RECEP BULUT

Tarih: 16.07.2024 16:03

VATANDAŞA ‘VALE’ EZİYETİ!

Facebook Twitter Linked-in

VALE İÇİN KAPATILAN 

OTOPARK BOMBOŞ!

***Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş.’nin çarşı içinde “vale uygulamasının” benzerini Hunat Mahallesi’nde de uygulamaya koyması hem yöre esnafını hem de aracıyla alış-verişe gelen vatandaşları çileden çıkardı. Belediye’nin “vale hizmeti ücreti” olarak 110 lira ücret bedeli koyduğu otopark bomboş dururken, normal ücretli otoparklarda yer bulmak mümkün değil.

Geçen hafta Perşembe gününden bu yana yoğun bir telefon aldım…

Her telefon açan ısrarla:

“Recep Bey Allah aşkına şu Hunat Mahallesi’ne gel de şu rezalete bir gör!” diyor…

“Ne var hayırdır?” diye soruyorum…

“Gel de kendi gözlerinle gör!” diyorlar… 

Gittim ve de gördüm…

Cidden ortada bir rezalet var…

Rezalet deyince belediyeci dostlarımız hemen tepki göstermesin amma cidden öyle…

İzah edeyim…

Malum bir süre önce 50. Yıl Dedeman Ortaokulu yıkıldı ve yeri çok güzel bir park alanı oldu… Baştan beri eleştiren CHP’liler başta olmak üzere vatandaşlara izah ediyorum… 50.Yıl Dedeman Ortaokul şehrin tam orta yerinde kalmış, çevresi iş merkeziyle çevrilmiş, gelen öğrenciler de servislerle uzak yerlerden getiriliyor, getirilen öğrenci sayısı da (İmamhatip’e çevrildiği için) çok düşük dolayısıyla okul gerçek anlamda eğitim hizmeti veremez olmuş… O nedenle yıkılıp yeri park alanına dönüştürülmüş… Çok da isabet olmuş! 

O günlerde yıkılan okulun yerine milli damadın öncülüğünü yaptığı okul kurulmak istenmiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaybedilince o projeden vazgeçmişler (çünkü finansörlüğünü belediyeye yıkacaklardı!). Sonra Tekten Okulları almak istedi ona da engel olundu ve nihayetinde bunca mücadeleden sonra yıkılan okulun yeri yeşil alan olarak korunmuş…

Yani yıkılan 50.Yıl Dedeman Ortaokulu’nun yerinin paylaşımı yüzünden perde gerisinde büyük kavgalar oldu… Hatta bu uğurda bir vali bile harcandı! 

Neyse bu işin bir başka boyutu!

Gelelim yıkılan 50.Dedeman Ortaokulu’nun önündeki otoparka…

Okul yıkılıp, inşaat artıkları ortadan kaldırılarak güzel bir park ortaya çıkınca önündeki otoparkta kendini gösterdi…

Aslında eskiden de paralı otopark vardı…

Ama yukarıda izah ettiğim gibi okul yıkılıp, okul yeri parka dönüştürülünce özellikle batı yakası yani Hunat Camisi tarafındaki otopark kıymete bindi… 

Sadece Hunat Mahallesi esnafı ve Hunat Mahallesi esnafına alış-veriş için vatandaşlar gelip oraya araçlarını parketmiyor… 27 Mayıs, Bankalar Caddesi ve Kapalı Çarşı esnafına gelen vatandaşlar da çarşıya araçlarıyla girmekten yıldığı için yer bulabilirse buraya aracını parkedip çarşı-pazara gidiyor… 

Yani burası kıymetli…

Kıymetli olunca Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş.’de kendisine bir vazife çıkardı…

Tıpkı Kale’nin önünde yaptıkları gibi talep artınca hemen “vale hizmeti” koymaya kalktı…

İyi, hoş da her yere “vali hizmeti” gider mi gitmez mi bir araştırmak lazım…

27 Mayıs Caddesi, Bankalar Caddesi ve Kazancıların durumu farklı, buranın durumu farklı…

Her yeri “vali hizmetine” endekslerseniz bu işin içinden çıkamazsınız…

Önceki gün gidip gördüğüm manzaranın fotoğrafını çektim…

Normal otopark tarifesi uygulanan otopark yerlerin durumu ile önüne “VALE HİZMETİ ÜCRETİ 110 TL” yazılı tabelayı koyduğunuz otoparkın durumunu şöyle bir gözden geçirdim…

Normal otopark ücretinin uygulandığı park yerlerinde yer bulmak mümkün değil… Vatandaşlar araçlarıyla ha bire tur atıp duruyor… 

Ya bir aracın çıkmasını dört gözle bekliyor ya da sonunda yılıp, “Lanet olsun!” diyor ve alışverişini yapmadan çekip gidiyor…

Orada sohbet ettiğim esnaflar:

“Gördünüz mü Recep Bey durum bu kadar açık!”

Belediye’nin “VALE HİZMETİ ÜCRETİ 110 TL” yazılı tabelanın konduğu otopark da bomboş! 

Fotoğrafabaktığınızda sizlerde gayet net olarak göreceksiniz… 

Vale hizmeti verilen yani, 110 TL alınan otopark bomboş dururken vatandaş ha bire yer bulabilmek için dakikalarca etrafta tur atıyor ve sonunda “lanet olsun!” diye çekip gidiyor… 

Paralı otoparkta yer bulamadığı için çekip gitmek isteyen birkaç araç sürücüsü ile sohbet ettim:

“Bu ne Allah aşkına diyor!” ve sonra da “Bizim bildiğimiz vatandaşın keyfi için gittiği gazinoları, pavyonların ve eğlence merkezilerinin kapısında vale hizmeti sunulur… Belediye ise bizlere otopark hizmeti sunmakla yükümlü… Yarım saat bir alış-veriş yapıp geleceğiz diye niye ben 110 lira vale hizmeti diye para vereyim? Buna ne bizim lüksümüz var ne de belediyenin böyle bir dayatmaya. Belediye bizleri böyle bir dayatma ile karşı karşıya getirmemeli… 

Sadece alışverişe gelen vatandaşlar tepki göstermiyor yöre esnafları daha fazla tepki gösteriyor… 

“Allah’ın suyuna para mı verilir diye 30 yıl önce belediye seçimlerini kazanan AK Partili Belediye Başkanları bugün vatandaşa sunduğu otopark hizmetini de valeye bağlamış ya helal olsun! Pavyondan, gazinodan köşe bucak kaçanlar bugün pavyon ve gazino kapılarını adeta haraca bağlayanların benzer muameleyi bize reva görüyorlar ya helal olsun!” diyorlar…

Ne diyeyim;

Nerdennnn nereye? 

**

DİVAN PASTANESİNE İCRA TAKİBİ! 

***Kayseri’nin en önde gelen yılların pastanesi Divan Pastanesi’nden alacaklıları avukatları aracılığıyla icra memurları eşliğinde eşya kaldırdı.

ALACAKLILARI

PASTANEDEN 

EŞYA GÖTÜRDÜ!

Bazen bir konu da bir yazı yazarken üzülürsünüz…

İçini atmaz! Parmağınız oynamaz…

İşte öyle bir haberle karşı karşıyayım…

Hacı Ali Sözduyar’ı yıllardır tanırım…

Kayseri’nin en renkli simalarından biri…

Eğlenmeyi, sohbeti, muhabbeti seven biri…

Variyeti de iyiydi…

Çarşının en güzel yerinde en kaliteli pastanesi var…

Eskiden her adam onun pastanesine oturup, çap kahve içemezdi…

Divan’a oturup bir çay-kahve içmek bir tatlı yemek her adamın harcı değildi…

Hacı Ali Sözduyar da şehrin en üst ve elit tabakasıyla oturur, hoş sohbetler yapardı…

Ama son yıllarda tadı-tuzu kalmadı… 

O hoş sohbet ve muhabbet günleri hayal gibi uçup gitti… 

Pastanesi kurşunlanıyor, eşi-dostu saldırıya uğruyor, davalık oluyor…

Eskiden kapısına gelmeyen alacaklı, verecekli kapısını aşındırır oldu… 

Geçen hafta yine benzer bir durum başına geldi… 

Büyük ihtimalle oğlundan dolayı alacaklı olanlar kapısına icra getirdi…

İcra memurları gözetiminde eşyaları bir bir araca yüklenip götürüldü… 

Bu görüntüler yılların esnafı Hacı Ali Sözduyar için katlanılabilecek görüntüler değildi ama yapacak bir şey yok… Gerçi bu alacaklara yönelik itirazlarını yaptı ama itirazı da icra takip sürecini durdurmaya yetmiyor…

Anlayacağınız bu şehrin tadı tuzu kaçmış…

O hoş sohbet ve muhabbet günleri yok olup gitmiş…

Artık insanlar birbirine düşman hale gelmiş…

Kimse kimsenin halini sormaz olmuş… Herkes kendi derdine düşmüş! 

Hasılı hepimiz zor günlerden geçiyoruz…

**

BU PAYLAŞIMI 

YAPAN CHP TALAS

BELEDİYE BAŞKAN ADAYI!

Malum CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta cuma günü Kayseri’ye gelmişti…

Esas ziyaret sebebi; Tekrarlanan Pınarbaşı seçimleri sonrası silahlı saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan Pınarbaşı CHP Belediye Meclis üyesi adayı Şerafettin Bahadır’a geçmiş olsun dileğinde bulunmaktı… 

Ayrıca bir hafta önce kalp krizi geçiren CHP Kocasinan eski İlçe Başkanı Erkan Karabulut’u da evinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulunmaktı… 

Ziyaretin esas amacı boydu…

Sonra CHP İl Başkanı Feyzullah Keskin ve CHP İlçe yöneticileri de eski genel başkanlarının ziyaretine bir ahde vefanın gereği olarak destek vermek amacıyla mevcut Genel Başkanları Özgür Özel’in bilgisi ve talimatı doğrultusunda Boğazköprü’de kendilerine yakışır bir şekilde karşılamışlar… 

Çiçek taktim edip, nezaket çerçevesi için de sıraya girip elini sıkmışlar ve sonrada geldikleri araç konvoyuyla Sayın Kılıçdaroğlu’na eşlik ederek Şehir Hastanesi’ne gitmişler, ora da günlerdir yoğun bakım altında yaşam mücadelesi veren Şerafettin Bahadır’ı ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulunmuşlar… Sonra Erkan Karabulut’un evi ziyaret edilerek, yıllardır o partiye her kademede hizmet veren Erkan Karabulut’a geçmiş olsun dileğinde bulunmuşlar ve peşinden de sınırlı sayıda bir partili grup ile yenilen yemekten sonra Kılıçdaroğlu’nu uğurlamışlar… Bu ziyaretten hem Şerafettin Bahadır ve ailesi ile hem de Erkan Karabulut ve ailesi de son derece memnun oldu… 

İşin özü bu…

Sosyal medya da televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında, “Kılıçdaroğlu tekrar genel başkanlık yarışını başlattı” diyenler oldu, “Kılıçdaroğlu’na Kayseri’de görkemli karşılama!” diyenler oldu…Olabilir mi? Olabilir elbette! Tüm bunları olgunlukla ve hoşgörüyle karşılamak lazım… Gerçekten Sayın Kılıçdaroğlu tekrar genel başkanlık yarışı da başlatabilir… Tekrar Genel Başkan olur olmaz! Onu partilileri takdir eder…

Yukarıda bahsettiğimiz gelişmeler bahsettiğim bu çerçeve kapsamında pek ala yapılabilir…

Ama bir paylaşım var ki hiç kabul edilebilecek türden değil… Üstelik bu paylaşımı yapan da 31 Mart yerel seçimlerinde CHP’den Talas Belediye Başkan adayı olan bir isim… 

Bahsettiğimiz kişi Av. H.İbrahim Yıldırım…

Yıldırım paylaşımın da, “İlgi falan yok, yaratılan “algı” vardı! Ha bir de Kayseri’ye her geldiğinde yancısı…İle birlikte örgüte uğramaz, Boydakları ziyaret ederdi. Bu sefer Boydakları yerinde bulamamış anlaşılan!!??” 

Ne kadar çirkin bir paylaşım? Bu yorum falan değil… Sayın Kılıçdarıoğlu’nun ziyaretini yorumlar ve kendinize göre yanlış ya da doğru bulduğunuz boyutları lisan-ı uygun bir dille eleştirirsiniz! Ama bu bir eleştiri değil bu bir hakaret, bu bir alenen suçlama! Siz herşeyden önce bir hukukçusunuz… Üstelik siz o partinin yaklaşık dört ay önce belediye başkan adayı idiniz… Size Talas’ta Kılıçdaroğlu’na destek verenler de Özgür Özel’e destek verenler de hiçbir ayrım gözetmeksin oy verdi… Yazık! Çok yazık! Bu ne öfke bu ne nefret? Bugün tekrar bir daha aday olsan ve tekrar seçime girsen 31 Mart yerel seçimlerinde aldığın oyun yarısını bile alamazsın…Bir seçim süresince izlediğin seçim propagandası, belediye meclis üyesi aday listen o parti içinde birçok tepkiye neden oldu… Ama herkes içine kan akıttı ve ağzını açmadı… Mevcut belediye yönetimi ve iktidarı eleştirmek yerine, onları hemen her konuşmanda övdün durdun… Gereksiz yere düne kadar işbirliği içinde olunan muhalefetin adayı ile polemiğe girmeyi kendine bir seçim propagandası yönetim olarak seçtin…O yüzde 25’lerde oy alırken sen yüzde 17’lerde kaldın… Basın ile polemiğe girdin… Buna rağmen kimse çıkıp bu yanlış seçim kampanyan ile ilgili olarak ciddi eleştiri de bulunmadı…  İl Danışma kurulu toplantısında bile kimse çıkıp “Eyyy H.İbrahim Yıldırım, iktidara yürüyen bir partinin adayı olarak sen nasıl yüzde 17’lerde kaldın da en çalkantılı günleri yaşayan İYİ Parti adayı yüzde 25’ler aldı?” diye sormadı… Sen o kürsüye çıkıp yine nutuklar sıktın… Şimdi de o partinin yıllarca Genel Başkanlığını yapan Kemal Kılıçdaroğlu bir nezaket ziyaretinde bulundu diye bu yazdıkların neyin nesi? CHP’lilerin dediği eleştir, yorum yap amenna… Yani yol kes, bel kes ama el insaf, vicdanı da elden bırakma diyorlar…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —