NEBAHAT ERDOĞAN

Tarih: 08.05.2025 15:02

TÜİK’İN MARKETİ NEREDE ACABA?

Facebook Twitter Linked-in

Biliyorsunuz karma karışık günlerden geçiyoruz, ortalık toz duman, TÜİK enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre TÜİK verilerine göre Nisan ayında enflasyon aylık bazda yüzde 3, yıllık bazda yüzde 37,86 oldu.

ENAG’agöre ise, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Nisan'daki aylık enflasyonu yüzde 4,46, yıllık enflasyonu ise 73,88 olarak hesapladı. 

Aradaki farka, şaşkın şaşkın eminim hepimiz baka kalmışızdır.

Ee nasıl şaşırmayalım fark bir- iki rakam değil ki, 

Bildiğin devasa bir fark…

Fark yaratmak her babayiğidin harcı değil, buda TÜİK’e düştü.

Yıllardan beri insanları kandırmakla işlerini yürüttüler, 

Vatandaşlar “TÜİK hangi marketten alış veriş yapıyorsa bizde o marketten alış veriş yapalım.” diye ses yükseltiyor.

Tabii TÜİK, bu rakamlarla oynaya oynaya amacına ulaşıyor.

Çarşı Pazar duman altı.

Market reyonlarındaki etiketler günlük değişiyordu, şimdi gün içerinde iki kez değişiyor.

Hızına yetişilemiyor, yarış atı gibi maşallah.

Dar gelirli, nerede ucuzluk var sabah ezanı kuyruğa girmek için yollara düşüyor.

Emeklinin maaşı her geçen gün eridikçe eriyor, 

İşçinin alın terini, emeğini bir dilim ekmeğe muhtaç ettiriliyor.

Nasıl ettirilmesin sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şehirlerin giriş çıkışlarına maliye görevlileri yerleştireceklerini söyledi.

Geçmediğimiz köprülerden, kesilen paralarımız yetmedi ekonomiyi düzeltmeye…

Cebimizdeki son kuruşu da almak için şehirlere giriş çıkış parayla haberiniz olsun…

Halkı yoksullaştırmak için var güçleriyle çalışıyorlar.

Ama ekranlarda da ülkeyi güllük gülistanlık gösteriyorlar ya, işte ozaman da “El pençe divan” durası geliyor insanın…

Nasıl yaman bir çelişki içerisindeyiz değil mi?

İnsan ister istemez haklı olarak içinden geçirmiyor değil.

“Bizde TÜİK’in marketinden alış veriş yapsak ta bu enflasyon verileri bize de vurmasa!” diye…

DÜŞÜNCE KİRLİLİĞİ…

Eğer bir ülkede demokrasi varsa, hak, hukuk, adalet varsa, herkes eşit ise hiç kimse birbirine, aşağılayıcı küçümseyici sözlerle,ağza alınmayacak küfürlerle hakaret edemez.

Ama burası Türkiye neredeyse eşitlik kavramını yitirmiş, herkes kendini bir diğerinden üstün görme çabası içerisinde…

Türkiye’yi yönetenlerin bu eşitlik kavramını, sadece kendi çevrelerinde görmeleri, halkı ve kendinden olmayanlara karşı hor görmek ve aşağılamak insanlar arasında ayrıştırılmaya yol açtı.

Her gün ayrı bir dert, ayrı bir sıkıntıyla mı karşılaşacağız?

Olayların biri bitmeden, bir diğeri başlıyor.

Sakin, rahat, huzurlu tek gün yaşamamız mümkün olmayacak mı?

Tabii biraz zor görünüyor.

Biliyorsunuz 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılan operasyon sonrası, CHP’ye yapılan baskılar ve davranışlar orantısız bir şekilde devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “CHP Genel Başkanı Özgür Özeli hedef alarak “Bunun nefesi 2028 e kadara yetecekmi? 

Hep birlikte izleyip göreceğiz.” diyerek sözüne şöyle devam etti. 

“Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’lisiyaset girdabında telef olup gidecek.” ifadesini kullandı.

Ve akabinde yaşanan olay;

DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ölümü nedeniyle Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan veda töreninden sonra, CHP lideri Özgür Özel’in gözü dönmüş bir saldırgan tarafından yumruklanması bir uyarı mı? diye yorumlandı.

Bazı sosyal medya hesapları da düşünce kirliliğini ortaya seriyor. 

“Fazla ileri gidiyorsun. 

Ayağını denk al!” demek istedi.

Özgür Özel’e yapılan saldırıdan sonra, iktidar yanlısı bir gazetenin yönetmeni de,“İnsanın bazen ‘hak etti bunları’ diyeceği geliyor!” şeklindeki paylaşımı birçok kesimden tepki almasına neden oldu. 

Biz bu kadar kirlenmemeliydik…

Bu olayların dünya ülkelerinde nasıl karşılandığı ve ülkemize vereceği zararları bilmemiz gerekiyor.

Bizim birbirimize yapılan kötülüklere sevinme lüksümüz yok…

Bizim…

Zaman telef etme zamanı değil.

Zaman üretme zamanı.

Zaman ayrıştırma zamanı değil.

Zaman birlik beraberlik zamanı.

Zaman birilerine şirin görünme, el pençe divan durmak zamanı değil.

Zaman dik durma zamanı, gücünü gösterme zamanıdır.

İnan buna tatlı dilin yapamayacağı şey yoktur.

Atalarımız boşuna “tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkartır.”dememişler.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —