KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 30.10.2025 12:24

METEOROLOJİ KAVŞAĞI

Facebook Twitter Linked-in

29 Ekim günü, Hisarcık yolu üzerinde, Meteoroloji Müdürlüğü karşısına yapılan kavşak açıldı. Adına da, günün mana ve önemine binaen “29 Ekim Kavşağı” dendi. Büyük bir kavşak… Seksen dört günde tamamlandı… Bir başarı, elbette… Araçlar da “vızır vızır”, akmaya başladı. Bakalım, bağ sezonu gelince “akış debisi” ne olacak? Göreceğiz… 

***

Şimdiden konuşmak erken… Ama tahminlerimden birisini söyleyeyim, bu sefer yığılma, (Şel) benzinliğinin bulunduğu kavşakta olacak. Peki, bu kavşağı da kapattığımızda sorun, (opet) kavşağına, ötelenecek… Zincirleme reaksiyon gibi, Kartal Kavşağına; bu kavşak da yapılınca, ta Yoğun Burç kavşağı ve Meydan’da son bulacak… Bakalım, Meydan’a kaç katlı kavşak yapılacak?

***

Tüm anlattığım olaylar, bir-bir buçuk kilometrelik bir mesafe içerisinde olacak. Benimkisi bir kehanet değil ama bir mühendis duyarlılığı ile böyle olacağını tahmin ediyorum… Düşünün, Meydana kadar, suyun akışını önleyen hiç set -“ışık”- kalmayacak. Olanlar da kaldırılacak… Tekrar ediyorum, sorun, Meydana aktarılacak. Göreceğiz… Yanılmayı çok isterim, yapılan güzel kavşağa gölge düşmesini istemem…

***

Battı-çıktılar, yonca yaprakları, katlı yollar vs. yapılırken uyarmıştım; gelin yapmayın… Bunlar kent içinde yapılmaz, yapılırsa, yollar “hız yoluna” döner, kazaların önünü alamazsınız. Bir de asıl amaç olması gereken “insanlar”, karşıdan karşıya geçerken sıkıntı çeker, bu sefer kent merkezi, yaya alt ve üst geçitleri ile dolar… Sonuçta o güzelim yollar çirkinleşir; geriye dönüş imkanı da kalmaz. 

***

Peki çözüm ne? Kayseri gibi, orta ve küçük ölçekli kent merkezlerinde “ışık”, tek çözüm… Evet, ışık hızı düşürür, ulaşım geciktirir ama kaza riski de en aza düşer… 

***

Bu konuda, haklı çıktım… Keşke çıkmasaydım. Ama gidişat bunun böyle olacağını bize gösteriyordu… Mesela, gün geçmiyor ki, kent içinde, bir trafik kazası duymayalım… Özellikle, oluşan hız yollarında… Düşünün araçlar, çoğu zaman ters dönüyor…Umarım, Büyükşehir Belediyesi bunun çetelesini tutuyor; gerekli analizleri yapıyor, gerekli dersleri alıyorlar. 

***

Ama geç kaldıklarını unutmasınlar… Zira, düğmeyi baştan yanlış iliklediler… Çelik ve Büyükkılıç başkanlar da diğerlerini iliklemeye mecbur kaldılar… Ha, yanlış düşündüğümü söylüyor, biz de böyle yapardık diyorlarsa, bir şey diyemem, işleri güçleri rast gelsin; Allah, sürücüleri ve yayaları kaza ve beladan korusun… 

***

En son çıkan haberi paylaşacağım. Muhtemelen bugün de bir kaza haberi düşecek basına: “Fevzi Çakmak Mahallesi Sivas Bulvarı’nda meydana gelen trafik kazasında, R.D. yönetimindeki 06 GE …  plakalı otomobil, 07 NR … plakalı cipe arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle cip yan yattı”.

***

Bu konuda, bu kaçıncı yazım bilemiyorum. Bir kere kural şu: Kent içi ulaşımda, öncelik “yaya”. Ama bizde, aksi oluyor, “sürücü”… İkincisi, imar planları, kent içinde “hız yollarının” oluşumuna izin vermez. Verirse, “kazalar” da kaçınılmaz. Çünkü yan yollardan çıkan araçlar için, görüş açısı dardır. 

***

Üçüncüsü, “hız yollarına” doğrudan bağlantılı, otopark olmaz. Beşincisi, kent içinde trafik ışıklar ve çok gerekliyse, “yaya alt geçitleri” ile düzenlenir. Bu da kısa mesafede, peş peşe iki ışığı önlemek için. Mesela, Meydan ile Orduevi; Meydan ile Hunat Hamamı arasında ki yaya alt geçidi gibi.

*** 

Nihayet, doğru dürüst bir uyarı, bilgi, sokak ve cadde isimleri yerli yerine konur. Yine iddia ediyorum, bu kentte bırakınız yabancıyı, yerleşik olanı bile aradığı bir adresi, “elli yere!” sormadan bulamaz. İsterse Memduh Başkan aracını alsın, birlikte binelim, şoförüne bir adres vereceğim, kimseye sormadan ve navigasyonu açmadan, bulabilsin bakalım. Unutmasın, herkeste navigasyon yok.

***

Tabii, trafik de diğer önemli bir sorun, altyapı eksiklikleri/yanlışlıkları kadar yaya ve sürücü davranışları da önemli. Maalesef bu davranışlar, rasyonel değil. Ah bir de bunu rasyonalize edebilsek. O nedenle, sorunu sırf belediyelerin üzerine yıkmak, insaf ölçülerini aşar.

***

Adam, eli kıçında, köy meydanında gezer gibi karşıdan karşıya geçiyor. İşaret, “Işık mışık!” hak getire… Sürücüler de yaya yollarını bile bablarının malı sanıyor… İstediği yere park yapmakta bir sakınca görmüyor. Bir de dükkan sahipleri, işyerlerinin önünü özel park yeri olarak kullanıyor, engeller koyuyor. 

***

Tabii, eğitim şart ama ceza da gerekli… Bu insanların bir kısmı, “ceplerine dokunulunca”, “yandım anam!”, der… Zamanla aklı başına gelir… Araç kullanmayı, yürümeyi öğrenir. 

Bu yazıma da çok kızan olacak, biliyorum ama duramıyorum. Şair ne demiş; “söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil!”

Meteoroloji kavşağı hayırlı olsun; kazasız-belasız günler dileğiyle.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —