LDP’nin eski genel başkanı Cem Toker'in gündeme dair tespitleri ile devam ediyoruz.
Öylesine can alıcı noktalara dikkat çekiyor ki, sanırım bir çoğumuz “Bende bunu söylemek istemiştim, ama bu kadar güzel toparlayamamıştım” diye de içimizden geçiriyoruz.
Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelere dair dün bu köşede önemli satır başlarını vermiştik.
Ama yerimiz yetmediği için ve gündemin yoğunluğundan dolayı ikiyi bölme gereği hasıl oldu.
O halde kaldığımız yerden devam edelim.
Salvoları devam ediyor zira.
Ve…
Hep 12’de vuran isabetli atışlar.
İşte bu konuya dair Cem Toker'in tespiti.
GENÇLİĞİN DURUMU!...
Ne kadar üzüntü verici değil mi?
Gençler geleceğini arıyor Türkiye'de.
Umutsuz olanlar çoktan gittiler bile yurtdışına.
Bu konuya dair de önemli tespitleri var Toker'in.
"Bu gençlerin Cuma günü eğlenmeleri lazım.
Ceplerinde parayla çıkıp eğlenmeleri lazım ama yaşadıklarına bak.
Bir vatandaş ne ister hükümetten?
Güven içinde geleceğini kurabileceği, çocuğunu yetiştirebileceği hükümet ister.
Bunu bile çok görüyorlar Türk milletine!
Sokaktaki adamın, gençlerin tek isteği ülkeyi yönetecekleri hür iradeleriyle seçerek, adalete güvenerek, insan gibi ekonomik şartlarda huzur içinde özgürce bir yaşam…
Bunu bile vermiyorlar!!!
Hür Dünyanın, Avrupa’nın gençleri bu Cumartesi gecesi sevgilileriyle barlarda, kafelerde, restoranlarda eğlencedeler, yemekteler.
Hayatın, gençliklerinin tadını çıkarıyorlar.
Türkiye’nin bahtsız gençliği hakkı, hukuku, özgürlüğü için, verdiği oyun hakkını almak için meydanlarda tazyikli su, gaz, cop yemekte.
Yazık!!!
Çok yazık!!”
GELİNEN NOKTA MI?
İşte Toker'in Türkiye gerçeklerine dair son tespitlerinden birisi daha.
Türkiye nereye gidiyor ve Türk insanı ne ile sınanıyor sorularının cevabı olabilecek türden tespitler:
"AKP Türkiye’si öylesine bir hukuk ve bağımsız yargı devleti ki,
bir sonraki seçimde Erdoğan, (eğer aday olabilirse, ki ne yapıp edip olacaktır) karşısına çıkabilecek en güçlü adaylardan @ekrem_imamoglu ‘nun parti yoklaması sandığında adaylığının tescilleneceği gün tutuklanıp hapise gönderildi.
Tesadüfe bakın, tam da bugün
Değil mi Adalet Bakanı @yilmaztunc bey..
Türkiye bir hukuk devletidir değil mi?
Yargıya kimse talimat veremez değil mi?
Yollar kapatılıyor
İnternet yavaşlatılıyor
Metro seferleri durduruluyor.
Kente giriş çıkış sınırlandırılıyor.
TV yayınları tehditle kesiliyor.
Halkın haber alması engelleniyor.
Adam gayet net söylemişti:
“Demokrasi tramvaydır, binersin, durağına gelince inersin.”
Yine de seçildi.”
İSTANBUL NEDEN ÖNEMLİ?
Bakın son operasyonla ilgili nasıl bir tespitte bulunuyor Toker?
"Mevcut rejimde, cumhurbaşkanlığından sonra, halkın oylarıyla gelinmiş en yüksek 2. makam neresidir biliyor musunuz?
20 milyonluk kent, İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanlığıdır.
Erdoğan onun için “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” dedi…
Ve operasyon başladı…"
AÇLIK VE HUKUK MESELESİ...
Bir önemli tespit daha Toker'den.
Buyurun;
"Aylarca, muhalefet bu ekonomik sefaleti protesto için mitingler düzenlesin dedik.
Düzenledi.
Katılımlar cılız oldu.
Bu akşam meydanlarda ise mahşeri kalabalıklar vardı.
Demek ki Türk insanı adaletsizliğe ve hukuksuzluğa fakirliğe verdiği tepkiden daha sert tepki veriyor.
Bu geceki tarihi Saraçhane konuşmasından dolayı @eczozgurozel beyi tebrik ederim…”
KENDİLERİ İTİRAF EDİYORLAR...
Son dönemde dışarıda kalan bazı AK Partililerin geriye dönük yaptıkları özeleştirileri de derlemiş Toker.
Hepsi de birbirinden önemli itiraflar.
Bakın neler neler söylemişler, koltuk gittikten sonra:
"AKP’li Hüseyin Çelik diyor ki:
“Kendi militan yargımızı yarattık”
AKP’li Cemil Çiçek diyor ki:
“Mahkemelerin bağımsızlığı ölmüştür”
AKP’li Abdurrahman Dilipak diyor ki:
“Hani adaletten şaşmayacaktık”
AKP’li Ensarioğlu diyor ki:
“Yasama bizde, yürütme bizde, yargı bizde, her şey bizde”
Bunlara rağmen,
AKP’li Adalet Bakanı diyor ki:
“Türkiye bir hukuk devletidir.
Hiç kimse yargıya talimat veremez.”
Oysa AKP’li Erdoğan daha başbakanken bile diyordu ki:
“Yargıya gerekeni söyledik, onlarda gereğini yapacaklar.”
Ve Anayasa Mahkemesi kapatılmalı diyen MHP’li Bahçeli, muhalefete diyor ki:
“Yargıya saygı duy, benim Türk yargısına güvenim tamdır.”
Öyle bir ülkede yaşamaya çalışıyoruz işte!!!
DÜNYA GÜNDEMİNDEN...
Dünya gündemini de en iyi takip eden siyasetçilerinden birisi toker.
Özellikle ABD'de yaşadığı için bu ülkenin gelişmelerine de çok hakim.
Bakın yaptığı paylaşımlardan bir kaç seçki sizlere:
Soros, Trump hakkında şunları söylemiş:
“Trump bir sahtekardır.
Başkanlık fantezisi gerçekleştikten sonra (ben merkezli) narsist kişiliği patolojik boyutlarla erişti.”
Habere bakın: ABD Dışişleri Bakanlığı, eski Arjantin Cumhurbaşkanını ve Planlama Bakanını, aileleriyle birlikte ihalelerden götürdükleri rüşvetlerden dolayı yolsuzluk ve rüşvetçiler listesine almış ve Amerika’ya girişlerini yasaklamış.
ŞARK KURNAZLIĞI...
Ekonomi de neler mi oluyor.
"Şark kurnazı cin gibi cin!!!
Elektrik ve gaz faturalarında vatandaş devlet desteği miktarını görebilecekmiş.
Tamam, güzel.
Ama senelerdir söylerim.
Benzin istasyon tabelalarında benzinin vergisiz ve vergili litre fiyatını da yazsana
Vatandaşın devlete desteğini görelim!!!" tespitini yapıyor Toker.
DEVLETİN SIRTINA KAMBUR…
“Kamuda çok ciddi bir personel yükü var.
Yıllarca birikti birikti.
Bu yükün azaltılması lazım.
Günaydınnnnn…
18 sene önce, 2007 seçim konuşmamda söylediğim konu…
“Dünyanın en büyük ordularından biri olan Türkiye Cumhuriyeti Memur Ordusu’na maaş ödemek için vergi yetmez, vergi!!!”
VE… SÖZ VERİYOR…
Bu gelişmelerin finalinde söz veriyor Toker ve diyor ki;
Bugünü gördükten sonra, bir sonraki seçimde muhalefetin en güçlü adayı: ister İmamoğlu olsun,
ister Papazoğlu, ister Yavaş olsun, ister Hızlı…
ister Özel, ister Tüzel…
Ülkeyi iyi yönetir, kötü yönetir bakmaksızın…
Taahhüt ediyorum ki oyum onundur!!
Bundan kötüsü zaten olamaz!!”
GELECEĞE DAİR ÖNGÖRÜLER...
Tüm bu gelişmelere dair de diyor ki Toker, "Yüce Türk milletinin, demokratik rekabetin ahlakına, onuruna, bu rekabeti ortadan kaldıracak hukuksuzluğa, adaletsizliğe ne kadar hassasiyeti var veya yok, bunu önümüzdeki aylarda anketlerde göreceğiz.
Bu hassasiyet yoksa, bu aziz millet için siyaset, gazetecilik, sivil toplumculuk filan yapmaya değmez.
Bir ay sonra 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı…
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” diye kutlarız, siyasetçiler nutuklar atar, Mecliste resepsiyon düzenlenir, çocuklar şiirler okur…
Şimdi göreceğiz aziz Türk milletinin demokratik kültüre, demokratik siyasetin ahlakına, onuruna olan hassasiyetini.
“Yüce Türk milleti” için sınav esas şimdi başlıyor…