Evet, Hz. Ali öyle buyuruyor.
Az'ın ne kadar "çok" olduğunu "yok" bilir..
Az diye vermekten bile imtina ettiğimiz bir çok şey bazıları için o kadar önemli ki…
**
YARIM
Yarım aşıkları sevme
Yarım arkadaşları eğlendirme
Yarı yetenekli insanların eserlerine düşme
Yarım bir hayat yaşama
ve yarı bir ölü olma
Sessizliği seçersen, sessiz ol
Konuştuğun zaman, bitirene kadar konuş
Bir şey söylemek için kendini susturma
Ve sessiz olmak için konuşma
Kabul edersen, açıkça ifade et
Maskeleme
Reddedersen, o zaman net ol
çünkü muğlak bir ret, ancak zayıf bir kabuldür
Yarım çözümü kabul etme
Yarı gerçeklere inanma
Yarım bir rüya hayal etme
Yarım umutların hayalini kurma
Yarım içki susuzluğunu gidermez
Yarım öğün açlığını doyurmaz
Yolun yarısı seni hiçbir yere götürmez
Yarım fikir sana hiç bir sonuç vermez
Senin diğer yarın sevdiğin kişi değil
Başka bir zamanda ama aynı yerde olan sensin
Sen olmadığında sensin
Yarım hayat, yaşamadığın bir hayattır,
Söylemediğin bir kelime
Ertelediğin bir gülümseme
Yaşamadığın bir aşk
Bilmediğin bir arkadaşlık
Ulaşmak ve varamamak
Çalışmak ve çalışmamak
Sadece yok olmak için katılmak
Sana en yakın olanlara seni yabancı yapan şey
Ve onları sana yabancı yapan şey
“Yarım” mutlak bir güçsüzlük anıdır
ama sen güçlüsün çünkü yarım bir varlık değilsin
Sen hayatı yaşamak için var olan bir bütünsün
Yarım bir hayat değil!
HALİL CİBRAN
**
GEL VE ANLAT...
"Hangi şehre gidilir yalnız başına?
Hangi şarkı dinlenir senle duymayınca?
Kiminle çay içilir?
En güzel sözlerin altı kim için çizilir?
Kimin kokusu saklanır?
Hangi hayal hediye edilir?
Hangi gözde görülür o çiçek yaprağı kirpiklerin?
Nasıl anlatılır gülüşünün sesi?
Adının güzelliğine hangi alfabede rastlanır?
Senin bakışın hangi şiire benzer?
Kime uyur, dokunur, sarılır bu kalp?
Hangi insanda rastlanır sana?
Gel ve anlat.
Senden başkası nasıl sevilir?
Bilmiyorum ben..."
İLHAN BERK
**
BİR KİTAP GİBİ...
“Hayat bir kitap gibidir.
Bazı bölümler hüzünlü, bazıları mutlu, bazıları da heyecan vericidir.
Ama sayfayı hiç çevirmezseniz, bir sonraki bölümün size neler getireceğini asla bilemezsiniz..."
**
BİRİKTİRİN...
İyi insanlar biriktirin azizim..!
Canın sıkıldığında anlat diyebilen,
Ağladığında gülmene sebepler bulabilen..
Merhamet yüklü insanlar..!
**
SANIRLAR...
Anlatırsın, onlar da anladıklarını sanarlar ...
Sen de anlaşıldığını sanırsın.
Anlatma ve en önemlisi anlatsan bile anlaşıldığını sanma... !
Sanırsan yanılırsın unutma ...
**
SOĞUTMAYIN...
Bazen anlaşılmaz olmak iyidir.
Bırakın herkes her konuda sizi anlamasın...
Siz çayınızı için soğumasın...
UĞUR GÖKBULUT
**
ELLİ'Lİ YAŞLAR
Hep "Kırk yaş önemli" derlerdi...
Meğerse yanlış biliyorlarmış...
Elli yaşından sonrası daha önemliymiş...
Hayat kısaldıkça anlamı nasıl da değişiyor...
Ellisinden sonra baktığın her şeyi görüyor, dinlediğin her şeyi anlıyorsun...
Aşk bile başkalaşıyor...
Maddeden ruha geçildiği bir dönem başlıyor...
Aldığın her nefesin anlamını biliyor,
İçtiğin her yudumun tadını çıkarıyorsun...
Aşka koşar adımlarla değil, vals yapar gibi yavaşça, bir kuş tüyünün havada uçuşu gibi narin, sessiz ama bir o kadar güzel süzüle süzüle...
Aşk da, âşık da yavaşça süzülüyor gönül kapından içeriye...
Yüreğinin ateşini usul usul yakıyor aşk...
Saman alevi gibi çabuk yanan, sönen değil kömür alevi gibi olmalı diyorsun...
Çünkü zamanı yok aşkın ...
Bir daha kırılmak ürkütüyor, bir daha terk edilmek korkutuyor seni.
Beklentin, "Nasıl daha çok gezeriz?"
Değil de...
"Birlikte daha çok nasıl vakit geçiririz?"
Oluyor...
Birlikte dansa gitmek yerine, birlikte yürümek daha güzelleştiriyor ilişkini...
Bir filmi izlemek, hiç konuşmadan birlikte bir yeşil ormanı, mavi denizi izlerken...
Daha çok susarken aslında daha çok konuşuyorsun sessizce...
Gözlerine derin derin bakmak,
dudaklarını öpmek kadar haz veriyor...
Saatlerce başını omzuna yaslayarak yan yana uzanmak yetiyor...
Pahalı hediyeler yerine o gün aranmak daha çok mutlu ediyor, hele bir de "Eve gidince beni ara" diyorsa işte bu her söylenen sevgi sözüne bedel oluyor...
Bu saatten sonra dostlarının sayısı azalıyor...
Yarın için kurduğun büyük hayallerinin yerini geçmişte yaptığın başarılarını anımsamak varsa çocuklarına anlatacak hikâyelerin yer alıyor....
Hayat uzun bir yol olsa da ellisinden sonra para değil, sağlık ve huzur için dua ediliyor...
Kısaca ben kırkından değil,
Ellisinden sonra hayatın anlamını buldum...
Kırmıyorum, kırılmıyorum da; üzülmüyorum, üzmüyorum da. Bir zamanlar değer verdiğim birçok şey değerini kaybetti...
Kısaca ben ellili yaşlarımı gönlümce sevgiyle yaşıyor, yaşatıyorum...
Neden, niçin, nasıl diye sormuyorum?
Olması gerektiği kadarım, olduğum kadarım.
Sevgiyle yaşamı kucaklarken,
En çok sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi seçiyorum.
GÖNÜL KUREŞ/DÜNYA HALİ
**
ÇAY MUHABBETİ…
Önümüz kış, sıcak bir çaya
Sıcak bir kahveye, sıcak bir gülüşe
Sıcak bir sohbete, sıcak bir bakışa
Sıcak bir dokunuşa,
Sıcak bir ele ihtiyacımız var…
Çaya dünyayı sığdırdım ben
Sohbeti, muhabbeti, sevgiyi, gurbeti
Hoş görüyü, dostluğu, kardeşliği.. Aşkı
Fakat bir çay kadar olamayanlar var
Sığdıramadılar yüreklerine bir gram insanlığı...