KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 27.11.2025 11:29

GIDA ZEHİRLENMELERİ

Facebook Twitter Linked-in

“Gıda zehirlenmeleri” ve buna bağlı ölüm haberleri peş peşe gelmeye başladı, yurdun dört bir yanından. Tabii, nedenleri uzmanlık konusu olduğundan fazla bir şey söylemek istemem doğru da değil. Fakat, bazı gözlemlerimi ve düşüncelerimi de aktarmadan geçemeyeceğim. 

**

Dikkat ederseniz, kentin dört bir yanı (fesfot) dükkanları ile doldu. Kimi tavuk-siyah et, dürüm, kebap satıyor kimileri ise diğer pişmiş gıda maddeleri. Ev yemekleri yapan lokanta, üç-beşi geçmez oldu. Oysa bu kentte, adım başı esnaf lokantaları vardı. 

**

Tabii, bunların denetimi nasıl yapılıyor, hangi periyodlarla yapılıyor, kim ya da kimler yapıyor? Bilemiyorum. İnanın, zehirlenme haberleri arttıkça, çekinmeye başladım, çok zorunlu olmazsa yemiyorum artık, dışarı da…

**

Diyeceksiniz ki, fakir-fukara, dar gelirli, öğrenciler ne yapsın? Beslenmeyi bir yana bırakın karınlarını doyurmak zorunda… 

**

Bu tercihler, (fesfot) satanların artışının ana nedeni elbette, gelir yetersizliği. Adama serzenişte bulunmuşlar; “Baban açlıktan öldü!”. Yanıt; “Buldu da yemedi mi?”

**

Mesela, derler ki; “ver kavurmayı da gör savurmayı!” Kavurmaya da, fırın ağzına da hasret kaldık. Allah’tan, kıymalı var… İyi bir kıymalı da ucuz değil. Lokantalara gitmeniz hayal oldu… Gittiğiniz de iki-üç kap yemek yeseniz, beş yüz liradan aşağı değil.

**

Eski yıllarda, lokantaya gelen kişi, sonra gelen dostunun arkadaşının parasını da öderdi. Hâkeza berberde de durum öyleydi. Şimdi ise, insanlar birbirini görmek istemiyor; göz göze gelmekten kaçınıyor. 

**

Mesela, çay ocaklarında, masanın parasını ödemek için yarışan insanlar şimdi, kendi parasını öderken eli titriyor. Çoğu da akşama kadar oturuyor, bir bardakla yetiniyor. Nasıl yapmasınlar, bir bardak çayın en düşük fiyatı, on lira. Hele bir de yanılıp pastanelere, kafeteryalara giderseniz elli-altmış lira. 

**

O nedenle, ucuz olan mal hücum var. Onların da gıda güvenliği ne kadar?

**

Mesela, bir yandan toz-toprak, kuş ve kuş pislikleri, diğer yandan açıkta satılan gıda maddeleri… Bir de buna yol boyunda bulunan dükkanların maruz kaldığı egzoz dumanlarını ilave edin.  Bu doğru mu?

**

Dana kıymanın beş yüz, altı yüz lira olduğu bir piyasada iki yüz elli, üç yüz liraya “dana eti sucuk” satılıyor. Bunda bir gariplik yok mu? Ya o doğru, ya da diğeri… Bunun sırrını, bunda ki hüneri birileri anlatsa da öğrensek olmaz mı?

**

Mesela, marketlerde satılan gıda maddelerinde “son kullanma tarihi” var. Yanılır alırsan, hapı yuttun. Ne ile maruz kalırsınız, bilemem ama firma tarafından toplanan, “son tüketim tarihi” geçen gıda maddeleri ne oluyor? 

**

Mesela, imha mı ediliyor? İmha ediliyorsa ne tür bir prosedür uygulanıyor? Yok imha edilmiyorsa, ne yapılıyor? Elbette bundan haberi varıdır, yetkililerin. 

**

Herhalde bunları bu kenti yönetenler görüyordur; biliyordur… Ama nedense akıllarına bir şey yapmak gelmiyor. Bir nedenini söyleyeyim, “sandık!”. Ya da siyasal popülizm.

**

Tabii, bu ülkede mevzuat adına eksik hiçbir şey yok… Hatta çoğu batı ülkelerinden de ileri derecede… Sorun şurada; bu mevzuatı uygulayacak siyasi irade, nitelikli eleman ve ekipman var mı? Bir de uygulandığında maliyetler ne olur. Sıkıntı burada…

**

Biliyorsunuz, 1999 Gölcük depreminden sonra, “deprem mevzuatı” gündeme geldi, bunlar günah keçisi yapıldı. Ama yöneticiler, zeytinyağı gibi su üstüne çıktı. Kabahati mevzuatın üzerine yıktı. Hemen mevzuat değişikliğine gidildi, yeni düzenlemeler yapıldı, sorumlular rahatladı.

**

Mevzuatın katılığını elektrik için biliyorum, tarihi önemli değil, meri olanı tam uygulansaydı, depremde bile hiçbir bina, en azından ölümcül sonuçlar vermezdi. 1999 depremi ve sonuçları da bu cümleden…

Mesela, elektrik ile ilgili yönetmelikler harfiyen uygulansa elektrikten mütevellit ne bir yangın ve ne de bir ölüm olur. 

**

Dostlar, çok acı, bu ülkede, ölenin yanına kâr kalıyor. Hasılı kelam, “Niyazi” olup gidiyorsunuz. (Albert Camu) haksız mı yani; “Bir ülkenin nasıl olduğunu görmek istiyorsanız, insanların nasıl öldüğüne bakın!”. Ben buna tüm canlıları ilave ediyorum. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —