KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 27.09.2022 12:15

YANIMDA MISINIZ?

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu parti toplantısında sordu; “Yanımda mısınız?” Buna CHP cenahından ve sempatizanlarından binler; “Evet yanındayız!” dedi sosyal medyadan… İmamoğlu ile Yavaş’ın tepkisi bekleniyordu… İlk“yanındayız!” diyen de onlar oldu…

***

Burada garip olan şu: Bir lider, partililerine nasıl; “Yanımda mısınız!” diye bilir? Demek ki, parti disiplini konusunda bir sıkıntı var… Kemal Bey haklı, TV’lere çıkıp, konuşanları; köşelerde yazılanları görünce, hak vermemek mümkün değil. O kadar çok bilen var ki, her biri allame… Her türlü yüzmeyi biliyorlar ama suya girince unutuyorlar.

***

Bireyler kişisel görüşlerini açıklamada özgür ama bunun bir partiyi temsil intibaı verecek şekilde olması, “partiyi”ve “ittifakı”zora sokar… Buna sık sık şahit oluyoruzpartilerde. CHP’de ise daha da yoğun… Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu, her kafadan ses çıkmasına bir set çekmek istedi, parti disiplinini anımsattı.

***

Değerli dostlar… 1957’den beri siyasete az çok aklım erer… Kısa süreli de olsa içinde bulunduk aktif… Şair; nasıl “şiirin hasını ayak sesinden tanırsa!”, biz de “siyasetin ayak sesini az çok duyarız!”.

***

İlk oyumu 1969’da MHP’ye vermiştim İstanbul’da… Koskoca İstanbul’dan, bir üniversite kentinden 10 bin oy alamamış; hayal kırıklığına uğramıştık. Dündar Abi (Taşer)  seçilememişti… Sadece Adana’dan merhum Başbuğ seçilmişti. Taşer, tanıdığım ender entelektüellerden; çok farklı kumaştan birisiydi… Seçim çalışmalarına da katıldığım için yakından tanıma fırsatı buldum. Allah rahmet eylesin…

***

İster yerel isterse genel olsun her seçimde çok farklı partilere oy verdim. Rahmetli Özal döneminde görüşlerimde önemli kırılmalar oldu… Liberal demokrasi yani hukukta, siyasette, ekonomide liberal düşünceler hayatıma girmeye başladı.

***

Siyasal yasakları savunduğu ve bununla ilgili kampanya başlattığı için ANAP’tan koptum… Zira Özal’ın, ekonomiden başka özgürlük yanlısı olmadığını gördüm… Sağ olsunlar AK Parti sayesinde Mustafa Kemal Atatürk ve laik cumhuriyet ipine sımsıkı sarılmanın gerekliliğine inandım. Ziraseküler hayat benim için olmazsa olmazdı, artık.

***

Şimdi de yer yerinden oynasa bireysel hak ve özgürlük yanlısı; liberal/sosyal demokrat olmayan, laik Cumhuriyet karşıtı hiçbir siyasi oluşuma oy vermem. Sanırım, önümüzdeki seçimde kullanacağım oyun az çok rengi belli oldu.

***

Büyük ihtimalle “6’lı masanın” Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu… Etrafında, hiç beklenmeyen bir sevgi halilesi oluştu… Merak eden sosyal medyadaki olumlu/olumsuz tepkilere bakabilir.

***

Bu, seçilmeye yetecek mi? Göreceğiz. Fakat sessiz ve derinden gelen “dip dalga”, bazı ipuçları veriyor. Büyük ihtimalle diyorum zira CHP’li çok sürpriz bir isim de çıkabilir karşımıza. Ne demişti rahmetli Süleyman Demirel; “siyasette 24 saat uzun bir zamandır”… Ama galip ihtimal Sayın Kılıçdaroğlu gözüküyor.

***

İlginç bir seçim sath-ı mailine girdik. “Kıran kırana” bir seçim olacak, öyle gözüküyor. “To be or not to be!” gibi bir şey. Cumhur, Millet ittifakı derken, “Emek ve Özgürlük İttifakı”da kuruldu… Ağırlığını HDP oluşturuyor. Solun her rengi temsil ediliyor… Kabaca bu, yüzde 15’lik bir blok. Anlaşılan “anahtar/kilit” rolü üstlenecek. Nereye ağırlık verirlerse orası kazanacak.

***

Meclis açılır açılmaz, özellikle torba yasalar peş peşe gelecek. Tabii, bunların çoğu, “benden sonrası tufan” mantığı ile hazırlananlar olacak. “Bu kadarı da fazla!”, denilerek sosyal medyayı susturmak için, yasa çıkacak. “Aba altından sopa gösterilecek!”. “Oto sansür” gündeme gelecek. “Yasakları” kaldıracağız vaadi ile geldiler.“Vatan, millet Sakarya!” adına “yasaklar dönemine” girmemiz çok acı.

***

Tabii, bu süreçte, “fısıltı gazetesi”tiraj almaya başlayacak. İktidarın unuttuğu bir şey var; bilgi, günümüzde ışık hızı ile dolaşıyor. Kapıyı kapatsanız pencereden, bunu da kapatsanız bacadan girecek. Mesela, tüm internet erişimi engellenmesine rağmen İran’da olan bitenden dünya kamuoyu anında haberdar olabiliyor.

***

Yasakların peş peşe geldiği, “PKK”, “FETÖ”, “iç ve dış düşmanların maşası” damgasını yeme; korku ikliminin giderek yoğunlaştığı bir ortamda yapılan anketlerin ne kadar gerçekçi olduğu şüpheli… O nedenle, AK Parti’nin yüzde 30’larda dolaşan oyu da soru işaretli… Şahsen ben, daha düşük olduğuna inanıyorum. Telefonla yapılan bir ankete bir memurun, bir işadamının, bir iş arayanın ne demesini beklersiniz? Öyle ya, telefon açanın amacının ne olduğunu bilmiyorsun ki…

***

Sürekli kazanmaya alışmış,Tayyip Bey de kaybedeceği bir seçime girmez. Bu taktirde seçim Haziran’da, normal zamanında yapılır… Gerekçe olarak da, “üçüncü kez aday olamama”hükmü gündeme gelir… Meclisin erken seçim kararı Tayyip Bey’i, zor durumda bırakır;“üçüncü kez” tartışmaya açılır; iki arada bir derede kalır…

***

Bilinen bir şeyi daha söyleyeyim; Cumhur İttifakı’nın adayı tüm devlet gücünü arkasına alarak seçime girecek. O nedenle; Millet İttifakı ve diğerleri yarışa geriden başlayacak… Bu seçim sonucunda ülke özgürlükleri esas alan, “kuvvetler ayrılığına” müstenit parlamenter sistemle yönetilecek ya da “kuvvetler birliğine” dayanan “tek adam” ile… Benim gönlüm demokrasinin, bireyselhak ve özgürlüklerin egemen olduğu, laik/sekülerTürkiye’den yana.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —