YENİSU, REKTÖR ALTUN
HAKKINDA SAVCILIĞA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNDU!
Erciyes Üniversitesi Genel Sekreteri Murat Yenisu, kendisini görevden uzaklaştıran Rektör Prof. Dr. Fatih Altun hakkında görevi kötüye kullanma, tehdit ve şantaj suçu iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yenisu, avukatı aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği şikayet dilekçesinde Genel Sekreterlik görevini bırakması için kendisine mobing uygulandığını iddia ederek ilginç iddialar da bulundu.
SIRTINA HAVLU KOYMASI
İSTENDİĞİ İDDİA EDİLEN
SEKRETER DE SUÇ
DUYURUSUNDA BULUNMUŞ!
Savcılığa verilen şikâyet dilekçesinde ayrıca, Rektörlük seçimleri sırasında Genel Sekreter Yenisu’nun terleyen sırtına havlu koymasını talep ettiği iddia edilen sekreterin iki yıllık doğum izninden çağrıldığı ve daha önce ki görev yeri değil de bir başka makamda alelacele göreve başlatıldığı da iddia ediliyor. Göreve başlatılan sekreterin de Yenisu hakkında Savcılığa “taciz suçlamasıyla” suç duyurusunda bulunduğu iddia ediliyor. Yani Erciyes Üniversitesi’nde ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Erciyes Üniversitesi’nde ilginç bir çekişme yaşanıyor…
Ne zamandan beri?
Erciyes Üniversitesi Rektörlük seçimi yapılıp Rektörlük makamına Prof. Dr. Fatih Altun oturduğu günden beri…
Aslında en hararetli ve bir o kadar da “gurur kırıcı” olan tartışma konusu Rektörlük seçimleri sırasında ortaya atılmış, eski Rektör Prof. Dr. Mustafa Çalış da bu konudan dolayı bir hayli rahatsız olmuştu…
Tabii rahatsız olan rektörlük yarışı veren Sayın Çalış değildi! Tabii esas rahatsız olan bu çirkin suçlamaya maruz kalan Üniversite Genel Sekreteri Murat Yenisu idi…
Rahatsızlık hem de aile boyuydu…
Üniversite de Rektörlük seçimi süresince en çok dedikodusu yapılan bu mevzuuydu…
İddiaya göre Genel Sekreter Murat Yenisu sırtı terlediği için sekreterinden sırtına havlu koymasını talep etmiş, sekreter de bu talebe şiddetle karşılık vermiş ve hemen izine ayrılmış!
Genel Sekreter Murat Yenisu’da bu çirkin suçlamayı şiddetle reddediyor ve bu çirkin suçlamanın kesinlikle aslı-astarı olmadığını söylüyordu…
Hatta ben de o günler de bana yansıyan iddialar çerçevesinde mevcut Rektör Çalış’ın Rektörlük yarışında safdışı bırakılmasında, bazı maddeleri sıraladıktan sonra böyle bir dedikodunun da kullanılıp kullanılmadığını da sormuştum…
Yani Rektörlük yarışı süresince bu çirkin iddia Üniversite içinde ve dışında el altından yayılmıştı…
Nihayet mevcut Rektör Mustafa Çalış safdışı bırakılıp da Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Fatih Altun’un Rektör olarak atanmasından sonra bu iddia tekrar gündeme getirildi…
Özellikle yeni Rektör Altun’un, mevcut Genel Sekreter Murat Yenisu ile çalışmayacağını ortaya koymasıyla birlikte…
Murat Yenisu’nun avukatı Emir Akpınar aracılığıyla Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği şikâyet dilekçesinden anlıyoruz ki yeni Rektör Fatih Altun göreve başladığı 15.09.2022 tarihinden itibaren Genel Sekreter Murat Yenisu’yu değiştirmek için epeyi uğraşmış… Dilekçe de ki iddialara göre, Yenisu, görev ve sorumluluk kapsamı içinde olmasına rağmen toplantılara dahil edilmemiş… Genel Sekreter Yenisu’nun yeni Rektör Altun ile yüzyüze temas kurma girişimleri de sonuçsuz kalmış… Hatta ilerleyen günler de Genel Sekreterlik görevinin gereğini yapmak üzere Genel Sekreter Yardımcısı VenharÇokkeçeci gayri resmi olarak görevlendirilmiş, Yenisu’yu temsilen iş ve işlemler Çokkeçeci aracılığıyla yürütülmüş ve Yenisu tamamen safdışı bırakılmış… Yani Murat Yenisu’nun oturduğu Genel Sekreterlik makamını boşaltması için (Şikayet dilekçesinde ki iddialara göre yazıyorum!) sürekli yalnızlaştırılmış ve hatta mobbing uygulanmış! Murat Yenisu’da karşı karşıya kaldığı “ötekileştirme” tavrı yüzünden, 18.01.2019 tarihinde vekâleten 12.04.2019 tarihinde de asaleten atandığı Genel Sekreterlik makamında eşdeğer de bir makama getirilmesi halinde makamını boşaltmaya hazır olduğunu bu şartlar sağlanmaması durumunda o makamı boşaltmasının mümkün olmadığını söylemiş…
Tabii Erciyes Üniversitesi’nde Genel Sekreterlik makamı eşdeğerinde bir başka makam da yok! Tabii Murat Yenisu bu gerçeği de gayet iyi biliyor… O da o nedenle yine makamın “asli sahibi olarak” kendisinin resmiyette kalabileceğini ancak kendisi dışında diğer iş ve işlemlerin yürütülebileceğini söylemiş…
Tabii yeni Rektör bu öneriye de sıcak bakmamış! Ve 08.11.2022 tarihinde Murat Yenisu’ya Rektör Prof. Dr. Fatih Altun tarafından gönderilen resmi yazı da üç ay süreyle görevden el çektirildiği bildirilmiş… Anlaşılan Yeni Rektör, Murat Yenisu ile tüm ilişkilerini kesme niyetinde! Hal böyle olunca iş kilitlenmiş kalmış! İddiaya göre esas bundan sonra ki gelişmeler daha da dikkat çekici…
Nedir o gelişmeler dersiniz?
Birincisi Murat Yenisu’nun öncelikli olarak “geçici de olsa” görevden uzaklaştırılmasına karar verilmesi! Bu kapsamda Yenisu üç ay süreyle görevden uzaklaştırılmış!
Ama bu köklü bir çözüm olabilir mi? Olamaz elbette!
Peki daha başka ne yapılabilir?
Savcılığa verilen dilekçe de örnekler verilerek, muhatap olmamak, yani yalnızlaştırmak! Toplantılara davet etmemek, görev ve sorumluluk vermemek gibi bir takım mobbing yöntemlerinin uygulandığı iddia ediliyor…
Bunlar da Murat Yenisu’nun o makamı boşaltmasın da yeterli görülmüş mü?
Yenisu’nun avukatı aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği şikâyet dilekçesinde dile getirdiğine göre yeterli ve caydırıcı görülmemiş!
Yine aynı şikâyet dilekçesinde, Yenisu’nun03.11.2022 tarihinde görevinden uzaklaştırılmasıyla birlikte rektörlük seçimi boyunca sıkça dedikodusu yapılan ve terleyen sırtına havlu konmasını talep ettiği iddia edilen ve yaklaşık iki yıldır doğum iznin de olan sekreterin tekrar 07.11.2022 tekrar göreve başlayacağına ilişkin dilekçesi saat 15.00 civarında EBYS üzerinden gönderilmiş bir saat sonra sözkonusu dilekçeye “uygundur” cevabı yazılmış, görevlendirmesi ise alelacele daha önce görev yaptığı asli kadrosunun olduğu hastane yerine, Rektör Prof. Dr. Fatih Altun’un görev yaptığı Mühendislik Fakültesi’nde göreve başlatılmış…
Daha vahimi ise butür dedikoduların çıkarılmasından rahatsız olduğu iddia edilen ve doğum iznin de olan sekreter Genel Sekreteri Murat Yenisu hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na “taciz iddiasıyla” suç duyurusunda bulunmuş!
Sekreterin Suç duyurusunda bulunduğu henüz iddia düzeyinde… Murat Yenisu’nun eski sekreterinin kendisi hakkında “taciz iddiasıyla” Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu henüz iddia düzeyinde… Çünkü sözkonusu o dilekçe ile ilgili bize ulaşan herhangi bir kayıt ya da belge yok! O nedenledir ki “henüz iddia düzeyinde” deme gereği duyuyorum…
Erciyes Üniversitesi’nde ki bu gelişmeler son derece vahim düzeyde! Bizler kimin doğru kimin yalan söylediğini tespit etme makamında değiliz! Öyle bir yetkimiz de öyle bir konumumuz da yok! Ama gerçek olan şu ki; O Üniversite’nin düne kadar Genel Sekreteri olan (Ve her ne kadar geçici süreyle el çektirilmiş ise de halen o üniversitenin asli kadrolu Genel Sekreteri gözüküyor!) Murat Yerlisu, avukatı aracılığıyla Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunmuş ve yukarıda sıraladığımız iddialara da şikâyet dilekçesinde tek tek yervermiş!
Burada rektörlük seçimi sürecinde ortaya atılan ve doğru olup olmadığı bilinmeyen çirkin bir iddiadan yola çıkılarak söz konusu sekreter alelacele tekrar göreve çağrılarak Genel Sekreter Murat Yenisu hakkında cidden iddia edildiği gibi Cumhuriyet Savcılığı’na “taciz iddiasıyla “ bir suç duyurusu dilekçesi verdirilmiş ise esas çirkinlik işin o boyutunda olur!
Bunun telafisi mümkün olmaz!
Her biri evli-barklı, çoluk-çocuk sahibi!
Butür bir iddianın Cumhuriyet Savcılığı’na resmi bir dilekçeyle taşınması tarafları fazlasıyla yıpratır…
İşin içine aileler girer! Çoluk-çocuk girer! Kırılma daha vahim boyutlara ulaşır! Tüm bunların bir ilim yuvası olması gereken bir Üniversite çatısı altında seyrediyor olması son derece vahim…
Yoksa yeni atanan bir Rektörün kendi kadrosunu kurması kadar doğal bir şey olamaz… Ama yasalara, yönetmeliklere ve personel kanuna sonuna kadar sadık kalarak! İş hukuk mevzuatı kapsamında çözülerek! Zor mu? Elbette zor! Ama zor diye vazgeçmek, hele hele başka yol ve yöntemlere başvurmak bir Üniversite için kabul edilemez!
Kimseyi kırmadan, dökmeden, rencide etmeden, kişilik haklarından mahrum etmeden, tam bir ilim yuvasına yakışır bir tavır ve edayla! Zaten mühim olan da zoru yasa ve yönetmelikler kapsamında çözmek değil midir? Bahsettiğim çerçeve içinde iş hallolmaz da Adliye kapılarına sirayet eder ise yakında siyasi boyutu da konuşulmaya başlar ki bakın siz o zaman işin vahametine! Şu güzelim memleket ne hale gelmiş?
Meclis üyeleri ve gazeteciler dövdürülüyor, görüntüler tak gibi güvenlik kameralarına yansıyor ama her ne hikmetse asli failleri bir türlü geçmesi gereken resmi kayıtlara geçmiyor! Olayı soruşturmakla görevlendirilen Savcı önce geçici görevle Ağrı’ya sürülüyor sonra ilk kararnameye o İl’de ki görevi kalıcı hale getiriliyor…
Yazık! Vallahi de billahi de yazık!
Bunların hiçbiri saklı-gizli kalmaz!
Gün gelir, devran döner bu defterler tekrar açılır!
Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz!
Benden hatırlatması!
Yapmayın!
Etmeyin ağalar-beyler!