İBRAHİM PEKBAY


TÜRK KÜLTÜRÜNDE ve HAYATINDA KÖPEK…

Asırlardan bu yana, köpek Türk toplumunun yanında ve yakınında olmuştur. Görevi, bekçilik ve koruma görevi yapmıştır.


Asırlardan bu yana, köpek Türk toplumunun yanında ve yakınında olmuştur. Görevi, bekçilik ve koruma görevi yapmıştır.

Evini korumuştur, sürüsünü korumuştur, kendisini korumuştur.

Mitolojide köpekler, Yunan mitolojisinde Tanrıça Artemis'in arkadaşıdır. Artemis yanında hep bir köpekle beraber betimlenmiştir. 12. Homeros'un destanlarında da köpek, insanların en yakın dostu ve koruyucusu olarak tanımlanmıştır.

Orta Asya Türklerinden değeri ve görevi de buydu.

Eskilerde her evde bir köpek, eğer sürü var ise birkaç çoban köpeği mutlaka olurdu.

Dünyaca ünlü Anadolu Çoban Köpeği diye bilinen Kangal ve Karabaş cinsi köpekler, tek veya bir kaçı bir arada 5 yüz veya bin başlık sürüyü yönetir, gelecek dış saldırılara karşı sürüyü başarı ile korurlar.

Özellikle kurt saldırılarına karşı kendilerini de koruyabilmeleri açısından boyunlarında çengel tasma vardır.

Diğer cinsler ise ev koruması yaparlar ve halen kırsaldaki her evde bir köpek mutlak vardır.

Gündüzleri, bağlı, geleni ev sahibine bildiren, geceleri ise evin bahçesinde serbest gezerek koruma görevini yerine getirirler.

XXX

Ben kendi adıma hayvanları çok severim…

Kuşlarım oldu, köpeklerim oldu ancak hiç birini alıştıkları ortamlardan sokaklara başıboş bırakmadım.

Bir dönem ellerimle yetiştirdiğim 14 adet Kurt köpeğim (Alman Çoban köpeği) oldu. Biri hariç, hepsini işyerlerimizin çeşitli yerleşkelerinde bekçi olarak kullandık.

Biri ise sadece beni korumakla görevliydi, öyle eğitim verilmişti.

Dostum kim, düşmanın kim, karşıdan gelirken bilirdi. Eğer karşıdan geleni görmemiş, ilk defa ben elimi uzatmamış isem ve EFE de kontrolüm altında değilse, vay gele başına. İkinci bir emre kadar tutar, ikince emirde ya bırakır ya da emre göre gereğini yapardı.

Bir de şuna çok dikkat edilmişti geçmişte.

Köpeklerimin soylarının değişmemesine dikkat edilmişti.

XXX

Peki, sonraları n’oldu da köpekler başıboş sokakta yaşamaya terk edildiler?

Bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki…

Kusur, toplumun ta kendisinde ve aynı zamanda yönetimlerin görmezden gelmelerindedir.

Yanlış hatırlamıyorsam eğer, bir dönem İstanbul’da başıboş köpekler toplanıp ıssız adaya atıldılar. Orada aç ve susuz kalan köpekler, birbirlerini yediler.

Diğer bir nedeni ise, evlerinde köpek beslemek isteyenlerin bir süre sonra bıkarak köpekleri sokaklara bırakmaları sonucunda soyları da bozuldu, gerekli önlem alınmadığı için de her hangi bir cinse mensup olmayan kırma köpekler sokaklarda gezer oldu.

Sorun, şu anda meclisten geçirilmeye çalışılan kanun ile çözülmesi mümkün değildir.

Çıkarılmak istenen kanun, tam bir köpek katliamıdır.

Bu kanuna taraf olan da haklıdır, karşı duran da haklıdır.

Ancak şu da bir gerçektir ki, katliam boyutuna vardırmadan çözüm yolu da vardır.