KADİR DAYIOĞLU


TRAFİK

Yok, dediğimi anlatamadıysa, yerinde, “şekil a da ki gibi!”, diyerek göstereyim.


Trafik kazaları, trafiği umursamamak, hayatımızın bir parçası olmaya devam ediyor… Ateş düştüğü yeri yakıyor… Gün geçmiyor ki, acı bir olayla, tatsız bir olayla karşılaşmayalım… Hafif Raylı Sistem devreye girdiğinden beri yaşanan olaylar da bu cümleden… Sorun, asgari düzeye bir türlü indirilemedi. Hele, kent içi yollar hız yoluna dönüşünce, battı-çıktılar artıkça, kazalarda artıyor.

***

Benzeri sistemlerin uygulandığı uygar ülkelerin aksine, bu kadar “güvenlik” önlemine rağmen kazalar, bazen ölümcül kazalar oluyor ise kusura kalmayın da, kabahati biraz da kendimizden aramamız gerekir… Belediyeleri günah keçisi yaparsak, içinden çıkamayız.

***

Hiç düşünülmez mi? Avrupa ülkelerinde tramvay diğer sistemlerle yan yana kardeş gibi birlikte giderken biz de neden “izole” edilmek istenir? Güvenlik önlemleri, bazı yerlerde aşırı bir biçimde alınır? Bu kadar “güvenlik önemine” ne gerek var; sorusu hiç sorulmaz mı bu toplumda? Sözgelimi, Eskişehir Hafif Raylı Sisteminde bu denli güvenlik önlemine rastlayamazsınız… Neden?

***

Belediyemizin parasının bolluğundan mı? Hayır, kusura kalmayın da bu önlemler, biraz da bizlerin “hukuk tanımamazlığı” nedeniyle alınıyor… Her yıl, “Anadolu kasabası” nüfusuna eşit kurban verdiğimiz, “Trafik”, “trafik güvenliği” gibi ciddi toplantılar, ilgi görmüyor. 

***

Bu günlerde sesi soluğu çıkmayan Mustafa Tınaz Titiz, bir toplantı da şunları demiş, çok kısa, ama çok anlamlı konuşmuş: “Saygılaşım, karşılıklı saygı duymasıdır insanların… Bu duyguya sahip olanlar nadir insanlardır. O yüzden azınlıktırlar… Saygı duygusundan uzak olanlar ise, sıradan çoğunluğu oluştururlar…”. 

***

Peki, trafikle ilgisi nedir bunun? Şuymuş:  “İnsanlar arasında saygılaşım, azınlık değil çoğunluk olsaydı, bu ülkede, hatta trafik kurallarına gerek kalmadan, bu kazalar, bu ölümler biterdi… Saygılaşım olmadığı zaman kurallara ve ağır cezalara ihtiyaç doğuyor… Ama saygıyı trafiğe indiremezsek eğer, sorunu çözemeyiz”.

***

Ama tekrar ediyorum: Trafik bir uygarlık, bir “hakka, hukuka” saygı sorunudur. Fiziki düzenlemelerle, alt-üst geçitlerle, yonca yapraklarıyla, ağır cezalarla falan çözemezsiniz. Hep tekrarladım, bir kez daha tekrarlıyorum: Sözgelimi Kayseri’de, zaman zaman baş gösteren trafik sıkışıklığının, bazen ölümcül kazaların nedeni, yolların fiziki yetersizliğinden falan değil, hakka ve hukuka uymamak… 

***

Sonuçta; birbirimizin “hukukuna” riayet etmiyoruz… İnsanlar, birbirlerinin haklarına riayet ettiği, birbirlerine saygı gösterdiği taktirde, çoğu sorunun, kendiliğinden hallolduğunu göreceğiz.  Haliyle, gerek devletin ve gerekse de belediyelerin yaptığı gereksiz ve pahalı yatırımlara gerek kalmadığını da… Unutmayalım, bu gereksiz yatırımların bedelini, “hakka, hukuka” saygısı olmayan bizler ödüyoruz, maalesef.

***

Anladık, hakka ve hukuka uymuyoruz, üstelik saygısızız. Peki, belediyelerin hiç mi kusuru kabahati yok. Nasıl olmaz. Defalarca bu konuda yazdım. Çoğu zaman da aklımın erdiği kadar da önerilerimi sıraladım.

***

Bunların başında bulvar, cadde ve sokakların; bilgi ve uyarı işaret ve levhalarının ya normlara ya da uygun yerlerde olmayışı. Bunlara ilaveten, hiç olmayışı…

***

Çoğumuzun başından geçmiştir. Bu kentte yaşayan birisi olarak, bir adresi, birkaç kez sağa-sola sormadan gidemezsiniz. Hele hele yabancılar hiç gidemez. Ambülans, itfaiye, güvenlik araçları bile, birkaç yere soruyor, ulaşacağı yeri.

***

Şu teklifte de bulundum, Başkan Memduh Büyükkılıç’a: Sayın Başkan, birlikte bir araca binelim, yanımıza ilgili personelinizi de alın, mesela, bizim bağın adresini vereyim, şoförünüz, kimseye sormadan, navigasyon kullanmadan, ulaşsın, ağzınıza ne gelirse söyleyin, kabulüm.

***

Mesela, Meydandan gelip, balıkçıların bitiminde, Hunat katlı otoparkına dönen yolda, dönüş yapan araçlarla, karşıya geçmek isteyen yayalar, kucak kucağa. Her an kalabalığa dalan bir araç, katliama neden olabilir. Unutmayın bunun müsebbibi de Büyükşehir…

***

Çözümü de önerdim. Işıkları ve haliyle yaya geçişini, yirmi metre kadar, meydan tarafına ötelemek. İş bu kadar basit… Ama dinleyen yok. 

***

Mesela, Millet Bahçesi ile Hava İkmal arasından geçen ve Çaybağlarına ulaşan güzel bir yol yaptınız. Gerçekten güzel olmuş. Mesela, Battalaltı ve Hisarcık yönünden gelen araçlar için, uygun yerlere ve uygun ölçüde “Çaybağları/Üniversite/Talas” levhası konsa, Kartal kavşağının yükünü bir nebzede bu aksa aktarsanız olmaz mı?

***

Geçenlerde, bir dostum, güzel bir kıymalıdan sonra (Sevilcan Fırını/M. Asım Köksal Cd.)  Abdullah Çalapkorur’un arabası ile Battalaltı tarafından, Çaybağları’na giderken bu yola yönlendirdim. Yoksa, ana kavşağa gidecekti. Ne dedi biliyor musunuz? Abi, inan buradan sık sık geçerim, böyle bir bağlantının olduğunu bilmiyordum!”, dedi. 

***

Yok, dediğimi anlatamadıysa, yerinde, “şekil a da ki gibi!”, diyerek göstereyim.