NEBAHAT ERDOĞAN

Tarih: 07.08.2025 15:42

GEL DE ÖZLEME ESKİ TÜRKİYE’Yİ…

Facebook Twitter Linked-in

Okul bahçesine girdiğimiz an, anne-babaya sarılmak biter ağlamak şöyle dursun, yüzümüzü bile ekşitemezdik. 

Her şeyimizle önce okul, sonra öğretmenlerimize emanet edilirdik.

Ama ne emanet…

“Eti senin, kemiği bizim” derlerdi…

Her dersimiz ayrı kurallar çerçevesinde işlenirdi, asla gırgır şamatalı ders geçirmezdik ama en çok beden eğitimi dersiniz severdik çünkü en çok o derste özgür kalırdık.

Ha bunları söylerken “nazi kapında”da değildik, sadece derste ders, oyunda oyun ve disiplin vardı.

Sınavda başarısız olanlar bir iki gün sonra tekrar sınav edilirdi.

Başarısız dersleri olan bütünlemeye kalır, Eylül ayında o derslerden sınava girilir bir üst sınıfa öyle geçilirdi.

Yoksa çift dikiş aynı sınıfı tekrar edilirdi.

Bilginin önemi, eğitimin önemi öğrenciyi bilgisiz ve liyakatsiz yetiştirmemekti.

İleriki yaşantımız için öğretmenlerimizin en büyük hedefi, öğrencilerini iyi bir meslek hayatına hazırlamaktı.

Okul ve diploma derece notu çok önemliydi onlar için.

Çünkü bu derece notuna göre gidebilecekleri okullar belirlenirdi.

Ne büyük mutluluktu o mezuniyet ya da sınıf geçme sevinçleri. 

İyi ki öyle bir eğitim döneminden geçmişiz…

Şimdi daha iyi anlıyorum.

Liyakat, disiplin ve kaliteli eğitimin önemini.

Gel de özleme eski Türkiye’yi…

Oysa…!

DİPLOMA KRİZİ…

Tüm Türkiye’de günlerdir e-sızıntı haberlerini okuyoruz, dinliyoruz.

Bu kez de sahte diploma skandalı bomba gibi patlak verdi.

Ee burası Türkiye…

Maalesef olmaz dediklerimizin hepsi oluyor.

Günlerdir yayınlanan haberlerde iddiaya göre bir çete bazı kamu görevlilerinin elektronik imzalarını bir şekilde ele geçirmiş ve istedikleri gibi kullanmışlar.

Sahte diploma

Sahte kimlik

Sahte Profesör 

Sahte Doktor.

Sahte Psikolog

Sahte Avukat.

Sahte Diplomat.

Sahte Ekonomist.

Sahte Dekan,

Sahte Rektör.

Kim bilir daha neler vardır acaba?!...

İşin ilginci tez yazdırmak 25 Bin TL’den diplomalar ise 500 binli rakamlardan gidiyor.

Dikkat çekici nokta, çete üyeleri sahte diploma ve sınav puanlarında oynama işini 14-15 yıldır yaptıklarını ve şimdiye kadar hiçbir sorun yaşamadıklarını itiraf ettileklerini haber kaynaklarından öğrenmiş olduk.

Bu sahte diploma skandalı şimdi 14 üniversite 2 iletişim kurumu ve YÖK ile sınırlı kalır mı? yoksa bu  daha geniş boyutlara yayılır mı.? bekleyip göreceğiz.

 

Onun için hiçbir çaba sarf etmeden etiket sahibi olmak Türkiye’de çürümüşlük içerisinde çok kolay oluyor.

Vatandaşın güvensizliği mi? o da her geçen gün artıkça artıyor.

Sonrası mı?

Çöküşün belirtileri sırayla geliyor.

Sağlık siteminde çöküş,

İnşaat sisteminde çöküş,

Eğitim sisteminde çöküş,

Ekonomi sisteminde çöküş

Devlet güvenliğimiz nasıl emniyet altında ki, bu verilere kolayca sızabiliyorlar.

Devlet güvenlik açısından bu kadar aciz durumda ise, vatandaşların güvenliğini hiç düşünemiyorum.

Evinde oturan sade bir vatandaşın, yarın bir gün cinayet şüphelisi olarak tutuklanmayacağına kimse garanti veremez bu durumda…

Öyle ya.!

Son günlerde terörsüz Türkiye sloganıyla başlayan süreçte ülkeyi kana bulayan teröristler birer birer serbest kalırken,

Şahit olduğumuz yüzlerce masum insanlar, hem terör şüphelisi, hem de yolsuzluk şüphelisi olarak ceza evlerine tıkılıyorlar.

Adalet sistemimizin çöküşü bununla da kalmadı…

İddialara göre Türkiye’de sınav kazanamayan herkesin kabul edildiği ve yüzeysel eğitimle, okula gitmeden, devam zorunluluğu almadan diploma veriliyormuş.

Hatta , fakülte ve bölümler henüz tam kurulmadan YÖK tarafından denklik verilmiş..”

Ve hatta bu Üniversitenin,17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarında ayakkabı kutularında yakalanan paraların bu üniversite için toplandığı iddialar arasında.

Bu üniversite “Kuzey Makedonya’daki Uluslararası Balkan Üniversitesi”

Bu üniversitenin hükümete yakınlığıyla bilinenler olduğu iddialar arasında…

İnsan hayatının, insan sağlığının bu kadar hiçe sayıldığı bir ülkede, 

sahte doktorların muayene ve ilaç vermesi,

Sahte avukatın bir davada masum insanı suçlu çıkartması,

Sahte psikoloğun, hastayı tımarhaneye göndermesi,

Sahte mühendisin, çürük binaya sağlam raporunu vermesi

Sahte müteahhidin, temelsiz bina yapmasını,

Sahte ekonomistin verileri yanlış vermesini

Kimse kusura bakmasın kimse bunlara“dış kuvvetlerin oyunu” diyemez

Bu bes belli Türkiye’yi içten çökertmektir.

Sağlam temeller üzerine kurulan bir ülke asla yıkılmaz.

Ama bu durumda çöküş kaçınılmaz bir son olur.

Sonuç olarak bu rezalet skandal karşısında, hangi bakanlık 

“bizim, esnekliğimizden kaynaklı oldu” diyecek. Tabii hiç biri…

Diğer dünya ülkelerinde olsa mutlaka, ya istifa ya da böyle bir skandalı üstlenen bakanlık çıkar.

Ama burası Türkiye bizde koltuk sevdası ve itibar her şeyden önemli. Temelimiz bu ikili üzerine kurulu.

Onun içindir ki;

Şimdiye kadar hiçbir şey olmadı, bundan sonrada olmayacak. 

Suçlanan yine yolsuzluğu ifşa edenler olacak, vatandaş olacak, az biraz zaman geçtikten sonra üzeri kapatılacak.

Hepsi bu…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —