Hürmetçi sulak alanını yok edeceklerdi. Bu fakir de; “Yaratana hürmeten, Hürmetçi’yi yok etmeyin!”, diye mücadele veriyordu, bu şehrin “ulularına” karşı… Kolay değil, bu şehrin “uluları” ile mücadele etmek. Ekmeğe muhtaç ederler. Hakkı teslim etmek lazım; yanımda DoğaBel Başkanı Dr. Serkan Yılmaz ile eşi Behiye Hanım vardı. Ama nedense, onlarında sesi kısıldı, sonra!..
Kendimi yel değirmenlerine saldıran, sıska atı, mızrağı, hizmetlisi (Sancho Panza), zırhı olmayan “Don Kişot” gibi hissediyordum. Nitekim, sonunda kendimi Sanayi Odası’nın kapı önünde buldum… Kovulmuştum… Başkan Mustafa Boydak’a; “daha bu adamı neden tutuyorsun!” diye baskı yapıyorlardı.
***
Bir de görev, Mustafa Çapar döneminde başlamıştım. Başkan danışmanıydım. Sekiz yıllıktım… Bir kısmı da; “Çapar’ın adamını ne diye çalıştırıyorsun!” diyordu. Sonunda; “medar-ı maişet motorumuzu” durdurdular. Sağ olsun, merhum Kilci, Ticaret Odası’nın kapısını açtı.
***
Başkan da muhbirlerin “jurnallerini” bana veriyordu. Sözlüleri de duyuruyordu. İnanın, hiç biri yanımda değil, jurnallerin. Zira, “emanet” olduğu için Başkana iade ettim ayrılırken. Öyle ya; “emanete hıyanetin” ne demek olduğunu bilen birisiyim.
***
Bu süreçte, ilgili bürokrasi korktu, AK Parti ileri gelenlerinin hışmından… Öyle ya, “yer beğen!” denebilirdi her an… Önlerinde, bazı kamulaştırmalara direnen ve sürülen Vakıflar Bölge Müdür ile çevre konusunda duyarlı İl Çevre Müdürü örnekleri duruyordu.
***
Mesela DSİ; “Genişleme alanı, Develi Sulaması mansabındadır. Burası tarım arazisidir”, türünden verdiği görüşü, iki ay sonra değiştirdi; “Vardık baktık ki, burası imara açılmış. O nedenle, sulama kapsamından çıkartılması için Genel Müdürlüğe yazı yazacağız”, türünden bir değişik rapor verdiler.
***
İlla Kayseri OSB’yi genişletecekler, köyün içinden geçen bir yol açacaklar, ürünler Adana tarafında daha kolay ulaşsın, diye… Bunu da Karayolları’na yaptırtacaklardı. Ona da tepki verdim. Herhalde tepkim yerini buldu, açamadılar…
***
Yazılarım arşivde o nedenle iddialı yazıyorum. Hiç tevazu göstermem. Unutmayın, fazla tevazu da zillettir. Nitekim bir miktar genişlettiler OSB’yi ama devam edemediler… Yoksa, bataklığı toprakla dolduracaklardı. Zaten, genişletilen yer için binlerce ton toprak çekmişlerdi, dağlardan.
***
Herkes korkuyor, ağzını açamıyordu… Mesela; yayınladığım flamingoları gösteren bir broşüre, Başkan Özhasek; “Bu fotomontaj. Gittim baktım, kuş muş yok burada!”, demişti. Öyle ya, genişlemede ısrar eden OSB Başkanı hem partilisi ve hem de ortağı idi…
***
OSB Bölge Müdürü de, “işimiz acele!” diyerek, elden dolaştırıyordu, “genişleme” ile ilgili “ÇED Raporunu” imzalatmak için kapı kapı dolaşıyordu…
***
Mesela, bir çevre toplantısında, konuyu açtığımda, Kayseri’de süt ürünleri ile uğraşan, o yıllarda Sanayi Odası Yönetimi’nde bulunan bir sanayici; “Kadir Bey, amma da uzattın. Hürmetçi dediğin yerde camızdan başka bir şey yok!” demişti.
***
Duru muyum? “Beyefendi, süt ve süt ürünleri ile uğraşıyorsunuz ama camızın yaşadığı yerin sulak ve canlı bir ortam olduğunu bilmiyorsun!” demiştim. Şahit de Murat Yerlikhan… Sanırım, bir ORAN toplantısıydı.
***
Tabii Çevre Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü gibi ilgili kuruluşlar ağızlarını açamıyorlar; “münasiptir efendim!” diyorlardı, çevre kıyımına…
Bir bahar günü, köyün muhtarı ben aradı; “flamingoların” geldiğini söyledi, bir ikindi vakti. O zaman Anadolu Haber’de yazıyorum. Gazete binasında bulunan, adını unuttum, haber ajansı muhabir ve kameramanımı aldım, Hürmetçi’ye götürdüm. Çekim yaptılar, akşam haberlerine yetiştirdik.
***
O zaman, rahmetli Veli Altınkaya, DYP yanlısı, muhalif bir TV ve gazetede genel yayın yönetmenliği yapıyordu. O da fırsatı kaçırmadı, akşam haberlerinde girdi. Ne mi oldu? İlk tepki Özhaseki’den geldi; “Beni yanıltmışlar!”
***
Yazının başlığı ile ilgili haber yerel basına düştü…”İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, Hacılar ilçesine bağlı Hürmetçi Mahallesi’nde kurulun Manda Sütü İşleme Tesisini ziyaret ederek, incelemelerde bulunmuş”. Haberin devamı şöyle:
“Hacılara bağlı, Hürmetçi Mahallesinde, Kayseri Tarım ve Orman İl Müdürlüğü koordinatörlüğünde Tarım ve Orman Bakanlığı, Kayseri Valiliği ve Hacılar Belediyesi destekleri ile yapılan ’Manda Sütü İşleme Tesis’ Projesi kapsamında 2020 yılında kurulan tesiste bugün günlük bir ton manda sütü işlenerek il içinde ve il dışında birçok satış noktasında manda sütünden üretilen yoğurt, kaymak, mozzarella gibi süt ürünlerini satışa sunuluyor.”
"Her gün sabah erkenden ev hanımları tarafından sağılan mandaların sütleri Kayseri Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği iktisadi işletmesi olan MANDAM firması tarafından frigo araçlarla evleri tek tek gezilerek toplanmaktadır. Develi, İncesu, Kocasinan ve Hacılar ilçelerinden toplanan manda sütleri tesise getirilerek üretime geçilmekte” teymiş.
***
Müdür Beyden rica etsek, o tarihlerde Hürmetçi Sazlığını yok etmek isteyenlere, birer kap yoğurt ikram edebilir mi, acaba? İnanın çok duygulandım haberi duyunca… O yoğurda ve diğer ürünlere, zerreyi miktar katkım olduysa, onunla gurur duyarım…