MUSTAFA CENGİZ

Tarih: 11.09.2025 13:36

KÜRESEL DAYATMALAR YERİNE GETİRİLİYOR!...

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’de son dönemde yaşananları bazen ağzımız açık bazen de kafamız karışarak ve büyük bir şaşkınlıkla izliyoruz.

Özellikle Türkiye’de siyasi partiler savunduklarını, yıllarca söylemleri ile büyük oy topladıkları çizgilerini değiştirmiş tam ters istikamette koşuyorlar.

Türkiye’de Din, Milliyetçilik, Atatürk, Cumhuriyet, Laiklik, Anayasa tartışılıyor kimsenin gıkının çıktığı yok.

Eski (Çamlar) söylemler bardak oldu sizin anlayacağımız.

Şimdi herkes işine geldiği gibi siyaset yapıyor. 

Bugün yine farklı bir bakış açısı var köşemizde.

Emir-komuta zincirini de bir anlamda ifşa eden, Türkiye gerçeklerine gerçek anlamda bakış atan bir basın toplantısının ayrıntılarını vereceğim sizlere. 

Açıklamanın ana hatlarını Washington uzlaşısına dair bazı kararlar oluşturuyor. 

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın, iktidarı politikalarını eleştirdi.
Milletin çok acı reçetelerle ezildiği dönemlerden geçildiğini belirten Akın, “Çünkü hükümetin milletimizin problemlerini çözmek yerine siyasi ikbal derdine düştüğünü ibretle izliyoruz” dedi. 
GERÇEK TÜRKİYE MANZALALARI…

Örnekler veriyor Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın.

İktidarın ekonomik politikalarının millete zulüm getirdiğini dile getiren Akın, ülkedeki yoksulluğu çocukların yaşadığı örneklerle şöyle anlattı: 

“7 yaşındaki bir kız evladımızın canı et çekiyor, annesi gözyaşı dökerek, bu kızımızın önüne ancak bir tabak makarna koyabiliyor.
Bir başka evladımız, kırtasiye yardımı yapılırken, ‘Ablacığım bunun yerine kahvaltılık verebilir misin?’ diyerek gözyaşı döküyor. 

İşte göz bebeğimiz çocuklarımızın geldiği durum budur.
Milletimizin hali içler acısıdır. Hal böyleyken TÜİK, ‘ekonomi yüzde 4.8 büyüdü’ diyerek büyüme verileri açıklıyor. 

Diyarbakır'da simit satan bir evladımız, sokak röportajında ‘ekonomi büyüdüyse neden hala kafamda tepsiyle geziyorum’ diyor. Bu milletin başında simit tepsisiyle gezen 10 yaşındaki evladının, Mehmet Şimşek'in ekonomi politikasını yerle bir ettiğini görüyoruz.” 
GÜNDE 30 BİN İCRA İFLAS DOSYASI 

Bu da bir başka acı gerçek.

Daha geçen hafta bu köşede bu konuya dair rakamları vermiştim.

Bir hatırlatma ile devam edelim. 
İcra dairelerindeki dosya sayısına dikkat çeken Akın, “Bir günde gelen icra iflas dosya sayısı, 30 bindir. 

Günlük çalışma saatinin 8 saat olduğunu düşündüğünüzde, saniyede bir iflas dosyası demektir. 

Toplam icra iflas dosya sayısı ise 24,5 milyondur. Milletimiz bankalara, piyasalara borçludur” bilgisini aktardı. 
“KÜRESEL DAYATMALAR 

YERİNE GETİRİLİYOR” 
İktidarın küresel dayatmaları yerine getirdiğini savunan Akın, “Türkiye'miz küresel güçlerin gerek ekonomi, gerek sosyal tahakküm politikalarıyla kuşatılmıştır. 

Türkiye, bugün üzülerek ifade etmek istiyoruz ki, tahakküm altındadır. Uçurumun kenarındadır. 

Hükümetimizin, 23 yıldan beri faizci, kapitalist Washington uzlaşısının tüm temel ilkelerini harfiyen uyguladığını görüyoruz. 

Washington politikalarının maddelerine baktığınız zaman ilk maddede ne diyor? 

Kalkınmakta olan ülke, KİT’leri özelleştirmek suretiyle serbest piyasa ekonomisine dönüştürmelidir. 

İşte AK Parti, işbaşına gelir gelmez bu politikaları harfiyen uygulamış, devlet fabrika işletmez diyerek 270'e aşkın ağır sanayi fabrikalarını, devlet kuruluşlarını komik bir rakama, yok pahasına satmıştır. 

Ayrıca bunun yanı sıra binlerce taşınmazı da arsa, lojman, bina ve sosyal tesisi elden çıkardığını görüyoruz” şeklinde konuştu. 
KÖPRÜ SATIŞI İDDİASI
Akın, ABD merkezli yayın organı Bloomberg’in “AK Parti hükümetinin 15 Temmuz Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile beraber 9 otoyolu özelleştirmeyi planladığı” yönündeki iddiasına değinerek, “İnşallah bu haber doğru değildir. 

Haber doğruysa, komedi filmlerinde izleyip güldüğümüz köprü satışı da AK Parti tarafından gerçekleştirilmiş olacak. 

Hükümete çağrı yapıyoruz. 

Haber doğru değilse iddia yalanlanmalıdır. 

Aksi takdirde sükut ikrardandır” dedi. 

VERGİLER FAİZE GİDİYOR…

İktidarın en hassas noktası idi.

Faize karşı olduklarını dile getirerek iktidar olmuşlar, “Nas” diye de ardından yola koyulmuşlardı.

Ancak gelinen nokta ne mi oldu? 
Washington uzlaşısının bir diğer maddesinin de vergi reformu talebini içerdiğini belirten Akın, “Bunun da harfiyen uygulandığını görüyoruz. 

ÖTV ve KDV arttırılarak milletimiz yüksek vergilerle ezilmiştir. 

İşte milletimiz bir araba kendine alıyor, bir araba da faizcilere alıyor. Niçin? 

Çünkü milletimizin ödediği ÖTV, KDV hazineye gidiyor, hazineden de faize gidiyor.

Elin Amerikalısı daha çok faizli kredi vermek için vergi reformu yap diyor, AK Parti bunu harfiyen yerine getiriyor. 

İşte bu yüzden dış borç 23 senede 100 milyar dolardan 600 milyar dolara yükselmiştir” ifadelerini kullandı. 

GELİR DAĞILIMI BOZULDU
Washington uzlaşısının piyasalarda deregülasyondan gümrük duvarlarının indirilmesine kadar birçok maddesinin de Ak Parti döneminde uygulandığını kaydeden Akın, “Bu dayatılan politikalar sonucunda, yerli sanayimiz korumasız kalmış, çökmüştür. 

İşte ithalat 50 milyar dolardan 380 milyar dolara çıkmıştır. 

Gelir dağılımı bozulmuştur. 

Dış borç daha da artmıştır, 100 milyar dolardan 600 milyar dolara çıkmıştır. 

Sosyal olaylar patlak vermiştir, bundan dolayıdır ki her gün onlarca cinayet, ahlaksızlık, hırsızlık olayları ile sarsılıyoruz.

Ülkemiz üretici değil, tüketici pazarlarına dönüşmüştür. 

Tüm bunlardan dolayı milletimiz, bu güzelim ülkemizde varlık içinde yokluk çekiyor. Gözyaşı döküyor” diye konuştu. 
İKLİM KANUNU ELEŞTİRİSİ 

Aslında bu konu çok can alıcı bir konu.

Ama kimse bunun farkında bile değil.

Belki bugün için çok acil ve öncelikli değil gibi görünüyor ama 5-10-20 yıl hatta 50 yıl sonra bu Kanun milletin başına ciddi manada büyük çoraplar örecek, bela olacak bir kanunlara dikkat çekiyor.

Bu konuya dair birçok kimsenin ne fikri ne de merakı var.

Malum Türkiye’de son 25 yılda 300 binden fazla maden ruhsatı verildiği konuşuluyor.

Bu sayı sadece 1200’leri bile bulmuyordu Cumhuriyet tarihi boyunca, bilmem duydunuz mu? 

Madeni arayan, altını çıkartanlar da niye ise hep yabancı firmalar iyi mi?

Ormanlar yanıyor, sahiller turizme açılıyor, sürekli konutlar yapılıyor ve bir talan düzeni dört nala gidiyor. 

Herkes günü kurtarmanın saltanatını sürmenin derdinde.

Geleceğimiz çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakacağımıza dair kimsenin tek endişesi yok sanırım.

Bakın bu konuya dair Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akın, neler neler anlatıyor?!...

3 Temmuz 2025 tarihinde Meclis’te kabul edilen İklim Kanunu’nu da eleştiren Akın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümetin hiçbir milli ve yerli planı yoktur. 

Olayların arka planını görecek feraseti de kalmamıştır. 

Uyguladıkları ekonomik model faizci, vahşi kapitalist sistemin bizatihi kendisidir. 

Milli bir planı olmayanlar her zaman küresel güçlerin planının parçası olurlar.

İşte bu ferasetsizliğin bir örneğini, hükümet eliyle geçirilen İklim Kanunu’nda görüyoruz. 

Bu İklim Kanunu’nun temelinde, ülkemizin karbon salınımına üst sınır getirerek, düşük karbon salınımlı üretim yapılmaya zorlanması yatıyor. 

Bu durum özellikle ülkemizin enerji yoğun üretim yaparak kalkınmasını sınırlamaya ve maliyet yükselmesine neden olacağından asla kabul edilemez.” 

TARIM VE HAYVANCILIK 

CİDDİ TEHDİT ALTINDA

Söz konusu düzenlemenin tarım ve hayvancılık gibi sektörlerin de varlığını tehdit ettiğini vurgulayan Akın, “250 yıl boyunca ağır sanayileriyle karbon salınımını göz ardı edip süper güç olan ülkelerin, kalkınmakta olan ülkelere böylesine bir tahakküm politikası uygulaması kasıtlıdır. 

Diğer taraftan küresel güçlerin bir endişe olarak ortaya koyduğu havada bulunan 10 binde 4 oranındaki karbondioksit oranının artmasına bağlı olarak iklimlerin değiştiği tezi bilimsel olarak hala tartışmalıdır.

Zaten dünyaca ünlü MIT profesörü, Atmosfer BilimciProf. Richard Lindzen, ‘Tek bir değişken CO₂ tüm iklim değişimini açıklayabilir düşüncesi oldukça saçmadır. 

İklim bunun için fazla karmaşıktır.’, 

‘CO₂’yi kontrol etmek bürokratların rüyasıdır. 

Karbonu kontrol ederseniz hayatı kontrol edersiniz’ diye ifade etmiştir.” 

Akın, “Türkiye, bu faizci kapitalist ve küresel politikaları bir kenara koyup adil düzene geçmeden hiçbir sorunundan kurtulması mümkün değildir. Türkiye’mizin ve bölgemizin huzur ve saadeti milli plan ve politikalara bağlıdır adil düzene bağlıdır” diye konuştu. 

BU MİLLET İLK SEÇİMDE 

KAPINIZA KİLİDİ ASACAK

Muhalefet partilerinin genel başkanlarının ve belediye başkanlarının tutuklanmasına karşın benzer suçlamalar yöneltilen iktidar mensuplarının serbest dolaştığını belirten Akın, “Şimdi de parti il başkanlıklarına kayyum atayacak kadar yönünü kaybetmiş bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi. 
“Bunda şaşılacak bir şey görmüyoruz” diyen Akın, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Çünkü halkın desteğini kaybeden bir hükümetin varacağı son nokta milletin oylarını baskı altına almaktır. 

Muhalif adaylara siyasi yasak getirmektir. 

Ancak hükümete şu gerçeği hatırlatmak istiyoruz.
Bu millet çok sabırlıdır. 

Zamanı geldiğinde tüm hesapları alt üst etmesiyle milletimiz meşhurdur. Yine AK Parti'ye tekrardan ifade etmek istiyoruz. 

Boşuna uğraşmayın, artık milletimizin size inancı kalmamıştır. 

Bu millet ilk seçimde sizin de kapınıza kilidi asacaktır.” 
ADİL DÜZENLE KURTULUŞ OLUR 

56 yıllık bir hareket olan Saadet Partisi’nin Türkiye’deki ve bölgedeki tüm ekonomik ve sosyal problemlerin temelinin güdümlü, bağımlı ve adil olmayan ekonomi modellerler ve küresel politikalar olduğunu bildiğini belirten Akın, “Bu yüzden Saadet Partisi, Türkiye’mizin süper güç olabilmesi için küresel güçlerin ekonomik nüfuzunu kıracak tam bağımsız, milli, adil kalkınma planlarını ortaya koymuştur. İnşallah milletimizin desteği ile ilk seçimde bunları uygulamaya koymak için kollarımızı sıvayacağız ve milletimizi ve bölgemizi bu cendereden çıkaracağız” dedi. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —