Bakın ne diyor?
Kim mi?
MSP’den, RP’den, SP’den sonra babasının mirasını devralan Milli Görüş’ün en etkili isimlerinden olan ancak şimdilerde kimi zaman AK Parti ile hükümet ortağı, kimi zaman en güçlü muhalifi ve de kimi zaman da Saadet partisi ile rakip konumundaki YRP’nin genel başkanı Fatih Erbakan.
Peki ne diyor?
"Ülkede doğan her çocuk borç yükü altında hayata başlıyor!"
Yeni bir bilgi mi, yeni mi duyuyoruz?
Tabi ki de hayır.
Ancak rakamın boyutu epey yükselmiş durumda.
Ne kadar mı?
Buyurun işte size Erbakan’ın hesaplarına göre Türkiye’de her doğan yeni doğan bebeğin borç miktarı.
Partisinin Aksaray 2. Olağan Kongresi’ne katılan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Bugün ülkemiz ekonomik kriz, yolsuzluk, adaletsizlik ve hayat pahalılığıyla mücadele ediyor.
85 milyon vatandaşımız kişi başına 424 bin TL borçla karşı karşıya.
Ülkede doğan her çocuk borç yükü altında hayata başlıyor" dedi.
Yaklaşık 10 Bin Avro ya da Dolar demek bu kestirmeden.
ERBAKAN, UYARIYOR...
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Türkiye büyük ekonomik ve sosyal krizlerle karşı karşıya" uyarısında bulunuyor.
Bakın tespitleri ve uyarıları neler?
"Ülkede doğan her çocuk borç yükü altında hayata başlıyor. Ülkemizde 6 ila 7 milyon çocuk yoksulluk içinde.
Üç çocuktan ikisi makarna ve ekmekle beslenmek zorunda kalıyor ve bu beslenme şekli zihinsel ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkiliyor.
Bugün gençlerimiz okusa bile iş bulamıyor, diploması olsa bile torpili olmadan işe giremiyor.
Türkiye’de 15-17 yaş arası gençlerin yüzde 25’i aile bütçesine katkı sağlamak için çalışmak zorunda kalıyor.
Gençler bırakın evlenmeyi, temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor."
Ne dersiniz?
Daha doğrusu bir şey diyebilir misiniz?
RAKAMLARLA MUKAYESE...
Rakamlarla konuşuyor ve mukayese yapıyor Erbakan,.
Bakın nereden nereye?
"En düşük emekli maaşı 14 bin TL seviyesinde, ancak açlık sınırı 26 bin TL’ye ulaştı.
AK Parti iktidarı süresince çiftçimizin borcu 2,5 milyar TL’den 1 trilyon TL’ye çıktı.
Çiftçiye verilen destek, faize ödenen paranın yalnızca 11’de 1’i kadar.
Borç ve faiz ekonomisi yüzünden çiftçi, köylü, asgari ücretli ve emekli perişan durumda.
Bugün cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 400 bine ulaştı.
AK Parti iktidara geldiğinde bu sayı 100 bindi.
Artan ekonomik sıkıntılar, yozlaşan sosyal yapı ve gençlerin umutsuzluğu karşısında iktidarın hiçbir çözüm sunmaması büyük bir sorundur…"
1 LİRALIK FAİZ GELİRİNE
16 LİRA FAİZ ÖDÜYORUZ
Devam edelim.
Bu kez CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç ile…
Geçen hafta bir açıklaması oldu Genç’in TBMM’de.
Hazine’nin faiz gideri ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede “Mart ayında faiz gelirleri 9 milyar 879 milyon TL olurken, faiz giderleri tam 160 milyar 710 milyon TL olmuştur.
Yani devlet, her 1 liralık faiz gelirine karşılık yaklaşık 16 lira faiz ödemesi yapmaktadır” dedi Genç.
Genç, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Hazine ve Maliye Bakanlığının verilerine göre mart ayında faize 160 milyar 710 milyon TL harcandığını belirtti.
Bütçe açığının ise yılın ilk üç ayında 820 milyar TL’ye ulaştığını ifade eden Genç; 2025 bütçe tahminindeki rakamın yarısına yakınının, yılın ilk çeyreğinde harcandığını söyledi.
“YILIN İLK ÜÇ AYINDA TOPLAM FAİZ
ÖDEMESİ 463 MİLYAR TL’YE ULAŞTI”
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, devam ediyor; “Bugün sizlere bu ülkenin gerçek gündeminden, yani yurttaşın yaşadığı derin ekonomik yıkımdan söz edeceğim.
Mart ayında faiz gelirleri yalnızca 9 milyar 879 milyon TL olurken, faiz giderleri tam 160 milyar 710 milyon TL olmuştur.
Yani devlet, her 1 liralık faiz gelirine karşılık yaklaşık 16 lira faiz ödemesi yapmaktadır. Yılın ilk üç ayında toplam faiz ödemesi 463 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Faize giden kaynak, tarıma, sağlığa, eğitime ayrılan kaynağın çok üzerinde. Aynı dönemde tarımsal destekleme ödemeleri sadece 43 milyar TL’de kalmıştır.
Yani, çiftçiye verilen destek, faiz lobilerine ödenen paranın onda biri bile değil.
Nisan ayında yaşanan zirai don felaketi sadece seçim bölgem Kayseri’de 250 bin ton elmanın yok olmasına neden oldu.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde çiftçinin tarlası yandı, umudu söndü.
“YUMURTA %108, EĞİTİM %108,
KİRA %89, ELEKTRİK %83 ARTTI ”
Bütçe açığı yılın ilk üç ayında 820 milyar TL’ye ulaştı.
Bütçede öngörülen rakamın neredeyse yarısı harcandı. Bu tabloyu görünce sormadan edemiyorum:
Bu nasıl bir mali disiplindir?
Enflasyon verilerine gelecek olursak…
TÜİK’in ‘makyajlı’ verileri bile artık gerçeği gizleyemiyor.
Resmi yıllık enflasyon yüzde 38 civarında açıklanırken, ENAG’a göre bu oran yüzde 74. Yurttaşın cebindeki gerçek TÜFE bu.
TÜİK verilerine göre; yumurtada %108, kirada %89, üniversite eğitiminde %108, elektrik faturasında %83 artış var.
“1,4 TRİLYON TL, KUR
KORUMALI MEVDUATA”
Uygulanan yanlış politikalar da bir kez daha dikkat çeken Genç’in özellikle kur korumalı mevduat tespiti bir hayli dikkat çekici.
Diyor ki; “ İktidarın ısrarla ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek başlattığı ekonomik yıkım bugün 1,4 trilyon TL’lik kur korumalı mevduat faturasıyla taçlandırıldı.
Bu para kime gitti?
Üretene değil, alın teri dökene değil.
Bankada parası olana, dövizi olana gitti.
İşte bu tablo, yönetilemeyen bir ekonomik sistemin, plansız bir bütçenin, halktan kopmuş bir iktidarın tablosudur.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne yoksulluğa ne işsizliğe ne borca mahkûm edilen bir ülkeye razıyız.”
CUMHURBAŞKANLIĞI
HÜKÜMET SİSTEMİ…
Genel konulara dair de önemli göndermelerde bulunan Genç, özellikle genel başkanları Özgür Özel’e yönelik saldırıyı da kınayarak, “Susmayacağız” şeklinde konuştu.
Genç, temelde yaşanan bir çok sorunun kaynağının 2017’den bu yana uygulamadaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yürütülen bu rejim olduğuna değinerek değerlendirmesinin son bölümünde şu görüşlere yer verdi:
“Bugün burada görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 9’uncu maddesi özelinde konuşmak belki teknik anlamda sınırlı ama genel olarak bu Meclis’in geldiği noktaya dair söyleyecek çok sözümüz var.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yürütülen bu rejim, Meclis’i yasama organı olmaktan çıkarıp bir noter makamına indirgemiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği maddeler, hiçbir düzeltme yapılmadan yeniden Meclis’e getirilmektedir.
Bu durum sadece hukuk devletine değil, Meclis’in saygınlığına da açık bir müdahaledir.”
UNUTMADAN SÖYLEYELİM…
Görüldüğü gibi fatura epey ağır.
Şu anda Türkiye’nin borç yükünün 135-140 Milyar dolardan kimilerine göre 550 Milyar dolar kimilerine göre de daha da fazla olduğu yazılıyor, çiziliyor ve hatta konuşuluyor.
Gerçekten herkesin şapkasını önüne koyup uzun uzadıya düşünmesi gereken önemli bir ekonomik tablo.
Sığınmacıları finanse etmek ve siyasi istikbalini kurtarmak adına hükümetin sergilediği performans ve izlediği yol epey sorunlu bir durumda şu ana kadar.
Bundan sonrası için de pekte umut yok gibi…
Bu arada unutmadan bir ilave de biz yapalım.
Türkiye İngiltere’de bulunan Yahudi tefecilere yılda 4 milyar dolar faiz ödüyor iyi mi?
BU BORÇLAR KİMİ O ZAMAN?
Hükümete sorsan…
Eskiden 9 Bin Dolar olan Gayri Safi Milli Hasılayı kişi başına 12 bin 500 hatta 15 Bin doların üstüne çıkartılar.
Bir aralar 18 Bin dolarlar konuşuluyordu.
Tabi ki de dövizi patlatmadan 2 TL’den 40 TL bandına çıkartmadan.
Türkiye uçuyor.
Bu kadar faiz, bu kadar ödeme güçlüğü ve geçim sıkıntısı ne olacak?
Biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz acaba?
Peki bu borçlar kimin kardeşim o zaman?
