FARUK ERGAN


YAĞMALAMAK.

“İnsan olmanın vasıflarını taşımayanlardan uzak durmak sizin kalitenizi yükseltir”. Faruk Ergan


Yağma genellikle güç kullanarak veya tehdit yoluyla başkalarının malına ve mülküne el koymak anlamına gelir. 

Antalya’da devrilen domates yüklü tırdaki domatesleri yağmalamaktan utanmayan insanların, herhangi bir partiye mensup olmalarından değil, yoksul olduklarından değil, ekonomik kriz yaşadıklarından değil, geçim zorluğu çektiklerinden değil, sadece ahlaksız olduklarından ve aldıkları aile terbiyesinden kaynaklanıyor. 

Geçen yıllar içerisinde toplumun çoğunluğu ahlaki yönden dejenere olmuş, yozlaşmış, özentili yaşamaya alıştırılmış, hırsızlık yapanlara alkış tutuluyor, birçoğu yoksulluğun gölgesine sinmiş utanmazlar yağmacılık yapıyor. Genlerinde bozukluk olanların yaşam biçimi sevgisizlik ve nefret üzerine kurulmuş olanlarda, insan sevgisi olmayanlarda, diğer tüm canlıları ve doğayı yok etmekte vicdanı sızlamayanlarda Allah sevgisinin olacağına ihtimal vermiyorum. 

Nefret dili kullananların birçoğunun yaşam biçimi bulundukları ortama karşı takiye yaparak riyakarca yaşamı tercih etmeleri, insan olma vasıflarını içlerine sindiremediklerinden kaynaklanmaktadır. İyi bildikleri konuların başında İslam dinini yaşadıklarını zannettikleri için ahlaki değerlere sahip olmaya gerek duymamalarıdır. 

Bu yüzdendir ki, başta siyasi görüşünü paylaşmadıkları insanların din, dil, ırk, mezhep ve kutsal değerlerine saldırmakta mahsur görmemeleri, genleri başta olmak üzere, aile içi eğitim ve çevresindeki insani duygulardan yoksunların içinde yaşamaktan zevk almalarındandır. 

Bir insan düşünün, önüne gelene, gördüğüne, görmediğine, geçmişlere, ölülere, kadınlara, çocuklara, eğitimcilere, siyasetçilere (kendi özünü taşımayanlara), Alevilere, Hristiyanlara, Musevilere, İslam dinine mensup birçok kişilere ve Bilim insanlarına ağza alınmayacak küfürler etmekte zül görmüyor. 

Demek oluyor ki insanların kılık kıyafetine, yaşam biçimine, görünümüne, inanmak ve aldanmak doğru değil. Adam putperest olabilir, hiçbir dine mensup olmayabilir, hiçbir partiye, derneğe, tarikata ve kuruluşa tabii olmayabilir ama insansa bana göre kafi, başka meziyet aramaya gerek kalmaz. İslam dinini yaşıyorsun diye herkese hakaret, küfür, iftira ve seviyesizlik yapabilme hakkını mı elde ettin? Kendi inancını ve kendi doğrularını yaşadığını anlatarak her türlü çukurluğu içine sindiren insandan uzak olmak doğru bir seçim olur. Yağmacılık sadece işyerlerinden veya evlerden emtia ve gıda çalmak anlamına geldiği gibi, kişinin alın teri ile elde ettiği kariyerini, diplomasını, itibarını, özelini, ailevi değerlerini ve bilgi birikimini de izinsiz veya zorla kullanırsan bu da yağma ederek ele geçirmek kapsamında değerlendirilir ki, buna insanlık denemez. 

Son olarak yağmalama haberi Adana’dan geldi, bir güzellik salonundaki bulunan demirbaşlar alacaklılar tarafından yağmalanmış. Bir yerlerde yapılan yağmalama olaylarının tamamında ahlaksızlığın yanında, yasalarda ki boşluk, sistemsizlik, güvensizlik, birilerini yok etme hevesi, koltuk merakı ve aç gözlülük görülmektedir. 

Yazmaya çalıştığım olumsuzlukların tamamında eğitimin bozukluğu ve görgüsüzlüğün başı çektiğini söyleyebilirim. Avrupa ülkelerinde yaşayan bir çok tanıdığımla görüştüğümde ve sohbetimizde, o ülkelerde yasaların yaptırım gücü çok fazla ama aynı zamanda insanlar İslam dininin emrettiği gibi yaşıyorlar, kendilerine ait olmayan hiçbir şeye el sürmezler, torpille iş yapmazlar, çalıştırdığı elemanın hakkını tam ve zamanında öderler gibi sözlerle sitayişle bahsederler, ama kendi özellerinde iftira etmek ve riyakarlık var. Yaşadıkları dinin emirlerine uymazlar, aynı zamanda yaşam biçiminden utanç duymazlar.

“İnsan olmanın vasıflarını taşımayanlardan uzak durmak sizin kalitenizi yükseltir”. Faruk Ergan