KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 26.10.2025 13:21

CUMHURİYET ve ATATÜRK (1)

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyetin ilanının 102. Yıl dönümü, Çarşamba günü kutlanacak. Ülkem insanının, “teba”dan “vatandaşlığa” atılan ilk adımın da yıl dönümü… Sonuçta, Sultan İkinci Mahmut ile başlayan, radikal değişikliklerin, son evresi. Tabii, bunu, Mustafa Kemal Atatürk başardı, bunu… Devrimci olmak kolay değil… Çoklarına örnek olan çağdaş bir ülkeyi miras bıraktı bizlere.

***

Bu noktaya gelinmesi ile ilgili sayısız kitap, makale vs. var. Bunlardan birisi de Prof. Dr. Rıdvan Akın hocamızın bir makalesi… Makaleyi, Tarihçi Osman Selim Kocahanoğlu dostumuzun köşesinden paylaştım. Kocahanoğlu hemşerimiz, Amarat köyünden. Öğretmen çocuğu… Ciltlerce kitap yazdı, “yakın tarihimizle” ilgili. Mutlaka okuyalım…

***

Akın’ın yazısı, “Atatürk ve Türk Devrimi Üzerine”, başlıklı “Mustafa Kemal Kimdir?”, diye başlıyor ve devam ediyor. Bakalım, Atatürk’ün fikri altyapısının arka palanı neymiş?

***

Mustafa Kemal, Türk bağımsızlık savaşının ve Türk Devrimi’nin önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur. Milletinin kaderi üzerinde onun kadar etkili olmuş, önder sayısı pek azdır. 

***

Modern Türkiye’nin kurucusunun yaşadığı çağ önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, iki Dünya Savaşı arasında ülkelerini yönetmiş olan Woodrow Wilson, Friedrich Ebert, F.D. Roosevelt, Hindenburg, Hitler, Mussolini, VIII. Edward, Lenin, Stalin ve Troçki ile aynı devirde yaşamıştır. 

***

Bütün Jön Türk kuşağının etkilendiği düşünceler, Mustafa Kemali de etkilemişti. Bu düşünceler pozitivizm ve rasyonalizmdir. Yani olguculuk ve akılcılık. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir sözünün arka planı budur. 

***

Edindiği siyasi değerlere gelince, 8 Mart 1928’de Le Matine muhabirine verdiği mülakatta Türk Devrimi ile Fransız Devrimi arasındaki paralelliğe değinmişti. Fransız Devrimin üç ilkesi, özgürlük, eşitlik, kardeşlik cumhuriyetçiliğin temelini oluşturmuştu. Bu ilkeler Mustafa Kemal düşüncesinin de temel değerlerdir. 

***

Bilindiği gibi, Rousseau’nun “Toplum Sözleşmesi” en çok atıfta bulunulan eserlerden biridir. Mustafa Kemal, “Sözleşmeyi” 1913’te, Ziya Paşa’nın çevirisinden kenarına notlar alarak okumuştu. Mustafa Kemal’in Rousseau’da bulduğu şey cumhuriyetçilikti.

 ***

Mustafa Kemal’in çeşitli şairlerden etkilendiğini biliyoruz. Bunların başında Namık Kemal ve Tevfik Fikret gelir.  Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ve Asım Gündüz Harp Okulunda gizli gizli Namık Kemal okuduklarını hatıralarında yazmışlardır. 

***

Fikret’e gelince, şiirlerinin çoğunu ezbere bilir; yeri geldiğinde bulunduğu topluluğa okumayı severdi. Fikret’in Aşiyanını iki kez 1917 ve 1918’de ziyaret etmiş ve anı defterine duygularını yazmıştı. 

***

1916-1918 arasında yaveri Şükrü Tezer’in muhafaza ettiği, “Hatıra Defterinden” öğreniyoruz ki Mustafa Kemal Paşa, Namık Kemal’in Makalat-ı Siyasiyesiyesini (siyasi içerikli makalelerini) Diyarbakır Silvan’da okumuştu. 

***

Mustafa Kemal’in düşüncelerini etkilemiş iki kişiden daha söz etmek doğru olur. Bunlar Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi ve Ziya GökalpŞehbenderzade İslam’da reform, Gökalp ise Türk milliyetçiliği düşüncesinin önemli isimleridir. 

 ***

Ahmet Hilmi, (1908-1918) döneminin en çok okunan yazarlarındandır. Temel düşüncesi Müslümanların Ortaçağ hayatından çıkarak çağdaş yaşama geçmelerinin zorunlu olduğudur.”

Hocamızın sözlerine ara verip, bir iki ilave yapacağım.  Ahmet Hilmi merhumun “İslam Tarihi” ve “Â’mak-ı Hayal” isimli eserleri çok önemli. Mutlaka kitaplıklarda bulunmalı ve okunmalı. Ahmed Hilmi veya daha çok bilinen ismiyle Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi 1865-1914) tanınmış mutasavvıf. Vahdet-i vücud inancının sadık takipçilerinden…

*** 

Bir diğer kitap da merhum Zafer Toprak Hocamızın (1946-2023), “Atatürk: Kurucu Felsefe’nin Evrimi” isimli eseri. İş Bankası Yayınları arasından çıkan bu kitabı mutlaka ve mutlaka okumak lazım, Cumhuriyet Haftasında. Cumhuriyetin arka planını, bu kadar güzel anlatan bir eser, çok çok az… 

***

Tabii, Mustafa Kemal, (Ruso)nun etkisinde kaldığından, “kuvvetler birliğinden” yanadır. Yine tabii, yeni bir başlangıç ve devrimler için bu çok önemliydi. “Kuvvetler ayrılığı”, 1961 Anayasası ile, hukuken sisteme girdi. Biliyorsunuz, (Montesku)“kuvvetler ayrılığından” yanaydı…

***

Bu konuda bir ilave daha yapacağım. Merhum Tarık Zafer Tunaya Hocamız (1916-1991); “İkinci Meşrutiyet Cumhuriyetin laboratuvarıdır”, diyor. O nedenle, Osmanlı modernleşmesini, özellikle Atatürk devrimlerini anlayabilmek, kavrayabilmek için Tunaya’nın bu sözünü unutmamalı. Yoksa, “tarih okumasında” yanlış yerlere savrulursunuz.

***

Rıdvan Akın Hocamızdan alıntıya yarın da devam edeceğiz.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —