MUSTAFA CENGİZ


TÜRKİYE BU TEZGAHA DÜŞMEMELİ!...

Türkiye’de şu anda ciddi sorunlar var. Her yönden ablukaya alınmış durumdayız. Yerli işbirlikçiler eli ile de daha da fazla zayıflatılmaya çalışılıyor. Nerede ise Osmanlı’ya çekilen tezgah bu kez Türkiye Cumhuriyetinin başına bela edilmek isteniyor. Haçlı ruhu yeniden hortlamış durumda. Ekonomik sıkıntılar. Savaş ve beka tehdidi. Sığınmacılar göçü ile gizli bir istila. Dilde ve din de gözle görülen bir yozlaştırılma operasyonu. Eğitim ve hukuk sistemindeki çarpıklıklar. Aklınıza gelebilecek ne varsa.


Malum herkesin gözü bu topraklarda.

Düzenli olarakta bu saldırılar aleni ya da üstü kapalı devam ediyor.

Türkiye’de şu anda ciddi sorunlar var.

Her yönden ablukaya alınmış durumdayız.

Yerli işbirlikçiler eli ile de daha da fazla zayıflatılmaya çalışılıyor.

Nerede ise Osmanlı’ya çekilen tezgah bu kez Türkiye Cumhuriyetinin başına bela edilmek isteniyor.

Haçlı ruhu yeniden hortlamış durumda.

Ekonomik sıkıntılar.

Savaş ve beka tehdidi.

Sığınmacılar göçü ile gizli bir istila.

Dilde ve din de gözle görülen bir yozlaştırılma operasyonu.

Eğitim ve hukuk sistemindeki çarpıklıklar.

Aklınıza gelebilecek ne varsa.

Bu konuya dair bu köşede sık sık vatan, millet, bayrak aşkı ile yananların tarihi uyarılarını sık sık yer vermeye gayret ediyorum.

Yine ve yeniden sırası geldi.

Bugün köşemizde Sadettin Tantan’ı ağırlıyoruz.

Eski İçişleri Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı.

Her açıklamasının finalinde vurgusu şu;

“Bu yurt bizim sahip çıkacağız!”

Öylesine önemli konulara dikkat çekiyor ki…

Sanırım bu uyarıların artık dikkate alınmasının zamanı geldi de çoktan inşallah geçmiyordur.

Zaman akıyor.

Hesaplar kitaplar yapılıyor.

Türkiye her alanda ciddi sorunlar yaşıyor, ivme kaybediyor.

Rekabet şansı azalıyor.

Borç sarmalı katlanıyor. 

İktidar Anayasa ve Açılım gibi Türkiye’nin hiçte ihtiyacı olmayan konularla toplumu ayrıştırmaya, CHP’yi bölerek iktidarını sonsuza kadar uzatmanın telaşında. 

TÜRKİYE’NİN KİLİT ROLÜ…

Bakın neler anlatıyor, nasıl tespitlerde bulunuyor?

Bunu yaparken de özenle dikkat çektiği konu başlıkları karşısında insanımızın ve ülkeyi yönetenlerin de uyanık olması gereğine vurgu yapıyor.

“Avrupa’nın güvenliği bakımından Türkiye kilit bir rol üstlenmiş olmasına karşın bunun karşılığında hiçbir somut getiri elde etmemektedir. 

NATO Zirvesi’nde, Türkiye muhataplarına Zengezur Koridoru’nun ve  Irak’la yapılacak Kalkınma Yolu Projesi’nin kendileri için de güvenilir bir enerji ve ticaret yolu olacağı aktararak Türkiye’yi mülteci deposu olarak görmek yerine AB üyesi olarak görmeleri gerektiğini izah etmelidir. 

Aksi halde Türkiye’nin Avrupa’yla ilişkisinin kaydadeğer bir anlamı olmayacaktır. 

Geri Kabul Anlaşması’ndan ise tek taraflı olarak derhal vazgeçilmelidir. 

NATO zirvesinde planlanan %5’lik savunma bütçesi Türkiye bakımından ulaşılması mümkün olsa da bu hedefe ulaşabilmek için F-35 projesine Türkiye’nin geri dönmesinin de şart olduğu muhataplara bildirilmelidir. 

F-35 meselesi sadece alamadığımız uçaklarla sınırlı olmayıp; hem proje kapsamında başta TUSAŞ olmak üzere savunma sanayi şirketlerimize hem de diğer özel teşebbüslerimize maddi ve manevi yönden büyük değer katacaktır. 

Ayrıca 5’nci nesil savaş uçağı ile yapılacak eğitimler ile pilotların kapasitesi artırılacaktır. 

Türkiye’nin 5’nci nesil savaşı gücünden ve tecrübesinden yoksun kalması güvenlik açısından bir zaaftır. 

Devletler arasındaki ikili ilişkiler liderlerin şahsına indirgenemez. 

Trump, ABD’nin çıkarlarını temsil ediyor. 

Trump’ın dostluğu ABD’nin çıkarlarının başladığı yerde biter. 

Devletler arasındaki ilişkiler belli bir kurumsallık ve ortak menfaatler doğrultusunda şekillenir. 

Türkiye, “dostum” rüzgarına kapılmamalıdır, ülkemizin böyle bir lüksü yoktur. 

Türkiye doğru bir yaklaşımla hem NATO hem de AB ile olan ilişkilerinde güçlü durabilir, bölgesel liderliğini ortaya koyabilir.

Bölgemiz kaotik bir dönemden geçse de Türk milleti bu dönemden daha güçlü çıkacaktır.”

BU KONU DİKKAT ÇEKİCİ....

Diyor ki Tantan; " Hollanda’daki NATO liderler toplantısında ortaya çıkan tablo dikkat çekicidir. ABD Başkanı Trump’ın Avrupalı liderlerden eskisi gibi ilgi görmemesi diplomasinin önemini ortaya koymuştur. Devletler arası ilişkilerde keyfilik, dostluk yerine kurumsallık esastır. Savunma harcamalarının %5’e yükseltilmesi ülkelerin silahlanma yarışına devam edeceğinin açık bir göstergesidir. 

Türk Savunma Sanayiine büyük görev düşmektedir. 

İsrail - İran çatışmalarının durması NATO’nun işlevselliği bakımından NATO’yu güçlendirmiştir. 

Ancak Atlantik Paktı’nın 5’nci maddenin uygulanabilirliği tereddüt konusudur. 

Türkiye 5’nci madde vurgusu hususunda daha ısrarcı olmalıdır. 

Sonuç olarak Türkiye, tehditleri bertaraf etme noktasında NATO’dan faydalanmalı ama NATO içinden gelebilecek tehditleri de göz ardı etmemeli ve “milli” anlayışla projelerine hız vermelidir.”  

TEZGAHA BAKAR MISINIZ?

Sadettin Tantan @sadettintantan "İngiltere’nin Türkiye’ye destek verir gibi görünüp aslında Türkiye’yi siyasi ve iktisadi yönden kendine  bağımlı hale getirme tuzağına düşülmemelidir. 

İngiliz bankerlerden borç alınması iktisadi yönden zaafiyet yaratmaktadır. 

Eurofighter alımı konusunda İngiltere’nin Türkiye’ye “lütufta bulunması” da masum değildir. 

Türkiye hakkı olan F-35’lerden ve milli muharip uçak projesinden vazgeçmemelidir. 

Geçmişte İngilizlerin bilhassa I. Dünya Savaşı ve öncesinde Osmanlı’ya dost gibi görünüp kurduğu tuzakların benzerlerine dikkat edilmelidir. Türk Milleti emperyalistlere ve işbirlikçilerine geçit vermeyecektir. 

OVAKÖY SINIR KAPISI GERÇEĞİ...

Bakın dikkatleri hangi konu başlığına çekiyor.

Hassasiyet istiyor.

Diyor ki Tantan; 

“Ovaköy Sınır Kapısı’nın açılması ve “Kalkınma Yolu Projesi” terörle mücadelede doğal bir set teşkil etmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu sınır kapısının hizmete alınmasına bazı Batılı ülkeler ve Barzani karşı çıkmaktadır. 

Bugüne kadar bu projenin hayata geçirilememiş olması ülkemiz açısından kayıptır. 

Kalkınma Yolu Projesi petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden 3’ncü ülkelere dağıtımı için de en güvenli yol olarak öne çıkmaktadır. 

Bu yol ayrıca önemli bir ticaret hacmine ulaşılmasını temin edecektir. 

Türkiye, İran - İsrail krizinde bölgesel sorumluluklarını yerine getirmeli ve kendi projelerini hayata geçirmelidir. 

Bunu yaparken de ABD’nin hoyratlığına kendi topraklarında izin vermemelidir. 

Zengezur Koridoru ve Kalkınma Yolu Türkiye’nin bölgesel liderliğinin teminatı olacak projelerdir, bir an evvel hayata geçirilmelidir.”

ORTA DOĞU TERK EDİLEMEZ...

İşte size en net tavır.

Açık.

Aleni.

İster işinize gelsin, ister gelmesin.

Orta Doğu ile ilgili Tantan, "Türkiye’nin nüfuz alanlarına odaklanarak Kıbrıs, Musul, Kerkük ve Ege Adaları’ndaki belirsizlikleri kendi lehine çözmesi gerekmektedir. 

Ortadoğu’daki kararlar Trump’ın inisiyatifine terk edilemez. Ancak Türkiye kendi içinde anlamsız politikalarla oyalanmaktadır. 

Dünya savaşa giderken askeri hastanelerin, askeri liselerin kapatılması bunun açık birer örneğidir. 

Türk siyasetinin bölgeye yön verecek politik aklı ortaya koyamayışı ülkemizin adına eksikliktir. 

İran - İsrail çatışmaları Türkiye’nin askeri, siyasi, mali, sosyo-kültürel politikalarını güncellemesi zaruretini ortaya koymuştur. 

İç birliği sözde değil özde kuvvetlendirecek adımlar atılmalıdır. 

Türk milleti, emperyalizme asla boyun eğmeyecek, bağımsızlığından ödün vermeyecek, Atatürk’ün yolundan dönmeyecektir. 

Bu yurt bizim sahip çıkacağız!" diyor.

Artık zamanı gelmedi mi?

YETER ARTIK!...

Talan sürüyor.

Herkes te bunun farkında.

Zeytin bir çoy şeyden daha değerli bu alemde.

Bunu bildikleri için tüm değerlerimiz gibi Zeytinimizi de bitirmek istiyorlar.

Artık birilerinin çıkıp "Durun" demesinin zamanı geldi de çoktan geçiyor bile.

Bakın bu konudaki uyarısı nasıl Sadettin Tantan'ın?

"Yerin altındaki bir kısım zenginliği almak için asıl zenginlik olan doğanın tahrip edilmesine müsaade edilmemesi gerekir. 

Ülkemizin gelişmesi için enerji ve madencilik alanlarında yapılacak yatırımlar önemlidir ama doğaya sahip çıkmak da en az o kadar önemlidir. 

Zeytinciliği önemsiz gibi görüp, zeytin ağaçlarının “taşınabilir” olduğu görüşüyle hareket edilmesi gözden geçirilmelidir. 

Meclis Komisyonu’dan geçen düzenlemenin TBMM’de yeniden ele alınmasında fayda olduğu açıktır, tüm milletvekillerini konuyu derinlemesine araştırmaya, düzenlemeye bu hali ile geçit vermemeye davet ediyorum.”

KUTLU OLSUN...

Ve... Bir kutlama ile bitirelim bugün ki yazımızı.

Yine Tantan'ın anlamlı mesajı:

Kara Kuvvetlerimizin 2234’üncü kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Türk tarihinin büyük devlet adamları ve komutanları Mete Han’ı, Sultan Alparslan’ı, Fatih Sultan Mehmet’i ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyorum. 

Türk milleti, ordusuyla bütünleştiğinde tarihin akışını değiştirmiş büyük bir millettir.  Kara Kuvvetlerimizin kuruluş yıldönümü kutlu olsun!

GELİNEN NOKTA MI?

Can Yücel ile noktalayalım. 

"Ülke bölünsün istiyorum, yandaş, yalaka ve yav…lar bir tarafa.  Onurlu, şerefli, emekçi ve vatansever insanlar bir tarafa..."

Nefesimizi tüketmeye gerek yok sanırım.

O noktaya da gelmek üzereyiz herhalde. 

Eninde sonunda Türkiye’yi de Orta Doğu bataklığında içinden çıkılmaz bir noktaya getirecekler…