Önceki gün akşam saatlerinde Zekeriya Ergüneş’in ölüm haberini alınca geçmişte yaşananları şöyle bir film şeridi gibi gözümün önüne getirdi…
Aslında birkaç hafta önce Zekeriya Ergüneş’in Erciyes’te aldığı otel inşaatı ile ilgili bazı şeyler yazacaktım, bu haberle ilgili detaylı bilgi için görüşüne başvurduğum kişi, “Zekeriya coronavirüse yakalandı, şu anda tedavi görüyor, yazmazsan iyi olur” deyince bence, “Olur, hayhay!” deyip Erciyes’te inşaatı Zekeriya Ergüneş tarafından başlatılan işi bir süreliğine askıya almıştım…
Önceki gece o ortak dostumuz aradı, “İyi ki yazmamışsın!” dedi.
“Hayırdır, ne oldu ki?” diye sordum.
Üzgün bir ses tonuyla, “Zekeriya coronadan vefat etti!” deyince bir hayli şaşırdım, şok oldum… Ve de doğrusu üzüldüm de! Kendi kendime, “İyi ki yazmamışsım!” dedim.
Henüz yaşı gençti…
Bildiğim kadarıyla da sağlıklıydı da!
Ama corona bu, bir kere bulaştı mı genç mi yaşlı mı dinlemiyor…
Arada ki fark, gence daha zor nüfus ediyor, yaşlıya ve hele hele bir de kronik bir rahatsızlığı varsa hiç acımıyor…
Zekeriya Ergüneş’i ta matbaacılığından beri tanırdım…
Zekeriya Ergüneş, en son KAYTV’nin hisseleri satıldığında Mustafa Çelik ve İsmail Ruhlukürkçü ile birlikte KAYTV’yi teslim almış ve daha sonra da KAYTV’nin başına geçmişti…
Tabii o süreçte karşılıklı olarak biraz gerginlik yaşamıştık…
Daha sonra KAYTV’de bize yakın gördüğü kişilerin iş akitlerini hemencecik feshedip işten el çektirmişti…
Yani o dönem bir hayli gerginlik yaşamıştık…
Neyse hepsi geldi-geçti…
Bazen ölümle yüzyüze geldiğiniz de nizah ettiğiniz butür şeylerin pek de bir anlam ifade etmediğini anlıyorsunuz…
Aslında KAYTV Kayseri basınında çok ama çok ayrı yeri olan bir basın kuruluşuydu…
Kayseri’de yazılmayanı, konuşulmayanı yazar, konuşur ve de ekrana taşırdık…
Özellikle pazartesi günleri ekranlara getirdiğimiz “Haftanın Yorumu” programı gece saat 02.00’lere kadar sürerdi…
Canlı yayına katılanlar, telefonla bağlananlar…
Herkese açık bir ekrandı…
Dileyen adını ve soyadını vermek koşuluyla (Tabii tartışma konusuyla bir ilintisi varsa!) bağlanır hiçbir sansür uygulamaksızın özgürce görüş ve düşüncelerini dile getirirdi…
Zaten işte bu nedenle bazıları KAYTV’yi susturmak istedi…
Önce bizim üzerimize gelindi…
Ceza ve tazminat davaları açıldı…
Hak etmediğimiz cezalar kesildi…
Ekonomik yönden kıskaca alındık…
Reklam verenlere telefonlar açılıp, “Niye onlara reklam veriyorsunuz?” diye gözdağı verildi…
Neler oldu neler?
Sonra yeni ortağımız Av. Olcayto Özhan’a yüklendiler…
Davalarına el attılar…
Şeker Fabrikası’nın avukatı oluşu nedeniyle kendilerine yakın gazete ve televizyonlarla, o günün en hararetli suç unsuru olarak alenileştirilen “Ergenekon’un Avukatı” dendi… “Şeker’den haksız yere trilyonlar alıp Ergenekon’a aktardılar!“ dendi… Sonra Olcayto Özhan’ın avukatlığını üstlendiği dönemin Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün davasını bedava üstlendi, dolayısıyla o da Ergenekon’un uzantısı dendi…Bir sürü ipe-sapa gelmez saçma sapan iddiaları ortaya atıp günlerce gazete ve televizyonlarında bu iddiaları papağanları tarafından dile getirildi…
Sonra da tüm bu gerekçeleri peş peşe ekleyerek esas hedef tahtasına koydukları Şeker Fabrikası’na operasyon yaptılar…
Vedat Ali Özışık ve kardeşleri ile Avukatları Olcayto Özhan ve daha sonra da Av. Atilla Ersoylu tutuklandı… Ankara Özel Yetkili 11. Mahkeme’sinde yargılandılar… Şahit olarak gösterildiğim mahkeme de Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, KAYTV ile Şeker ve Vedat Ali Özışık’ın bir bağlantıları olup olmadığını sordu… Hiçbir bağlantılarının olmadığını açık bir dille anlattım…Görülen o ki o günler de bizim KAYT yayınları bir yerleri epeyce hırpalamış! Germiş! Zaten resmi mahkeme kayıtlarında giren tape kayıtlarında ki konuşmaları da gerek benim ve gerekse Olcayto Özhan’ın ipinin çekilmesi öneriliyordu…Allah var o kuşatılmışlık için de çok zorlansa da Olcayto Özhan’da KAYTV’nin o keskin yayınlarına pek fazla müdahil olmadı! Üstelik içi kan ağlasa da! O süreçte çok bedel ödedi! Hapis yattı! İş düzeni bozuldu! Onca yıllık çevresini bırakarak Kayseri’yi terk edip bir başka memlekete taşındı! Bunlar kolay hazmedilecek şeyler değil…Yani KAYTV el değiştirmek zorunda kaldı ve hepimize bir bedel ödetildi… Bugün hala KAYTV Kayseri’de aynı ortaklık yapısı ve aynı yayın anlayışıyla yayın hayatını sürdürüyor olsaydı Kayseri basının da hava bir hayli farklı olabilirdi… Gerçi kim bilir daha başımıza ne işler açılırdı bilemeyiz! İşte böylesine gergin bir süreçten sonra KAYTV el değiştirmiş ve başına da Zekeriya Ergüneş getirilmişti…Tabii kısa sürede KAYTV eski ortaklık yapısında ve doğal olarak yayın anlayışında olmadığı için eski havasını da yitirdi…
Neredennn nereye?
Zekeriya Ergüneş’in ölüm haberini alınca o günler bir kez daha şöyle gözümün önüne geldi…
Herşey bir yana, dünya malı dünya da kalıyor…
Öyle ya da böyle, Zekeriya Ergüneş’te bu memleketin renkli bir simasıydı…
Siyasetinden ticaretine kadar…
Allah rahmet eylesin!