Dünden devam ile Yeni Adli yıla dair iki önemli görüş ve rakamlarla Türkiye’de son noktaya devam ediyoruz.
Saadet Partisi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. İbrahim Yıldız, yargıdaki dosya yüküne dikkat çekti.
SORUŞTURMA YAĞMURU!
Cumhuriyet başsavcılıklarına yapılan şikâyetler üzerinden yürütülen soruşturmalar hakkında da bilgi veren Yıldız, bugün itibarıyla 6 milyon 181 bin 825 soruşturma dosyasının işlem yapılmayı beklediğini aktardı.
İCRA DOSYALARINDA KORKUNÇ
ARTIŞ: 24 MİLYON 446 BİN 732
İşte size zurnanın zurt dediği yer.
İcra ve iflas dosyalarında ise tablonun daha da çarpıcı olduğuna dikkat çeken Yıldız, bugün itibarıyla 24 milyon 446 bin 732 icra dosyasının işlem beklediğini belirtti.
Önceki gün üstad Kadir Dayıoğlu’da köşesinde bu rakamlara dair göndermelerde bulundu ve şu rakamları paylaştı hem genel hem de yerel bağlamda.
Türk parası cinsi krediler 10 trilyon TL’den 12 trilyon TL’ye yükselirken, yabancı para cinsi krediler ise 6 trilyon TL’den 8 trilyon TL’ye çıktı.
Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarının toplamı yıl başında 4 trilyon TL iken, Ağustos sonu itibarıyla 5 trilyon TL’ye çıktı. Bu da yaklaşık yüzde 26’lık bir artışa karşılık geliyor.
Konut kredileri yıl başındaki 513 milyar TL seviyesinden 605 milyar TL’ye yükselerek yüzde 19 arttı.
Taşıt kredileri 75 milyar TL’den 54 milyar TL’ye gerileyerek yüzde 28,0 düşüş yaşadı.
İhtiyaç kredileri ise 1,4 trilyon TL’den 1,8 trilyon TL’ye çıktı (yüzde 27 artış).
Bireysel kredi kartları toplamı yıl başında 1,8 trilyon TL iken, Ağustos sonunda 2,2 trilyon TL’ye ulaştı.
Taksitli kredi kartları 645 milyar TL’den 849 milyar TL’ye yükseldi;
Taksitsiz kredi kartları ise 1,2 trilyon TL’den 1,5 trilyon TL’ye çıktı.
Yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri, hanehalkını borçlanmaya zorluyor. Özellikle gelirlerin enflasyon karşısında yetersiz kalması, bireyleri temel ihtiyaçlarını dahi krediyle karşılamaya yöneltiyor.
Takipteki tüketici kredileri ve “bireysel kredi” alacakları 3 Ocak'ta 117 milyar lira seviyesindeyken, 22 Ağustos itibariyle 197 milyar liraya çıktı.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi'nin verilerine göre Kayseri'de “protestolu senet” tutarı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 125 artış ile 778 milyon liraya ulaştı.
“Karşılıksız çek” tutarı da 2025 yılı Ocak-Haziran döneminde de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 95 artış ile 1 milyar 653 milyon TL'ye ulaştı.
Kayseri'de “karşılıksız çek” ve “protestolu edilen” senet sayısında patlama yaşandı. 2025 yılı Ocak-Haziran döneminde “protestolu senet” ve “karşılıksız çek” toplam tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 104 artış ile 2 milyar 431 milyon lira olarak gerçekleşti.
DOSYALAR ARŞİVE SIĞMIYOR
Aktardığı bu sayılara arabuluculuk, uzlaşma dosyaları ile Yargıtay, Danıştay, bölge adliye mahkemeleri ve bölge idare mahkemelerindeki dosyaların dahil olmadığını vurgulayan Yıldız, “Bunları bir araya getirdiğinizde, maalesef adalet saraylarının binaları yüksek ve hacimli olsa da dosyalar arşivlere sığmamakta, bu kadar personel alımına rağmen dosya yükü bir türlü eritilememekte, adalet sarayları, adalet dağıtmak yerine adaletin yükü altında ezilmektedir” dedi.
İŞLERİN TERS GİTTİĞİNİN
BİRİLERİ FARKINA VARMALI
Adalet Bakanlığı ile yargı yükünü azaltmak üzere çalışma yapan tüm idarecilere seslenen İbrahim Yıldız, adalet sarayları inşa etmekle, binaların sayısını, katlarını çoğaltmakla, personelin sayısını arttırmakla bu işin üstesinden gelinmesinin mümkün olmadığını kaydederek, “Bunca yapılan yasal düzenlemeye, yapılan çalışmalara rağmen eğer dosya yükü azalmıyor ve yargı unsurları bu dosya yükü altında eziliyorsa, bu işte ters giden bir takım mekanizmaların olduğu hakikatine, herkesin gözlerini açarak farkına varması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“SEBEPLER ÜZERİNDE DURUMLALI”
Saadet Partisi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız, yargıdaki dosya yükünün yalnızca mahkemelerin işleyişine indirgenemeyecek kadar geniş bir sorun olduğuna işaret ederek, “Ekonomik, sosyal, siyasi, ailevi, dış politik ve diğer sebepler masaya yatırılmadan, ihtilafların kaynağına inilmeden, bu dosya yükünün altından kalkmanın mümkün olmadığını” dile getirdi.
Yıldız, sonuçlarla uğraşmak yerine sebepler üzerinde durulması, köklü çözümler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.
HALKIMIZIN YÜZDE 80’İ
ADALETE GÜVENMİYOR!
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, “İktidar, şatafatlı adliye sarayları yaparsak adaleti tesis ederiz zannetti.
Ama adalet fersah fersah geriye gitti.
Bugün hiç kimse adliye kurumlarına ‘Ben yüzde yüz haklıyım’ diye gidemiyor.
Ya karşı taraf, iktidara yakın bir milletvekili, bir bakan, bir il başkanı bulur da haksız çıkar mıyım korkusuyla yaşamak durumunda kalıyor” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de işsizliğin resmi rakamların ötesinde olduğunu vurgulayan Arıkan, “Bugün Türkiye’de 5 milyon ‘ev genci’ var.
Ne eğitimde ne de istihdamda yer bulabiliyorlar.
5 milyon genç, evde oturmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
ALANDAKİLERE MAAŞLARINI
SORDU: HERKES YOKSUL
Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan, iktidarın vatandaşları açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiğini belirtti.
Arıkan, “Bugün Türkiye’de 22 bin lirayla insanları yaşamaya mahkûm ediyorsanız, 16 bin TL emekli maaşıyla vatandaşı geçinmek zorunda bırakıyorsanız, o ülkede ekmeğin özgür olduğundan bahsedemezsiniz” diye konuştu.
Türk-İş’in açlık sınırını 27 bin 111 lira, yoksulluk sınırı ise 88 bin 310 lira olarak açıkladığını aktaran Arıkan, “Alanda yüzlerce insan var. Burada soruyorum: hangimiz 88 bin TL maaş alıyor? Hangimizin 88 bin TL geliri var? Her yerde bu soruyu soruyorum, her yerde aynı cevabı alıyorum. Herkes yoksul” şeklinde konuştu.
ALMANYA-TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI
İktidarın yangın söndürme konusunda da sınıfta kaldığını ifade eden Arıkan, “Almanya’nın nüfusu bizimle aynı.
Almanya’da 48 bin itfaiye istasyonu, 41 bin araç ve 1 milyon görevli var. Türkiye’de ise sadece 1.167 istasyon, 4 bin 119 araç ve 19 bin 450 görevli bulunuyor.
Hani uçuyorduk?
Bugün yangın söndürme işini bile beceremedik” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, adaletin özgürleşmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bugün Türkiye’de adalet mekanizmasına güven, yüzde 20’lere düşmüş. Yüzde 80’i adalete güvenmiyor.
İktidar, şatafatlı adliye sarayları yaparsak adaleti tesis ederiz zannetti. Ama adalet fersah fersah geriye gitti.
Bugün adliye kurumlarına işimiz düştüğünde, hiç kimse şu rahatlıkla gitmiyor.
‘Ben yüzde yüz haklıyım.
Bu davayı kesin kazanırım’ diye adliye koridorlarına gidemiyor.
Niye?
Karşı taraf, iktidara yakın bir milletvekili, bir bakan, bir il başkanı bulur da acaba ben haksız çıkar mıyım korkusuyla yaşamak durumunda kalıyor. Bir sürü örneği var zaten.”
SAADET PARTİSİ’NİN HEDEFİ
Saadet Partisi’nin “yaşanabilir bir Türkiye” hedefiyle iktidara hazırlandığını söyleyen Arıkan, yeniden adaleti, umudu, ekmeği özgürleştireceklerini belirtti.
İnsanların yoksulluk sınırının altında maaş almak zorunda kalmayacağı, gençlerin yarın için umut beslediği bir Türkiye inşa edeceklerinin altını çizdi.
Arıkan, şunları aktardı: “Adliye koridorlarında sadece adaletin konuşulduğu, torpilin konuşulmadığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.
Camilerde insanlar birilerine gözükmek için değil, Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmak için ibadet edebilecekleri bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Bizim bütün hazırlıklarımız tamam.
Türkiye Kalkınma Planımızı ortaya koyduk. 2,5 milyon kişilik istihdam oluşturacağız.
Yıllık 506 milyar dolar Gayrisafi Milli Hasıla artışı sağlayacağız.”
SON SÖZ MÜ?
Aklı öldürürsen ahlak da ölür.
Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.
Fatih Sultan Mehmet