MUSTAFA CENGİZ


ÜRETİMİ DAHA GÜVENLİ ALANLARA TAŞIMALIYIZ…

Malum son depremler Türkiye’de birçok gerçeği bir kez daha teyit etti. Sebep-sonuç ilişkisinde gelinen nokta birçok uyarıya rağmen henüz tam manası ile karşılık bulmuş değil. Bu meseleye dair birçok kişinin yaptığı uyarıları ne yazık ki iktidar tam manası ile ya ciddiye almıyor ya da yapılan çalışmalar beklenen ciddiyette ve ihtiyacı karşılayabilecek türden değil. Bu nedenle de sanayi ve ticaret erbaplarının da kendilerine göre pozisyon alması, yeni projelerini Türkiye gerçeklerine göre güncellemeleri gerekiyor. Projelerine daha fazla destek verip, yüreklendirmek ve sanayicinin önünü açmak gerekiyor. Görünen o ki yıllardır hayalini kurduğumuz 5 Milyar dolarlık ihracat rakamı yine bir başka bahara kalacak gibi görünüyor yılın ilk ayları itibarı ile. Bu bağlamda biraz daha tempo, biraz daha yeni Pazar arayışı, biraz da e ticaret ve diğer ticari entstrümanlar devreye girmeli.


Malum son depremler Türkiye’de birçok gerçeği bir kez daha teyit etti.

Sebep-sonuç ilişkisinde gelinen nokta birçok uyarıya rağmen henüz tam manası ile karşılık bulmuş değil.

Bu meseleye dair birçok kişinin yaptığı uyarıları ne yazık ki iktidar tam manası ile ya ciddiye almıyor ya da yapılan çalışmalar beklenen ciddiyette ve ihtiyacı karşılayabilecek türden değil.

Bu nedenle de sanayi ve ticaret erbaplarının da kendilerine göre pozisyon alması, yeni projelerini Türkiye gerçeklerine göre güncellemeleri gerekiyor.

DEPREM TÜRKİYE’NİN BİR GERÇEĞİ...

“Deprem Türkiye’nin bir gerçeğidir. 

Bu coğrafyada depremle birlikte yaşama gerçeğini unutmadan; deprem dirençli kentler ve binalar inşa etmek zorundayız.” şeklinde konuşan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olduğunda demişti ki; “En büyük projem Türkiye gerçeklerine dair ve Depremle ilgili. Üretim üssü Konya ovası gibi bir alanda olmalı ve deprem riskinden de uzak kalmalı!” demişti.

Peki duyan oldu mu?

Bu önerilere yönelik proje geliştiren.

Ardından 6 Şubat oldu.

Sonrasında da son İstanbul depremi.

Aynen kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Siyasetteki klasik söylemlerle.

Cek-Cak ve Cağız-Ceğiz…

Hep ileriye dönük uzun vadeli projeler.

Hedef 2025- ve 2070.

Peki bugün ne olacak?

KAYSO’NUN YAKLAŞIMI…

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi.

KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, son günlerde yaşanan depremlerden etkilenen vatandaşlara geçmiş oldun dileklerini ileterek, “Son yıllarda yaşanan depremler, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. 

Bu gerçek şehrimizi, yerleşim alanlarımızı, iş yerlerimizi depreme ve diğer afetlere karşı dirençli ve hazır hale getirmemizin önemini bizlere bir kez daha hatırlattı” dedi.

KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve nüfusun yüzde 75’inin, sanayi tesislerinin ise yüzde 65’inin riskli bölgelerde yer aldığını belirterek, “Bu gerçeği görerek, sanayi üretimimizi daha güvenli alanlara taşımak zorundayız” dedi. 

ORTA ANADOLU ÜRETİM HAVZASI

Olası bir Marmara depreminin sonuçlarının telafisinin zor olacağını ifade eden Özkaya, KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitci tarafından 7-8 yıldır dillendirilen ve Kayseri'yi de içerisine alan Orta Anadolu Üretim Havzası fikrinin hayata geçirilmesinin önemine değindi.

Son dönemde oluşan bazı olumsuz gelişmelerin Merkez Bankasını faiz artırmak zorunda bıraktığını ifade eden Özkaya, "Halbuki o olaylardan önce enflasyon rakamlarında iyileşmeler, faiz oranlarında da düşmeler başlamıştı. Doğrusu bizler de ümitlenmiştik. Fakat artan faizler zor olan finansa erişimi daha da zor hale getirmiştir. Ayrıca maliyeti de inanılmaz derecede arttırmıştır. Faiz indirimlerini adeta duymamazlıktan gelen bankalarımız, faiz artışında saatlik yarışa girmektedirler. Son günlerde artan 3,5 puanlık artışa rağmen kredi faizleri 10 puan yükselerek iyimser rakamla yüzde 55-60'ları bulunmuştur. Bu ve buna benzer olumsuzluklar işletmelerimizin yatırım iştahını köreltmiş olup, sadece günü kurtarma çabasına sevk etmiştir” dedi.

TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Özkaya, emek yoğun sektörlere verilmesi öngörülen 2.500 TL'lik istihdamı koruma desteğinde en fazla 249 çalışan şartı olduğunu, 250 çalışandan fazla istihdam yapan firmaların bu destekten faydalanamadığını belirterek, bu konunun tekrar gözden geçirilmesinde fayda olduğunu belitti.

Son olarak Özkaya, eleman sıkıntılarının, geriye dönük vergi uygulamalarının, iş kanunlarında peşin hükümlü işveren aleyhtarlığının, mevzuattaki katılık ve karışıklıkların ve zorunlu istihdam gibi konuların da işvereni zor durumda bıraktığını belirterek konuşmasını tamamladı.

“SANAYİ YATIRIMLARINDA ORTA 

ANADOLU’YA ÖNCELİK VERMELİYİZ” 

KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, son günlerde İstanbul, Kütahya ve Elazığ’da yaşanan depremlerden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. 

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve nüfusun yüzde 75’inin, sanayi tesislerinin ise yüzde 65’inin riskli bölgelerde yer aldığını vurgulayan Büyüksimitci, “Bu gerçeği görerek, sanayi üretimimizi daha güvenli alanlara taşımak zorundayız. Allah korusun Marmara bölgesinde yaşanacak yıkıcı bir depremin altından kalkmamız çok zor olur. 

Daha öncede defaatle dile getirdiğimiz Orta Anadolu Üretim Havzası, bugün çok daha hayati bir önem kazandı. Sadece Marmara'ya bağımlı bir sanayi yapısı, tüm ülkemizin ekonomik güvenliği açısından ciddi riskler taşımaktadır. 

Bu yüzden artık, üretimi coğrafi olarak daha dengeli dağıtmamız bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu kapsamda Kayseri başta olmak üzere, Ankara, Kırıkkale, Konya, Aksaray, Niğde, Mersin ve Hatay gibi illerimiz, sanayi üretiminde daha büyük bir rol üstlenmeye hazırdır.  Sanayi yatırımlarında Orta Anadolu’ya öncelik vermek, sadece ekonomik kalkınma açısından değil, ulusal güvenliğimiz açısından da stratejik bir adımdır” dedi. 

Başkan Büyüksimitci, Marmara bölgesindeki sanayi işletmelerinin güvenli alanlara taşınması için yer değişimi hibe destekleri, vergi indirimleri ve ilk 2 yıl enerji maliyeti desteği verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

“FİNANSMANA ERİŞİMİ 

KOLAYLAŞTIRILMALI VE 

MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ”

Türkiye ekonomisinin bir yandan enflasyonla mücadeleye devam ederken, diğer yandan büyüme hedeflerini sürdürme çabası içinde olduğunu ifade eden Büyüksimitci, “Enflasyon oranları hâlâ yüksek seviyelerde seyretmekte, bu da hem üretim maliyetlerini artırmakta hem de iç piyasada daralmaya neden olmaktadır. 

Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikaları çerçevesinde faiz oranlarında tekrardan yukarı yönlü adımlar görüyoruz. Bu durum, krediye erişimi zorlaştırmakta, yatırım iştahını sınırlamaktadır. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve finansman maliyetleri düşürülmeli. İhracatçıya düşük faizli, uzun vadeli özel kredi modeli geliştirilmeli, makine yenilemek isteyenlere faiz avantajı sunulmalı ve stok finansmanında da en az 6 ay ödemesiz bir dönem sağlamalı” dedi.

Başkan Büyüksimitci ayrıca, enflasyonla mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğuna işaret ederek, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının güven verici olduğunu belirtti. Sanayicilere de bu süreçte verimliliklerini artırmaları, kaynakları etkin kullanmaları ve dijitalleşmeye yönelmeleri çağrısında bulundu.

“ÖZGÜR VE KURALLARA DAYALI BİR 

TİCARET DÜZENİNDEN YANAYIZ"

Küresel ekonomide yaşanan son gelişmelere de değinen Başkan Büyüksimitci, özellikle ABD'nin yeni dönem ticaret politikalarının dünya ekonomisinde belirsizlikleri artırdığını belirterek, "Tüm bu gelişmeler, küresel ticaretin serbestliğini tehdit ederken, dünya genelinde ekonomik belirsizlikleri de artırmaktadır. Aynı zamanda yatırımları ve büyümeyi de yavaşlatmaktadır. Özellikle ihracata dayalı ekonomiler için bu tür korumacı politikalar, ticaret hacimlerinde daralma ve maliyet artışları gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Gümrük vergileri ve kotalarla duvarlar örülen bir dünya istemiyoruz. Biz iş dünyası olarak adil, özgür ve kurallara dayalı bir ticaret düzeninden yanayız" dedi.

Türkiye’nin genç nüfusu, sanayi altyapısı ve coğrafi konumu ile küresel üretim ve tedarik zincirinde güçlü bir alternatif olabileceğini vurgulayan Başkan, "Bu fırsatlardan yararlanabilmek için üretimimizi dijital dönüşümle güçlendirmeli ve katma değerli ürünlere yönelmeliyiz" dedi.

“SANAYİCİLER OLARAK 

ÜRETMEYE DEVAM…”

Kayseri'nin her zaman üretimin, istihdamın ve ihracatın merkezi olduğunu vurgulayan Büyüksimitci, üniversite sanayi iş birliğinin artırılması, nitelikli iş gücü yetiştirilmesi ve gençlerin üretime yönlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Küresel belirsizliklere rağmen biz sanayiciler olarak üretmeye, istihdam sağlamaya ve ülkemiz için katma değer oluşturmaya devam edeceğiz" dedi.

81 il ve 160 ilçedeki Oda ve Borsa Başkanları ile bir araya gelerek, ekonomik durumu, sektörlerdeki sıkıntıları ve iş dünyasının taleplerini değerlendirdiklerini ifade eden Büyüksimitci, finansmana erişim zorlukları, zirai don felaketleri ve artan girdi maliyetlerinin iş dünyasının en önemli üç gündem maddesi olarak öne çıktığını söyledi. 

Sanayi Odası olarak kendilerinin de, her hafta üyelere yönelik istişare toplantıları düzenlediklerini, buradan gelen talep ve önerileri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere ilgili kurumlara ileterek çözüm aradıklarını belirterek konuşmasını tamamladı.

MART İHRACATI YÜZDE 10 ARTTI

Bir ilave ile toparlayalım. 

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Mart ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi.   

Başkan Büyüksimitci, mart ayında Kayseri'nin ihracatının geçen aya göre yüzde 10,15 oranında artarak 325 milyon 511 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirtti. 

İhracatın bir önceki yılın aynı ayına göre de 0,73 oranında arttığını açıklayan Büyüksimitci, "Son 12 aylık karşılaştırmaya baktığımızda yine yüzde 2,61 oranında bir artışla 3 milyar 757 milyon 361 bin dolara ulaştığını görüyoruz" dedi. 

Aslında geçen yılın aynı dönemi ile rakamlar hemen hemen aynı.

Yılın ilk çeyreği de 1 milyar doları zorluyor.

Yani rakam 931 Milyon dolar civarında. 

İşin aslı İhracatçının omuzundaki yük giderek ağırlaşıyor kim ne derse desin. 

“Bakın ne diyor Büyüksimitçi?

“Kayseri sanayisi, her şeye rağmen ihracat yapmaya, ülkemize döviz kazandırmaya devam etmektedir. 

Ancak şunu da ifade etmeliyim ki; ihracatçılarımızın omzundaki yük giderek ağırlaşıyor. “

KÜRESEL EKONOMİK BELİRSİZLİK…

Mart ayındaki yüzde 10’luk artışın memnuniyet verici olduğunu ifade eden Başkan Büyüksimitci, "Özellikle küresel ekonomik belirsizliklere, bölgesel çatışmalara ve iç piyasalardaki daralmaya rağmen, Mart ayında elde ettiğimiz bu başarı, üyelerimizin azmi ve üretim gücünün bir başarısıdır. 

Enerji maliyetlerinin yüksekliği, işgücü üzerindeki vergi yükleri ve özellikle finansmana erişimde yaşanan zorluklar, üretim ve ihracat kararlarını doğrudan etkilemektedir. 

Bu alanda atılacak yapısal adımlar, ihracatçının önünü açacak, sürdürülebilir büyümeyi destekleyecektir. 

Ayrıca ihracatta dijitalleşme, yeşil ve yalın dönüşümün gerekliliği her geçen gün daha fazla kendini hissettiriyor. Bu süreçlere uyum sağlamak için reel sektöre özel destek mekanizmalarının daha fazla yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. 

Sanırım mevzu anlaşıldı.

Projelerine daha fazla destek verip, yüreklendirmek ve sanayicinin önünü açmak gerekiyor.

Görünen o ki yıllardır hayalini kurduğumuz 5 Milyar dolarlık ihracat rakamı yine bir başka bahara kalacak gibi görünüyor yılın ilk ayları itibarı ile.

Bu bağlamda biraz daha tempo, biraz daha yeni Pazar arayışı, biraz da e ticaret ve diğer ticari entstrümanlar devreye girmeli.