çarpıcı” diyen Genç, “Şimşek koltuğa oturduğunda politika faizi yüzde 8,5’ti; TCMB 22 Haziran 2023’te ilk adımla yüzde 15’e çıktı, Mart 2024’te yüzde 50 tavanı gördü.
Bugün ise yüzde 43. Bu kadar kısa sürede böylesine sert artış ve ardından indirime geçiş, öngörüsüzlüğün en açık göstergesidir. İktidarın ‘yüksek faiz–yüksek kur–yüksek enflasyon’ sarmalından çıkamadığını görüyoruz. Bedeli ise üreticiye, esnafa, çiftçiye, işçiye ödetiliyor” dedi.
“DOLAR, EURO, ALTIN KATLANDI;
MİLLETİN ALIM GÜCÜ ERİDİ”
Genç, döviz ve altın cephesinde de sert artışlara dikkat çekti:
“Dolar/TL Şimşek görevdeyken 5 Haziran 2023 sabahı 21,13 seviyesindeydi; bugün 40,89. Yani yaklaşık yüzde 93 artış. Euro/TL aynı gün 22,60 iken bugün 47,79; artış yüzde 111. Gram altın 5 Haziran 2023’te bin 31–bin 37 TL bandındaydı; bugün 4 bin 392 TL; artış yüzde 232. Bu artış sadece yatırımcıyı değil, ithalata bağlı üretim yapan sanayiciden, kuyumcudan, evine bir gram altın almak isteyen vatandaşa kadar herkesi etkiliyor.
Bugün Türkiye’de insanların düğünde bir çeyrek altın takabilmesi bile imkânsız hale geldi. Bu tablo, ekonomi yönetiminin ‘başarı hikâyesi’ değil, başarısızlık belgesidir” dedi.
“MİLLETİN SOFRASINDAKİ
EKMEK KÜÇÜLÜYOR…”
Genç, enflasyon seyrine ilişkin olarak, “TÜİK verileri Temmuz 2025’te yıllık enflasyonun yüzde 33,52 olduğunu söylüyor.
Ancak halkın hissettiği gerçek enflasyon; kiradan gıdaya, ulaşımdan hizmetlere kadar çok daha yakıcı. İki yılda tek hane vaadi ötelenmiş, hedefe giden yol da güven vermemiştir.
İktidar masa başında rakamlarla oynarken, milletin sofrasındaki ekmek küçülüyor. Çocuklar okula aç gidiyor, emekli temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, esnaf kepenk kapatıyor. Bu tabloyu makyajla saklamaya çalışmak, gerçeği değiştirmiyor” değerlendirmesini yaptı.
“ÇÖZÜM, KURALLARA VE
ANAYASA’YA UYMAKTIR”
“Bugün geldiğimiz nokta şudur” diyen Genç, “Şimşek’in ‘programı’ vatandaşın sofrasındaki ekmeği büyütmedi. Dolar ikiye katlandı, euro iki kattan fazla arttı, altın üçe katlandı.
Faiz yüzde 8,5’tan yüzde 50’ye çıkarılıp sonra yüzde 43’e indirilerek ekonomiye ‘yüksek maliyet–yüksek belirsizlik’ politikası dayatıldı. Kurallı ekonomi, bağımsız kurumlar, güven veren bir orta vadeli çerçeve ve gelir dağılımını gözeten vergi politikası olmadan dezenflasyon kalıcı olamaz. Ekonomide kalıcı iyileşme, günü kurtaran pansumanlarla değil; bağımsız kurumlarla, şeffaflıkla, adaletli bir gelir dağılımıyla mümkündür.
Öncelikle hukuk devletinin ve Anayasa’nın gereklerine uymak gerekir. Kuralları yok sayan bir yönetim ne enflasyonu düşürebilir ne de topluma güven verebilir. Türkiye’nin ihtiyacı, vatandaşın hakkını ve hukukunu koruyan bir ekonomi yönetimidir” ifadelerini kullandı.
SORUN EKONOMİK…
Evet…
İki ayrı görüş le tabloyu ortaya koyduk.
Vatandaş huh diyemeden, nefes alamadan okullar açılıyor.
Ardından turşuluklar, salça, odun, kömür, doğalgaz ve kış serisi başlayacak.
Asgari ücrete verilen Ocak zammı ile emeklinin pili bitmiş durumda.
Her zaman olduğu gibi.
Kemer sıkmaya devam.
İktidar yeni yılı bekliyor.
Yeni yılda da eskilerin geleceği ve değişen bir şey olmayacağı, verilenin de enflasyon ile anında eriyeceği de malum ama ne yapalım…