Her zaman söylemişimdir, “Dünyanın bir ucundan, 10 Bin Kilometre öteden gelerek başta Orta Doğu olmak üzere Dünya’nın böylesine dizayn edilmesi, kardeşin kardeşe kırdırılması ne kadar acı değil mi?”
Peki bunu nasıl yapıyorlar?
Yerli işbirlikçiler eli ile…
Arap Baharı’nda ölenlerin sayısını tam bilen var mı?
Kaç ülkenin sınırı değişti.
Kaç milyon insan öldü, kaç milyon insan yerinden yurdundan edildi?
Halen de devam ediyor.
Son halkalar İran ve Türkiye.
NEREDEN NEREYE?!…
Yaşınız yetmeyebilir.
ABD’de ilk müslüman Barack Obama’nın başkan seçildiğinde yer yerinden oynamıştı.
Birçok islam ülkesi gibi Türkiye’de umutlanmıştı.
Kan ve gözyaşının biteceğine dair ciddi beklentiler, işbirliği ve Türkiye’ye uygulanan bir çok ambargonun kalkacağı, ülkemizin daha da güvenli ve yaşanabilir bir ülke olacağına dair iyimser mesajlar vardı.
Gelin görün ki o günlerden bu günlere yani Tom Barrack’a gelene kadar ABD’nin politikaları değişmediği gibi 100 yıllık rövanş projelerinin hayata geçirilmesi için süreç daha da hızlandırıldı.
Hatta ve hatta son papa ziyareti ile Türkiye’ye yeni bir Haçlı Seferi daha topsuz silahsız gönüllü olarak gerçekleştirilmeye başladı.
2026 için Ruhban okulu sözü bile verildiği gibi ülkemizde restore edilen 400 kilisenin yanı sıra yeni tavizler verilmeye, Ekümenlik iddiaları hortlatılmaya da devam ediliyor.
Bunu da iktidar ve yancısı destekçileri bile isteye, kör göze parmak misali Türk insanın tüm milli ve manevi değerlerini aşağılayarak yapıyorlar.
ULUS DEVLETLER SORUNU…
Artık gemi azıya aldılar.
İçerdekiler, dışardakiler o kadar güveniyor ki, herkese posta koymaya devam ediyorlar.
Her söylemleri, her eylemleri ciddi meydan okumalar.
Türkiye Cumhuriyetini, Türk insanına karşı artık “Cin Şişeden çıktı!” noktasına geldiler.
Ayakkabı numaralarına kadar bilinen üç beş teröristin ele başı ile masaya oturuluyor.
Vah…
Türkiyem vah…
Ertürk Özel @asilturkmilleti “Elçi kılıklı misyoner Barrack, "1919'dan beri ulus devletler Amerika'yı engelliyor" demiş…
Neden engelliyor?
Çünkü ulus devleti, dinî ve etnik olarak bölemezsin de ondan.
Cumhuriyet bu yüzden kuruldu.
Atatürk böyle büyük...
100 yıl sonra bile modern yamyamlara tokat atıyor.”
KÜSTAHLIKTA SINIR YOK!
ABD başkanı işi abarttı.
Tadını da kaçırmaya devam ediyor.
Trump'tan küstah tehdit...!!!
"Kürtlerin güvenliğini sağlayacağız
Türkler engel olursa, ekonomilerini mahvederim"
Nerede o ABD’ye kafa tutan Ecevitler, Demireller?
Türkiye dış politikası yerlerde geziyor, sınırları kevgire dönmüş.
Gizli bir istilayı elbirliği ile coşturmuşlar.
Halen Terörsüz Türkiye masalları…
TEYİT EDİYORLAR…
İYİ Parti Uluslararası İlişkiler Başkanı, emekli büyükelçi Ahmet Erozan@Ahmet_Erozan diyor ki;
Suriye’de Fırat’ın Doğusu bir terör örgütününün (SDG), Batısı ise kısmen bir diğer terör örgütünün (HTŞ) kontrolünde… Her iki terör örgütünün işvereni de aynı ülke… Zaten 10 Mart mutabakatı ABD’nin bu iki taraf ile akdettiği bir hizmet sözleşmesinden başka bir şey değildi…
Hakan Fidan “Suriye hükümeti (aslında HTŞ) ve SDG kendi aralarında bir anlaşma yapabilirler” demiş…
Kısaca “Amerikalılar sağ elleri ile sol ellerini sıkarlar, biz de bunu sineye çekeriz” demiş kadar olmuş…
Bunun da adı bizim iktidara göre zaferin, bana göre Suriye’deki teslimiyetin öyküsü…
PERSONA NON GRATA
Devam edelim.
"Ulus devlet, 1919'dan beri bizi engelliyor. Doğu Akdeniz'de yeni bir düzen kurmanın zamanı geldi." diyen Tom Barrack'a yanıt Erozan'dan geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "meşruiyet verme" sözleri ile Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında ve sonrasında Türkiye'nin gündemine oturan ABD Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, "Türkiye Osmanlı milleti sistemine geçmeli" sözlerinin ardından Yunan gazetesine verdiği röportajla tepki çekti.
Yunan gazetesine verdiği röportajda 1919’dan bu yana ulus devletlerin ticaret yollarını tıkadığını iddia ederek yeni bir düzen kuracağını iddia ederek Cumhuriyeti hedef alan Tom Barrack'a çok sert yanıt! İYİ Partili Ahmet Erozan, "Burası dedesinin yaşadığı Osmanlı İmparatorluğu değil. Çok önce istenmeyen adam ilan edilmeliydi" dedi.
Çoktan uyarılmış olması gerekirdi. Ve uyarılara rağmen söylemlerine devam ettiği takdirde ‘Sana 24 saat süre, bavulunu topla, git’ denmeliydi. Bugüne kadarki açıklamalarıyla çoktan persona non grata (istenmeyen kişi) ilan edilmeliydi."
NE OLDUĞU BELLİ DEĞİL.
Adamın ne olduğu belli değil.
Milyarder olduğu söyleniyor.
Hareketleri Müstemleke valisi gibi.
Sözüm ona ABD Büyükelçisi.
Kafasına göre Türkiye’ye ayar veriyor.
79 Yaşında ve kendisinin son Pedofili dosyasında adı geçiyor.
Tom Barrack: 'Erdoğan’ın İsrail'e sert söylemleri sadece retorik' diyerek abartılarına devam ediyor.
Normalde bu sözleri bir vatandaş söylese her türlü soruşturmaya maruz kalabilir.
Cumhurbaşkanı'na hakaretten gözaltına alınabilir.
Başı da ömür boyu beladan kurtulmaz değil mi?
Ama ABD'nin sömürge valisi kılıklı büyükelçisi söyleyince sorun olmuyor.
Ne acıdır ki, bir Türk kendi ülkesinde Barrack'lar kadar özgür değil.
BUNU ASIL İSTEYEN KİM?
Dr. Cenk Özatıcı@cenkozatici
“Osmanlı Millet Sistemi” isteyen ABD Büyükelçisi değil, Recep Tayyip Erdoğandır!
Amaç Büyüme illüzyonu ile Türkiye'ye küçültmek.
Osmanlı Eyaletler Sistemini dillendiriyor.
İşte Belgesi: 1993 Yılında yapılan bir röportaj
Metin Sever ve Cem Dizdar'ın yaptığı röportaj kitaplaştırılıyor.
2. Cumhuriyet Tartışmaları-Başak Yayınları
Ve sayfa 422'de bu sözler var.
Türk-Kürt-Arap üçgenine Türkiye'yi evirip üçe bölmek.
Getiğimiz günlerde de 86 Milyon ve 10 Milyon kişi demişti.
Burada kastedilen son gelen 10 Milyon yığma araplar değil mi?
93’te dillendiriyor.
2002’de iktidar oluyor.
Son 23 yılda yaşananlar ortada.
Ülke fakirleştiriliyor.
Mayınlar temizleniyor.
Dış göçe açılıyor.
Arapların gizli istilası yaşanıyor.
Bitti denilen PKK ile ve elebaşı ile masaya oturuluyor.
BOP’un üçlü saç ayağı olanca hızı ile gündemde.
HERŞEYE "EYVALLAH"
1 Mart 2003'te TBMM'de red edilen tezkereden bu yana epey sular geçti köprünün altından.
O günlerin dik duruşlu isimleri de tasfiye edildi TBMM'den gizli bir el mahareti ile.
Şimdi her şeye "Eyvallah" diyen bir meclis var.
Zaten Başkanlık sistemi ile Bypass edilmişlerdi.
Görevleri sadece CHP’nin getirdiği “Araştırma Önergeleri” ne el birliği ile AK Parti-MHP oyları ile “Hayır” demek.
Aralarına bir de şimdilerde DEM’i de aldılar ki…
UYANIK OLMALIYIZ…
Türkiye'de temel problem şu;
İster adına Politikacı ister Siyasetçi deyin bu isimler bile isteye ciddi manada hata yapıyorlar.
Yarayı kaşıyorlar.
Başkalarının değirmenine su taşıyorlar.
Şunu iyi bilmek gerekiyor ki hangi parti olursa olsun, Kürt meselesinden bahsediyorsa iyi niyetli ve samimi değildir.
Zira Türkiye’de Kürt meselesi diye bir mesele yok, Türkiye'de "Bitti denilen" ancak yeni planların hayata geçirilmesi bağlamında yine ve yeniden hortlatılmış terör meselesi var.
Unutmayın ki, adı, sanı, kimliği, kişiliği, niteliği niceliği ne olursa olsun milli meseleler üzerine politika yapılmaz.
Devlet, teröristlerle masaya oturmaz ve asla ve asla anlaşma imzalamaz.
Bunu yaparken de gerçekleri ne TBMM'de ne de başka bir platformda halkından gizleyemez.
Devlet, başta TBMM'de bulunan partiler olmak üzere teröristlere yardım edenlerle ilişkisini keser, zira teröriste destek veren de teröristtir.