Bugün, 1 Mayıs bütün Dünyada İşçi Bayramı olarak kutlanıyor.
Kutlu olsun.
Durum malum.
Dünya standartlarından epey uzak bir ortamda Türkiye’de çalışanlar.
Ekonominin durumu ortada.
Ama bu tablodan memnun olanlar da yok değil.
Zira Türkiye en ucuz işgücü cenneti.
Sığınmacılarla bu Cennet bazıları için daha da iyi konuma gelmiş durumda.
Kaçak işçi çalıştıranlar için mesela.
SGK’sı yok, mesaisi yok, asgari ücreti yok.
Üç kuruş paraya ve yemeğe talim.
Bir zamanlar Afrika’da köleleri kınayanların bugün benzer bir tablo ile servetlerine servet kattıklarını dünya alem biliyor.
Sonra ‘da din-kitap-kardeşlik masalları.
Ardından hak-hukuk-adalet martavalları.
Bedavaya adam çalıştırmak, sömürmek için ortam müsait.
Uydurmuşlar bir “Asgari Ücret” masalı.
Yersen!...
Kime göre, neye göre, kimin standardına göre?!...
139 YILDIR KUTLANIYOR…
1 Mayıs 139 yıldır kutlanıyor.
O günden bugünlere gelene kadar epey sorular oldu.
Halen de olmaya devam ediyor.
Mesela Türkiye’de meydanlar kapalı.
Taksime çıkamıyorsunuz örneğin.
Yaşanan olayları iyi kötü yaşı müsait olanlar bilirler.
Vurdulu-kırdılı-ölümlerle sonuçlanan olaylar silsilesi.
Bugün hem tarihi hatırlatmalar, hem de günümüz gerçeklerine dair bir yazı.
HAYMARKET OLAYI…
ADD Şube Başkanı Haluk Bilgesay, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
1886 yılının 1 Mayıs günü ABD Şikago'daki işçiler 8 saatlik iş günü ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle greve gittiler.
Yapılan polis müdahalesinde çıkan çatışmada 4’ü işçi, 7’si polis 11 kişi yaşamını yitirdi.
İzleyen yıllarda "Haymarket Olayı" olarak adlandırılan bugünün kurbanları anısına 139 yıldır 1 Mayıs bütün dünyada İşçi Bayramı olarak kutlanıyor.
Türkiye'de ise 1 Mayıs, Cumhuriyet'in ilanından kısa süre önce 1923 yılında İşçi Bayramı olarak kabul ve ilan edildi.
Ancak 102 yıldır Türk emekçileri bu bayramı hep iniş çıkışlarla, büyük güçlüklerle, acılarla, kayıplarla yaşamak zorunda kaldılar.
1 Mayıs 1977 katliamı dışında da, farklı yıllarda kurbanlar verildi.
Her kesimden emekçilerimiz bu yıl da Türk bayraklarıyla alanlarda taleplerini dillendirecek ve giderek anlamını yitiren bayramlarını kutlamaya çalışacaklar.
BOZUK DÜZEN ELEŞTİRİSİ…
İş bulabildikleri için şanslı sayılan işçilerimiz, düşük ücretlere, sendikasızlaşmaya, baskılara, sağlıksız ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı mücadelelerini sürdürecekler.
Cumhuriyet’in yoktan var ettiği fabrikaları, limanları, barajları, enerji santrallarını, üretim tesislerini kapatan ya da haraç meraç satarak ranta teslim eden iktidarların on yıllardır dış borçla döndürmeye çalıştıkları üretimden kopuk tüketim ekonomisine tepkilerini haykıracaklar.
İşsizliğe mahkûm edildikleri için geleceklerini yurt dışında aramak zorunda kalan gençlerimiz de işçilerimizin yanında olacaklar. Emeklerinden başka gelir kaynakları olmayan kadınlı erkekli milyonlar, sermayenin acımasız kâr hırsı yanında, 10 milyonu aşkın düzensiz sığınmacının haksız ücret rekabeti nedeniyle açlık sınırı altındaki ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmalarına itirazlarını sağır kulaklara bir kez daha duyurmaya çalışacaklar.
HAKLAR VERİLMELİ…
Memurlarımız da, güvencelerini kaybetmemek ve grevli toplu sözleşmeli sendikal hakları için işçilerimizle güçlerini birleştirecekler.
Emeklilerimizden atanmayan öğretmenlerimize, kadınlarımızdan üniversite ve lise öğrencilerimize, akademisyenlerimizden sağlık çalışanlarımıza 7'den 77'ye insanlarımız, dünyanın en bereketli coğrafyasında açlıkla boğuşmak zorunda kaldıkları bu "Bozuk Düzen" i demokrasi ve hukuk içinde değiştirme iradelerini ortaya koyacaklar.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, yaşanan bütün sorunların nedeninin, Batı emperyalizminin küreselleşme ve serbest piyasa ekonomisi ambalajıyla dayattığı neoliberal sömürü düzeni ile Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerinden ve Atatürk’ün akıl ve bilim yolundan sapan sağ iktidarların teslimiyetçi politikaları olduğu bilinciyle 1 Mayıs alanlarında emekçilerimizle buluşacak, "Yeniden Atatürk Cumhuriyeti" ne ulaşma kararlılığımızı en yüksek sesimizle yineleyeceğiz.
Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye!
1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!
DİSK VE KESK’DEN 1 MAYIS DAVETİ
DİSK ve KESK Kayseri Bölge Temsilcilikleri, tüm Kayseri halkını 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününe davet etti.
“Gelin, Açlığa, Yoksulluğa, Adaletsizliğe ve Sömürüye karşı sesimizi yükseltelim!” sloganı ile yapılan açıklamada, “1 Mayıs 2025 Perşembe günü saat 14.00’te Mimarsinan Parkı’nda buluşuyoruz.
Herkesi, emeğin gücünü ve dayanışmanın coşkusunu birlikte büyütmeye çağırıyoruz.
Gelin, açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe ve sömürüye karşı sesimizi birlikte yükseltelim. Gelin, bu düzeni değiştirecek olanların bizler olduğunu gösterelim.” ifadesine yer verildi.
DİSK ve KESK Kayseri Bölge Temsilcilikleri ortak bir açıklama yaparak, tüm Kayseri halkını 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününe çağırdı.
Yapılan ortak açıklamada ise ”Ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz, milyonlarca emekçiyi, işsizi ve emekliyi açlık ve yoksulluğun pençesine itmiştir.
Hayat pahalılığı her geçen gün artarken, alın teriyle çalışan işçiler, kamu emekçileri ve ömrünü bu ülkeye adamış emekliler, insanca yaşama hakkından mahrum bırakılmaktadır.
Adaletsiz vergi politikaları, düşük ücretler ve sefalet düzeyindeki emekli maaşları ile toplumun geniş kesimleri derin bir gelir adaletsizliğiyle karşı karşıyadır.
Emekliler, yıllarca verdikleri emeğin karşılığını almak bir yana, bugün temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanmaktadır.
Bir avuç zengin daha da zenginleşirken, emeğiyle geçinen milyonlar her geçen gün daha da yoksullaşmakta, geleceğe dair umutları törpülenmektedir.
İşte bu yüzden; işçiler, kamu emekçileri, emekliler, kadınlar, gençler ve tüm halkımız olarak insanca bir yaşam için, adalet ve eşitlik için, emeğimizin hakkı için 1 Mayıs’ta alanlardayız!
DİSK ve KESK olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde; 1 Mayıs 2025 Perşembe (Bugün) saat 14.00’te Mimarsinan Parkı’nda buluşuyoruz! Herkesi, emeğin gücünü ve dayanışmanın coşkusunu birlikte büyütmeye çağırıyoruz.
Gelin, açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe ve sömürüye karşı sesimizi birlikte yükseltelim!
Gelin, bu düzeni değiştirecek olanların bizler olduğunu gösterelim.” daveti yapıldı.
TÜİK'TEN İŞSİZLİK VERİLERİ
TÜİK'in İşgücü İstatistikleri, Mart 2025 rakamları açıklandı.
Buna göre; Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı % 7,9 seviyesinde gerçekleşti
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak %7,9 seviyesinde gerçekleşti.
İşsizlik oranı erkeklerde %6,5 iken kadınlarda %10,6 olarak tahmin edildi.
İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak %49,2 oldu.
Bu oran erkeklerde %66,9 iken kadınlarda %31,9 olarak gerçekleşti.
ÖNCEKİ AYLARLA MUKAYESE…
İşgücü 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak %53,4 olarak gerçekleşti.
İşgücüne katılma oranı erkeklerde %71,6 iken kadınlarda %35,7 oldu.
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %15,1 oldu.
Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %11,0, kadınlarda ise %22,6 olarak tahmin edildi.
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak %28,8 oldu.
Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %20,1 olarak tahmin edildi.
Malum Klasik TÜİK verileri.
Gerçeklerle, TÜİK verileri arasındaki farkı sanırım sizler yaşayarak görüyorsunuzdur.
Başta Enflasyon rakamları olmak üzere.
TALEPLER ÇOK BASİT…
Aslında uzatmaya gerek yok.
Çalışanları talebi son derece basit.
Zira tüm Dünya’da Zenginler refah payının yüzde 80’inden fazlasını cukka ettikleri için kimseye bir şey kalmıyor.
Zenginin gözü, fakirin karnı doymuyor bir türlü.
İnsanca yaşamak için insana yakışan eşit ücret.
Çalışanlara saygı ve insanca değer verilmesi.
Hepsi bu kadar.
Uzatmaya gerek var mı?
Bu kadar zor mu?!.