Birincisi, genelleme yapmak istemem ama şehir kokuyor. İkincisi, Hisarcık merkeziMehmet Özhaseki Bulvarı (Eski Erciyes Bulvarı) ve buna bağlanan yollar, üçüncüsü karasinekler. İlk ikisini defalarca yazdım, tınmadılar. Üçüncüsü, epeydir karasinek ve sivrisinek gündemimizde değildi.
***
Evet. Yazdıklarımı, “Mısır’da sağır sultan duydu ama burnumuzun dibindeki Büyükşehre duyuramadım!” adeta “kös dinlemiş!” gibiler. Duysalar bile umursamıyorlar. Nasıl olsa muhterem ahali sandıkta oy veriyor. Ama unutmasınlar oyları yüzde 70’lerden yüzde 30’lara düştü.
***
Beş yıl dediğin ne ki, an gibi gelir geçer. Yeni bir sandık, ahalinin önüne gelir, bu sefer işleri zor. O nedenle, “mega işlerin!” yanı sıra günlük hayatımıza dokunan işlerle de uğraşsalar iyi olur.
***
KASKİ kanalizasyon kapaklarının bulunduğu bölgeler kokudan geçilmiyor. Bunda ya pislikler iyi deşarj edilemiyor. Ya da projelendirmede bir hata var. Tabii, pislikleri alıp götürecek su tüketiminin de bunda etkisi olabileceğini de unutmamak gerekir.
***
Mesela mı?
Forum Kayseri’nin doğu tarafı.
***
Mesela mı?
Hunat Kıvılcım’ın bulunduğu bölge. Bir de Kitapevi’nin, doğu duvar tarafı, “kenefe” dönmüş. Bırakınız, küçük abdesti, büyük abdestini yapanlar bile var. Bir de,içkisi mezesi yanında içki içenlerin mekanı olmuş. Bir de bakmışsınız, “ayaklı meyhane”ye dönüşmüş burası.
***
Öyle ya, içkili lokanta, meyhane neredeyse hiç kalmayınca; olana da parasal güçleri yetmeyince, ne yapsınlar yani, bu tür yerleri mesken tutuyorlar. O kokunun içinde demleniyorlar.
***
Sulara, ölçüye, endazeye uymayan zamlar yaparken, çok uyardım. Bu sefer zorunlu su tüketimini de azaltırsınız, kanalizasyon yeterli suyu bulamayanınca, pislikleri deşarjda zorlanır. Sanırım, bu tespitim gerçekleşmeye başladı. Mesela bir şey daha söyleyeyim. Alafranga tuvalet su rezervuarlarına, iki ya da iki buçuk litrelik pet şişe ile su koyanları bilirim. Bu sayede, su tüketimini azaltıyorlar.
***
Ufak karasinek, oldukça çoğaldı. Zıpkın gibi saldırıyor insana. Açık havada, bir yerde oturmak mümkün değil. Tabii, bunun ne demek olduğunu, klimalı, konforlu odalarda oturan, arabadan inmeyen belediye yetkililerine anlatmak mümkün değil.
***
Mesela ya Büyükşehir ya da Melikgazi Belediye Başkanları, bir gün teşrif etsinler Hunat Kıvılcım kitapevine, üzerine konan sinekleri kovalamadan bir saat oturabilirlerse, tüm söylediklerimi geri alıyorum. Hisarcık’ta bizim ketenlikte de bir durum var. Ufak karasinekler istila etti âdeta.
***
Evet. Çok yazdığım ve asla duyuramadığım konulardan birisi de,Hisarcık Meydan ile, yaklaşık bir kilometre aşağısı şehir tarafı ile bir kilometre yukarısı Erciyes tarafındaki trafik hızı ve karmaşası…
***
Sayın Başkanlar, muhterem ilgililer, bu ara ve bağlantı yol kavşakları adeta “ölüm kapanı” ya da “ölüm tuzağına” dönüştü. Bir gün ölümcül bir kaza olursa, görürsünüz gününüzü. Allah saklasın, maddi ve manevi bir kazaya uğrayan olursa, beni tanık göstersinler.
***
Uyarıya rağmen, başta başkanlar üzere önlem almayan yetkililer çok zor durumda kalırlar. “Demedi!”, demeyin. Nitekim, geçenlerde, sola dönerken, aniden köşe dönen araç, tam ortadan benim aracıma giriyordu. Öyle ya, sağdaki viraj nedeniyle ne ben onu ve ne de o beni o beni görüyordu. İmar nedeniyle, virajın girenini ve çıkanını görmek mümkün değil. Yer de doğal gaz dağıtım istasyonu yanındaki keskin viraj.
***
Yok, ben kazaya karışırsam, yazım yeterli zaten.
***
Yapılacak iş çok basit. Mezarlık üstü Yayla Camii’den itibaren, köy çıkışı Taşçıoğlu gediğine kadar azami hızı 30 ya da 40 kilometre/saate indirmek.
***
İkincisi, bu kesime radar koymak. Üçüncüsü, kasis yerleştirmek. Yukarıdan kaptırıp geliyor adam, Allah ne verdiyse. Soluğu Meydan’da alıyor. Bunun en güzel kanıtı, düğün salonu civarında oluşan fren balatası kokusu, burnunun direğini kırıyor.
***
Nihayet, mezarlıktan sağa dönüşte, doğal gaz tevzi istasyonunun olduğu yerde, ana yola dik giren meyilli yolu kapatmak. Ya da tek yönlü yol haline getirmek. Yani, yola dik inişi önlemek.
***
Evet. Doğal olarak, anayola bağlantı noktalarında, sağ ve sol görüşler çok zor. Bunu ezbere söylemiyorum, yaşayan birisi olarak söylüyorum. İnanın, dönüşlere geldiğimde, “destur çekiyorum!” Her an kaza ve “b.k yoluna Niyazi olmak!” kaçınılmaz. Ayrıca, köy meydanı, “Arap saçı!” gibi. Araçlar burun buruna geliyor.
***
Değerli Başkanlarım, şayet yazı ile anlatamadıysam, bizim haneyi ziyaret edin, bir bardak çayımı, bir fincan kahvemi için, sizlere, yerinde; “şekil A”daki gibi diyerek göstereyim; yerinde anlatayım.
***
Lütfen, şehirden kopmayın. İliyorum, sizler “büyük projelerin adamlarısınız!”“Mega işlerin” yanı sıra, “ufak tefek işleri” de gündeminize alın.
***
Daha ne diyeyim. Bedava danışmanlık yapıyorum, itibar görmüyorum!
