MUSTAFA CENGİZ


ÜMİT ÖZDAĞ’DAN ERDOĞAN’IN MİLLİ BİRLİK ÇAĞRISINA CEVAP

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın her açıklaması son derece önemli. Zafer Partisi son anketlerde yüzde 5’leri buluyor. Önemli bir potansiyeli var ve hızlı bir yükseliş trendinde… Türkiye’nin birlik ve beraberliğine özellikle de Türk kimliğine karşı, topraklarımıza karşı yapılan saldırılar ve sığınmacıların dalga dalga bu ülke topraklarına getirilmesine karşı da en büyük mücadeleyi veren isimlerden birisi kendisi. Tane tane anlatıyor. Tüm tehlikeleri ve tehditleri gözler önüne seriyor. Bu ülke insanının kendi topraklarına, vatanına, bayrağına, özgürlüğüne, ekonomisine, milli ve manevi değerlerine, askerine, geleceğimizin teminatı gençlerimize, Anayasasına sahip çıkılması için elinden gelen tüm gayreti gösteriyor. Hızla da kamuoyu desteğini arkasına alıyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’ın kendini Türk hisseden, bu vatan-millet-bayrak sevdalısı herkesi ortak noktada birleştiği evrensel değerlerimiz adına verdiği onurlu mücadeleye katkı sağlaması en azından destek vermese bile köstek olmaması, saygı duyması gerekiyor. Yorumsuz. Yorum size kalmış. Sözde bitti… Yazı da… Bu topraklar için, bu bayrak için, bu tarih için, insanımız için… Ne düşünüyor ve nasıl hissediyorsanız öyle. Başka söze gerek yok sanırım…


Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın her açıklaması son derece önemli.

Her açıklaması dikkat çekici.

Zafer Partisi son anketlerde yüzde 5’leri buluyor.

Önemli bir potansiyeli var ve hızlı bir yükseliş trendinde…

Türkiye’nin birlik ve beraberliğine özellikle de Türk kimliğine karşı, topraklarımıza karşı yapılan saldırılar ve sığınmacıların dalga dalga bu ülke topraklarına getirilmesine karşı da en büyük mücadeleyi veren isimlerden birisi kendisi.

Tane tane anlatıyor.

Tüm tehlikeleri ve tehditleri gözler önüne seriyor.

Bu ülke insanının kendi topraklarına, vatanına, bayrağına, özgürlüğüne, ekonomisine, milli ve manevi değerlerine, askerine, geleceğimizin teminatı gençlerimize, Anayasasına sahip çıkılması için elinden gelen tüm gayreti gösteriyor. 

Hızla da kamuoyu desteğini arkasına alıyor.

Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’ın kendini Türk hisseden, bu vatan-millet-bayrak sevdalısı herkesi ortak noktada birleştiği evrensel değerlerimiz adına verdiği onurlu mücadeleye katkı sağlaması en azından destek vermese bile köstek olmaması, saygı duyması gerekiyor.

MİLLİ BİRLİK ÇAĞRISINA CEVABI

Bakın son açıklamasında ne diyor, Erdoğan’ın milli birlik çağrısına cevaben?

“Erdoğan ülkemiz etrafındaki kuşatmadan bahsederek böyle kritik bir dönemde milli birliğin önemini vurgulamış. 

2002’den bu yana bilinçli bir kutuplaştırma, gerginlik üretme ve düşmanlaştırma politikası ile Türkiye’yi düşman kamplara bölen Erdoğan’ın 22 sene sonra milli birliğin önemini vurgulaması önemli ancak inandırıcı değil. 

ÜLKEMİZİN ÇEVRESİNDE ATEŞ ÇEMBERİ VAR.

Evet, ülkemizin çevresinde bir ateş çemberi var. 

Bu çemberin alevleri, aslında ülkemizin sınırlarını uzun süredir yakıyor. 

Türk ordusu Irak ve Suriye’de savaş halinde. 

Türkiye, Azerbaycan-Ermenistan savaşında savaş alanındaydı ve Kafkaslar ikinci bir çatışmaya gebe ve Türkiye tekrar Azerbaycan’ın yanında olmak zorunda kalabilir. 

Türk ordusu Libya iç savaşında da sahada. 

Afrika’nın değişik bölgelerinde Türk askeri/istihbarati operasyonları devam ediyor. 

13 MİLYON SIĞINMACI VE KAÇAK YAŞIYOR.

Özetle aslında ülkemiz düşük yoğunluklu bir savaşı zaten yaşıyor. 

Bu sırada ülkemizde 13 milyon sığınmacı ve kaçak yaşıyor. 

Ve büyük bölümü travmalı bu insanlara her geçen gün sınırdan kaçak giren 1000-1250 kişi ekleniyor. 

Ülkemizde Amerikan ordusu tarafından yetiştirilmiş ve savaş deneyimine sahip yüzbinlerce Afgan var. 

Ve sayıları bilmediğimiz selefi cihatçılar değişik örgütler halinde uyuyan hücreler olarak bekliyorlar. 

MİLLİ BİRLİĞE VE BÜTÜNLÜĞE İHTİYAÇ VAR. 

Özetle, Erdoğan haklı. 

Milli birliğe ve bütünlüğe ihtiyaç var. 

Ancak 22 sene hor görülen, aşağılanan, düşmanlaştırılan insanlara "Milli birliğe ihtiyaç var, toplanın" denmesi ile milli birliğin yani Atatürk’ün ifadesi ile "iç cephe"nin sağlanması mümkün değil. 

ANAYASA İLE DERDİNİZ NE?

Üstelik, bu insanlara “Anayasanızı A’dan Z’ye değiştireceğiz, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan ilk 4 maddeyi de değiştireceğiz. 

66. Maddeyi değiştirerek "Türk milleti" tanımını "Türkiyeli" yapacağız. Unutmadan söyleyelim "Malazgirt meydan muharebesini de siz Türkler kazanamadınız. 

Zaten Malazgirt Türk zaferi de değildi" derseniz, biz de size "Milli kimliğimizi yok sayan, tarihimizi yok sayan bir birlik, milli birlik olamaz" cevabını veririz. 

Ülkemize doldurduğunuz milyonlarca Suriyeli, Afgan vs. kalacak diyorsunuz. 

Türk Milleti’nden bunlar ile milli birlik oluşturmasını istiyorsanız hayal görüyor olmalısınız Sayın Erdoğan. 

ONLAR, DÖNMEDEN MİLLİ BİRLİK OLMAZ.

Bu insanlar ülkelerine dönmeden milli birlik olmaz. 

85 yaşındaki nineler sokaklarda kağıt mendil satıp pazar yerinden geride kalan domatesleri toplayarak yaşamaya çalışırken birilerinin vergi vermeden aldıkları ihalelerden kazandıkları paralar ile Londra’da sokak satın aldıkları bir ülkede milli birliği sağlamak zordur. 

Atatürk’ün fotoğrafını takmayan soytarılara müdahale eden genç subayları ordudan atarak milli birlik sağlayamazsınız. 

Emri anayasa ve yasalar ile belirlenmiş komutanlarından ve amirlerinden değil, Tanrı ile irtibatlı olduğuna inandıkları şeyhlerinden alan üniformalılar ile de vatan savunmazsınız. 

TÜRKİYE BIÇAK SIRTINDA YÜRÜYOR.

Evet sayın Erdoğan, Türkiye bıçak sırtında yürüyor. 

Size çevrenizin ilettiğinden daha tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. 

Böyle büyük bir tehlike karşısında milli birliğimiz önemli. 

Siz sokak röportajlarında size yönelik öfkeli konuşan insanlardan rahatsız olmuşsunuz. 

Bu insanları size bu kadar öfkeli olma noktasına siz bilerek ve isteyerek getirdiniz. "Bana yüzde 51 lazım,  yüzde 49’un canı cehenneme" şeklindeki politik anlayışınız ile seçim kazanabilirsiniz ancak vatan savunmak çok zor olur. 

İç cepheyi güçlendirmek mi istiyorsunuz gerçekten? 

Sayın Erdoğan, önce size oy vermeyenleri düşman, ikinci sınıf vatandaş olarak görmediğinizi herkese gösterin. 

Yasaları hepimize eşit uygulayın ve Anayasanın üstünlüğünü kabul edin. Yoksa hiç kimse kendisini güvende hissetmez. 

Güvenin olmadığı yerde milli birlik olmaz. 

Herhangi bir tarikate/cemaate üye olmadan da devlet memuru olabileceğimizi gösterin bize. 

KAVGANIZI BİTİRMENİZ ŞART!

Bakın ben sıkı bir Yeşilaycıyım. 

Ama neden rakı içen emniyet müdürü ve valilerimiz yok? 

Suç mu rakı içmek? 

Veya neden Alevi yurttaşlarımız vali, emniyet müdürü olmasın? 

Atatürk’e saygı gösterin ve bunun göstergesi olarak İstanbul Hava Limanı’nın adını "Atatürk Hava Limanı" yapın. 

Ve anayasamızın girişi, ilk 4 maddesi ve 66. maddesi ile bir sorununuz olmadığını ifade edin. 

Üç tane emperyalizm destekli zıp çıktı unsuru memnun etmek için 4000 senelik devletli tarihi olan Türk Milleti ile karşı karşıya gelmeyin. 

İleri de Türk tarihinin parçası olarak anılmanızı sağlayacak işler yapın. 

Bunun ön şartı ise Atatürk ve kurucu değerler ile olan kavganızı bitirmenizdir.”

Yorumsuz.

Yorum size kalmış.

Sözde bitti…

Yazı da…

Bu topraklar için, bu bayrak için, bu tarih için, insanımız için…

Ne düşünüyor ve nasıl hissediyorsanız öyle.

Başka söze gerek yok sanırım…