KADİR DAYIOĞLU


TESTİ KIRILMADAN (3)

Demek ki, sadece Kartal katlı kavşağı sorunu çözmüyor. Biri diğerini tetikliyor. Sonuçta “domino etkisi” gibi katlı kavşaklar gündeme gelecek. Kent içini bir kemer gibi saracak. Unutmayın bunlar arasında, bir kilometre bile yok.


Bir önemli konu da Kayseri’nin nüfus projeksiyonu. Nüfus açısından Kayseri “orta ölçekli bir kent”. Trendlere baktığımızda, 2030’ların başında 1,5 milyon nüfusa ancak erişebiliyoruz. Ayrıca, “net göç hızımız” sıfırlanmış durumda. Artış, “doğum-ölüm” farkından.

Özetle;

• Kentlerimizin zengin bir doğal, tarihi ve kültürel mirası bulunmaktadır. Kente yönelik; doğal, tarihi ve kültürel mirasın korunmasında, noktasal müdahalelerin yanı sıra, uzun dönemli ve bütüncül kent planları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.

• Kentler insanlar içindir. Kentsel ulaştırmada amaç, araçların değil, insanların hareket özgürlüğünü sağlamak ve kentsel etkinliklere erişimlerini kolaylaştırmaktır. Toplu tasıma sisteminin erişebilirliğini ve hizmet düzeyini yükselterek, yolcu taşımacılığı içindeki payını artırmaktır.

• Kentlerdeki ulaştırma çözümleri taşıtların değil insanların hareketliliğini esas almalıdır.

Başkanım, gelelim Kayseri’ye;

Bugüne kadar şu kadar battı-çıktı, yonca yaprağı, katlı kavşak inşa eden Büyükşehir Belediyesi, ne kentin ulaşım sorununu çözmüş ne de trafikte kayda değer bir iyileşme sağlamıştır. Bu yöntemlerin kalıcı çözümler üretemeyeceği, yeni kavşakların yapılmasına neden olacağı adeta diğerlerini tetikleyeceği aşikardır. Bun defalarca tekrarladım köşemde.

Nitekim açıklamanızda; aynı bölgede dört kavşaktan söz ediyorsunuz. Haber şöyle: “Kartal Kavşağı ile birlikte dört kavşağı hayata geçirmiş olacaklarını belirten Büyükkılıç, ‘Kartal Kavşağı’mızla birlikte üniversitemizin önündeki kavşakla devam ediyoruz. Tacettin Bulvarı kısmına gelen kavşak ve aynı zamanda Hisarcık tarafından inen kavşak şeklinde toplam 4 kavşak hayata geçmiş olacak’”, diyorsunuz.

Devam ediyorsunuz; “Kartal bölgesindeki kavşakların planlanması kapsamında kavşaklarda altgeçit, hemzemin ve üstgeçit olacak şekilde 3 katlı kavşak planlaması ile transit trafik akışının sağlanarak trafik sorunlarının çözüme kavuşturulmasının amaçlanacağını” sözlerinize ekliyorsunuz. 

Demek ki, sadece Kartal katlı kavşağı sorunu çözmüyor. Biri diğerini tetikliyor. Sonuçta “domino etkisi” gibi katlı kavşaklar gündeme gelecek. Kent içini bir kemer gibi saracak. Unutmayın bunlar arasında, bir kilometre bile yok. 

Başkanım, Büyükşehir Belediyesi‘nin katlı kavşak yapmaya yönelik yeni aldığı kararları ve uygulamaları kentin yararına sonuç getirmeyecek. Ne ulaşım sorunu çözülecek ne de trafik rahatlayacaktır. Katlı kavşaklar için harcanan kamu kaynakları yıllardır tamamlanmayan raylı sistem için kullanılmalıdır. Katlı kavşaklar için hesaplanan keşif bedelleri inşaatlar başladıktan sonra arttırılmakta, kamuya açıklanandan çok daha yüksek maliyetlerle tamamlanmaktadır. 

İnsan yaşamına ve medeni değerlere önem veren ülkelerde kent merkezleri motorlu taşıt trafiğinden arındırılmakta, yaya ve toplu ulaşım sistemleri geliştirilmekte, kentler insanca yaşam mekanları olarak tasarlanmaktadır. Bu kapsamda, yayalar için güvenli ve otopark olarak kullanımı kısıtlanmış kaldırımlar yapılmalı, yaya geçişleri düzenlenmeli, yaya güvenliği sağlanmalıdır.

Sinyalize kavşaklar iyi analiz edilmediği ve bu kavşakların süreleri gerektiği şekilde ayarlanmadığı durumda trafik sıkışıklığına neden olabilir ve katlı kavşaklar gibi hem maliyetli hem de şehrin yapısını etkileyen çözümlere yol açabilir.

Kentlerimizde gerekli fizibilite çalışmaları yapılmadan, ihtiyaç tespitleri yeterince yapılmadan büyük altyapı yatırımlarına girilmektedir. Bu, oldukça yanlış. Sonuçta, kaynak israfı kaçınılmazdır.

Kentsel ölçekte, ulaşıma ilişkin bir diğer olumsuz etki, bugünkü yapısına müdahale edilmezse, otomobil odaklı ulaşım tercihinin fiziksel çevreyi onarılmaz biçimde bozan en önemli etkenlerden biri konumunda olmasıdır. 

Artan taşıt trafiği talebini karşılamak için yapılan yeni yollar, yol genişletme yatırımları, katlı kavşaklar ve tüneller gibi ulaşım yapıları kentlerin ve bunları çevreleyen kırsal alanların giderek betonlaşmasına, kültürel mirasımız olan bina ve kentsel dokunun giderek daha fazla zarar görmesine yol açmaktadır.

Semt ve kent merkezi ölçeğinde ise, yayalar yerine otomobillere öncelik veren uygulamalar sadece fiziksel çevreyi değil, toplumun sosyal ve kültürel iletişimini, trafik kazaları yoluyla can güvenliğini ve solunan kirli hava nedeniyle insan sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir.