İBRAHİM PEKBAY


TENHALARDA MENHALARDA…

Tenhalara menhalara, ne varsa oralarda?


Yazacağım yazının konusu aklımdadır da, bazen neresinden başlasam diye düşünerek, “Günlük yazımı yazmak için daktilomun başına geçtim” diye başlardık eskiden.

Daktilo mu kaldı, aha da benim daktilo, hem de elektrikli, çalışma odamın bir köşesinde aksesuar gibi ya da “Antika eşya” gibi durup duruyor.

Bu cümlenin yerini, “Bilgisayarımın başına geçtim” cümlesi alıyor,  havalı da oluyor hani…

Evet, konuyu biliyorum da nasıl başlasam?

Derken, kadim telefonum çaldı ve baktım…

Arayanı telefonuma “ABİİİİ” diye kaydetmişim, anladınız ya yine O kişi…

Zorunlu açtım, açmasam akşama kadar çaldırır vallahi…

“Buyur cancağızım” dedim.

Tabi “Abiiii” diye söze başladı ve devam etti…

“Hani sen bazen lafa türkülerle girersin ya, ben sana bir türkü sö’lüm mü bugün?”

Sırası mı şimdi türkünün işim var yazacağım so’nra konuşsak?

“Abiii… Bak yazarken uzun ince bi yola giriyorsun, ince ince gidiyorsun, bu türkü cuk oturur vallahi, ben okuyum, beğenemezsen alma…”

Dedi ve cevabımı bile beklemeden başladı söylemeye…

“Aşk şarabı içmesi hoştur şaşkın / Şarap peşinden koşmak boştur şaşkın / Bir o yana bir bu yana yatma şaşkın / Tenhalarda menhalarda bitmiş aşkın…”

Tamam, türkü güzel de ne şimdi bu?

“Abiii… Yolun tenhalara menhalara düşmesin, bak ince uzun gidiyon dedik. N’olmaz nolur diyok yani…”

“Sen endişelenme” dedim, “Yaş oldu seksen, evde yürüteçle zor yürüyorum zaten tenhalarda menhalarda işim olmaz benim” dedim.

“Sen haaa…” dedi, “Sen sokağa çıkmayacan, evde oturacan, hangi dağda kurt öldü?”

Baktım olmayacak sordum; “Neden inanmıyorsun ki?...”

“Sen!...” diye söze başladı, “Biz seni okuyarak büyüdük, seni bilenlerden dinledik, yeme bizi abiiii” demez mi?

“Tamam anladım… Şimdi de hele, nereden çıktı bu tenhalı, menhalı türkü, aslı ne ve ben neden tenhalarda olmayacağım?”

“Taşı havaya atıp da başını altına tuttuğun günler deride kaldı. 

Sizin zamanınızın delikanlılığı da geride kaldı. 

Korkusuzca gezdiğin günlerin de geride kaldı. 

Her taşın altından çıktığın günler de geride kaldı…”

Baktım sözü uzatacak kestim…

“Sadede gelelim abiii…” dedim…

“Gelelim abiii “ dedi, “Gelelim de sen de türküde olduğu gibi şaşkın olma, tenhada gezme, bulunma. 

İnceden bir kar yağdırıyorsun, yağdırma, hele şu kış mevsiminde” dedi…

Tamam, kapattık telefonu, bitti gitti de ben ne yazacaktım, o da aklımdan çıktı gitti.

Hani ülkenin gündemi çok da…

Hele ki Salı günleri canınızı dişinize takıp da grup toplantılarını izlemişseniz…

Bugünlük kusuruna bakmayın, kafa gitti yine…

Nereye mi?

Tenhalara menhalara, ne varsa oralarda?