Sanırım hatırladınız kendisini.
Sosyal medyayı en etkin şekilde kullanan isimlerin başında geliyor.
Öylesine laf olsun torba dolsun türünden de boş işlerle uğraşmıyor.
Çürüyen sisteme karşın öylesine etkili paylaşımları var ki.
Zaman zaman kendisini bu köşede ağırlıyorum.
Uzun olmasa da bir ara vermiştik.
Kaldığımız yerden son günlere dair önemli uyarıları ile devam edelim.
Kim mi?
Bakın x hesabında kendisini nasıl tanımlıyor?
M.Sebati Ataman@sebati_ataman
(E)Albay / ATATÜRKÇÜ / TÜRK MİLLİYETÇİSİ/Siyasetçi.
28 nci Dönem Kayseri Milletvekili Adayı
İYİ Parti il başkanlığı da yaptı ama parti ile yollarını ayıralı epey oldu.
Şimdilerde Koray Aydın'ın A takımındaki önemli isimlerden birisi olarak yoluna devam ediyor.
Başlıyoruz…
İHANETİNİZ UNUTULMAYACAK!
Son dönemlerdeki paylaşımları epey uzun.
Tarihi bilgilerle donatılmış, önemli uyarıları var.
Bugün kendisinin son günlerdeki paylaşımlardan alıntılarla bir gözlem ve uyarı yazısı.
Diyor ki Ataman, "Tarihin en eski mesleklerinden olan “siyaseti” icra ederken; muhalif görünüm ve söylemler ile milleti kandırıp, oylarını çalan, kişisel çıkar ve beklentiler uğruna iktidara kapak atan, anatomik olarak duruş bozukluğu nedeni ile iki büklüm olup, el etek öpenler…
Bu yaptığınız muamele ve ihanet birilerini memnun etse de, size güvenerek oy verip seçen insanlar sizi asla affetmeyecek, ihanetinizi unutmayacak ve haklarını helal etmeyecekler…"
YİNE AYNI SENARYO...
Yine aynı senaryo…
Dış güçler, emperyalistler, Lawrence’lar, Türk düşmanları, BOP…
Suçlu sadece onlar mı?
Ya biz, tarihten ders alıyor muyuz?
Çok değil 100 yıl öncesine gidelim…
I. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’da İngiltere ve Fransa’nın siyasi mühendisliği ile Irak, Suriye ve Ürdün gibi devletler kuruldu…
Çünkü sömürgelere ihtiyaçları vardı.
Petrol bölgeleri, ulaşım yolları ve sömürge yönetimine uygun kişiler ve idari bölünmeler öncelikliydi.
1916’da Sykes–Picot Anlaşması ile İngiltere ve Fransa, savaş sonunda Osmanlı topraklarını aralarında gizlice paylaştılar…
Suriye, Lübnan ve Kuzey Irak’ın bir kısmını Fransa, Irak’ın güneyi, Ürdün, Filistin ve Körfez bölgeleri İngilizlerin olacaktı…
Kardeş payı yapmışlardı…
Önce Osmanlı’nın Hicaz Emiri Mekke Şerifi Hüseyin bin Ali’ye Arap İsyanı’nı başlattırdılar…
İngilizler Onun Osmanlı’ya ihanetini
oğullarına krallıklar kurarak ödüllendirdi…
Haşimi hanedanındandı…
Osmanlı yıkıldı, İngiliz-Fransız planı San Remo Konferansı ile resmileşti.
Irak; İngiliz mandası oldu.
Suriye Kralı olan fakat Fransa tarafından tahtan indirilen Faysal’ı İngilizler, Şerif Hüseyin’in oğlu olduğu için Irak kralı yaptı…
Osmanlı’dan koparılan Suriye’de kısa süreli Arap Krallığı kuruldu…
Suriye 1920–1946 arasında Fransa’nın manda yönetimi altındaydı.
Fransızlar, yönetimi kolaylaştırmak için Suriye’yi küçük eyaletlere (Şam, Halep, Alevi Devleti, Dürzi Devleti vb.) böldü.
İşlem tamamdı ve 1946’da Fransa çekildi…
Osmanlı’nın Şam vilayetinin doğu kısmıydı Ürdün…
Savaş sonrası İngilizlerin Filistin Mandası içinde kaldı.
Şerif Hüseyin’in diğer oğlu Abdullah bölgeye “emir” olarak atandı…
Adı Transürdün Emirliğiydi, 1946’da “Ürdün Haşimi Krallığı” oldu…
Bu suni devletlerin sınırları halkın iradesiyle değil, İngiltere ve Fransa’nın stratejik çıkarlarına uygun olarak cetvelle çizilmişti…
Başa gelen kişiler ya Haşimi ailesindendi ya da emperyalistlerin seçtiği kuklalardı…
Üstünden 100 yıl geçti…
Yeni sürüm gerekliydi…
İngilizler yazdı, çizdi, Amerika başrolde oynadı…
Irak’ı İran ile savaştırdılar, sonra Saddam’ı Kuveyt’e soktular daha sonra da devirdiler…
Kürt müttefikleri Talabani’yi Cumhurbaşkanı yaptılar, diğer müttefikleri Barzani’yi de Kürt bölgesi Başkanı…
Irak’ı kolayca parçalanacak hale getirdiler,
İleride kurmayı düşündükleri devletin temelleri de atmış oldular…
Sıra Suriye’ye gelmişti…
Kendi kurdukları ülkede İran ve Ruslara yakın bir devlet işlerine gelmiyordu…
İç savaş çıkardılar, islami cihat terör örgütleri marifetiyle ülkeyi enkaza çevirdiler…
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Bölgesi oluşturdular, Ekim 2019 itibarıyla de facto özerk olan yönetim alanının PYD tarafından önce özerk kantonlar, sonrasında federasyon ilan edilmesine göz yumdular… Proje devam ediyordu, Esad’ın düşürülme zamanı gelmişti…
Önce Esad’ın siyasallaşmış ordusu satın alındı, kurşun bile atmadan eski El Kaideli, El Nusra’lı, HTŞ kurucusu, başına ödül koydukları terörist elini kolunu sallayarak Şam’a girdi…
Terörist Collani, Ahmet Eş Şara oldu…
Traş ettiler, takım elbise giydirdiler, kravat taktılar, ülkenin başına geçici kukla olarak getirdiler…
Ülkeyi yakın zamanda üçe veya dörde bölüp federe hale getirecekler ve yönetecekler… Tıpkı Irak gibi…
Muhtemelen Suriye devletinin başına bir Kürdü devlet başkanı da yapabilirler. Tıpkı Irak’da olduğu gibi…
Gelelim Türkiye’ye; gerek Irak’ın gerekse Suriye’nin parçalanmasında oyunun bir parçası olarak kullanıldı…
Irak Kürt bölgesini “abad”etme görevi verildi. Ekonomik gelir sevdası ile Barzani bölgesini ihya ettik, adeta kendi canavarımızı kendi elimiz ile yarattık...
Suriye’de de aynı tuzağa düştük…
Kardeşim Esad’dan, katil Esed’e…
Kuzeyimizde bir Kürt devleti daha kuruluyor, yine biz inşaa edeceğiz, sonra birleştirilecekler.
Sonraki adım malum….
Hala kurucu önder, gelsin mecliste konuşsun, bir Kürt Cumhurbaşkanı yardımcısı olsun söylemlerini masum buluyor musunuz?
KARAR VERİN...
Evet...
Uyarılarına devam ediyor Ataman.
Soruyor; "Meclise çağıran siz,
DEM’lileri kapıda karşılayan siz,
Kurucu Önder diyen siz,
İmralı’ya şiir gönderen siz,
Öcalan’a teşekkür eden siz…
Sonra da çıkıp “bölücü başı” diyen yine siz…
Milleti kandırmayın ve bir karar verin;
Kurucu önder mi?
Bölücü başı mı..?"
DON KİŞOT'U BİLİR MİSİNİZ?
Son olarak şu paylaşımı ile bitirelim Ataman’ın;
Cervantes’in en meşhur eseri Don Kişot’u hemen hemen herkes bilir…
İlkokul yıllarından beri tanırız ve biliriz yel değirmenlerine karşı verdiği savaşı…
Cervantes’in kahramanı Don Kişot şöyle diyor;
Üç devle savaşıyoruz sevgili Sancho!
Adaletsizlik, korku ve cehalet ile…
Eser 1605 yılında İspanya’da yayınlanmış…
Günümüzden tam 420 yıl önce…
Cervantes günümüzde Türkiye’de bu eseri yazsaydı savaştığı devleri üçle sınırlayamazdı sanırım…
En azından şunları da eklerdi; “yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar, din tüccarlığı, liyakatsızlık, nepotizm, tek adam rejimi, vatana ihanette yarışanlar, diplomasızlar, sahte diplomalılar, fıtrat anlayışı, kul hakkı yeme…”
TAVSİYELERİM…
Yerimiz az, ama okumanızı hararetle tavsiye edeceğim Ataman’ın şu başlıklı paylaşımlarını eğer vatan, millet, bayrak, ülkenin geleceğine dair endişeleriniz var ise lütfen dikkatle takip edin...
Türk olmak…, AK Çelebizade vekil neden suskun?, “Misyon’un parçası olmak…”, İbni Batuta'dan Fatih Altaylı'ya..., Saray Takunyalı Efe…,
AKAPE’nin 24 yılık erezyonu…, Kimdir Mücahit Birinci?, Sahte diplomalılar buz dağının görünen kısmı…, Devlet aklı işte bu…, Sahte diploma…, KO- MİSYON…