Bugün Atatürk’ü saygı ve minnetle anarken, ilkeleri ışığında yazmak istiyorum…
XXX
Her hangi bir şey, aklınıza ne gelirse gelsin, eğer temeli sağlam değilse, çürükse, üzerine
yapacağınız her hangi bir şey de çürük olur…
Alın zemin çürüklüğünü, bina da çürük olur…
Alın eğitimin çürüklüğünü, yetişen nesil de çürük olur…
Alın Kuran’ı bir kenara bırakıp, dinde softalara, şeyhlere, tarikatlara inanıp amel etmeyi,
inancınız da çürük olur…
Ve…
Alın ekonomideki beceriksizliği, çürük zihniyeti, bilgisizliği, üzerine ne inşa ederseniz
edin sonunda yıkılmaya mahkûmdur…
Damat beyin bir açıklaması, daha doğrusu bir sorusu vardı, hatırlayın lütfen…
Katıldığı televizyon programında karşısındakinin sorusuna “Siz maaşınızı dolarla mı
alıyorsunuz?” diye sormuşu. Karşısındaki de “Hayır ama” dedi gerisini getiremedi…
Elbette bazı ayrıcalıklar hariç, Türkiye’de hiç kimse maaşını dolar ile almıyor.
Ne var ki döviz kurlarının artması ile “Türk Lirasının sürekli değer kaybetmesi, piyasada
enflasyonu da körüklüyor. Dolayısıyla, dolar ile maaşınızı almasak bile, gelirimiz,
tüketimimizi karşılayamayacak duruma geliyor.
O zaman da doğru olmasa bile, diyebiliriz ki maaşımızı dolar bazında alıyoruz ve her
geçen gün aldığımız maaş eksiliyor…
Ortalama emekli maaşı 2500 lira olarak kabul etsek, 2.Ocak.2020 tarihi itibariyle maaşı
emeklinin, 420 lira idi…
Bugün emeklinin maaşı dolar kuru itibariyle 291 lira…
Şimdi fakir fukara zenginleşti mi daha da fakirleşti mi?
Elbette dolar kurunun yükselmesinin ekonomiye olan olumsuz etkisine derinliğine
girecek değilim ama artık ekonomideki durum kabak tadı vermeye başladı…
Kabak deyince, bugün kabağın kilosu 1 dolara yaklaştı gözüm…
XXX
Temel çürük dedik ya…
Gördük ki bir başka temel daha çürük, sallandıkça çöküyor.
Haftanın sonunda, Cumartesi günü akşam saatlerinde haber kanallarına Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrak’ın istifa ettiği yolunda haber düştü.
Daha sonra Berat Albayrak’tan Twitter hesabından yazılı açıklamada sağlık nedenlerini
göstererek istifa haberini doğruladı…
Pazartesi öğle saatlerine doğru haber, resmi olarak doğrulanmadı.
Çok ilginç bir durum…
Umarım aile içi bir sorun yoktur. Yani Damat, Kayınpedere rağmen istifa ederek aile
huzursuzluğu çıkarmamıştır. Gerçi bu durum, milleti hiç mi hiç ilgilendirmez ama…
Neden istifa ettiği, ne olduğu haberi, gazetecilikte haber niteliği taşıyan tarafıdır.
Biz ona girelim ve “Hikâye”miz de olsa, asla gerçeği öğrenemeyeceğimizden kendimize
göre yazalım…
Bildiğiniz gibi, 16 ay görevde ancak kalan TVMB başkanı geçtiğimiz günlerde görevden
alındı ve aynı kararname ile eski maliye bakanı Naci Ağbal başkanlığa atandı.
Birinci senaryo; “Yeni Başkan”, damat ile çalışmayacağını söylemiş ve o şartla göreve
gelmiş olabilir.
İkinci senaryo; Erdoğan hükümetinin eski Maliye Bakanı Naci Ağbal, bakanlığı döneminde
TCMB’nın bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, bağımsızlığını bilmiş ve kabul etmiş
birisi olmuş olabilir ve bu anlayış içinde “Bağımsız” çalışabileceği ön şartını ortaya
koyarak göreve gelmiştir.
Damat, ilk emir vermeye kalktığında ona kapıyı göstermiş ve damat da kayınpederine
şikâyet edip de karşılık bulamayınca küserek istifasını twitterden yazmış olabilir…
Yani resmiyette bir şey olmadığından resmi açıklama da halen yoktur.
Ancak hayırlı olan şu; ekonominin bugünkü hale gelmesinin baş sorumlusu olan damat
beyin görevden, her ne nedenle olursa olsun, ayrılmış olmasıdır. İnşallah “Geri aldım”
veya “Kabul edilmedi” noktasına gelmeyiz.
Çürük olan hükümet yapısında yeni gelenler biraz da olsa “Güçlendirme” meydana
getirirler de millet nefes alırsa iyi olur, her ne kadar ümidimiz olmasa da…
XXX
OLMADI ÖZHASEKİ, OLMADI…
Genelim Kayseri Milletvekilimiz, AKP Genel Başkan Yardımcısı, Çevre ve Şehircilik eski
bakanı Mehmet ÖZhaseki’nin partisinin Kahramanmaraş il kongresinde yaptığı
konuşmada kurduğu cümleye…
Konuşmasında; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için, " O,
bizim ellerimizi açtığımızdaki dualarımızdır. Bütün ümmeti Muhammed’in duasıdır.
Secdeye kapandığındaki gözyaşıdır. İşte o zatın adı da Recep Tayyip Erdoğan’dır." dedi.
Bay Özhaseki…
Ben bir Müslüman olarak Allah’ın Resulü, Hz. Muhammed’e inanan (Ümmeti olan) birisi
olarak benim duam değildir…
Secdeye kapandığımda ki secdeye kapanıp kapanmadığım kimseyi ilgilendirmez, bu
konuda hesap vereceğimiz tek makam Yüce Allah’tır, gözyaşım filan da değildir.
Her ne nedenle olursa olsun her işimize dua ile başlarken, Recep Tayyip Erdoğan,
dualarımız arasında da değildir.
Eğer siz, saydığınız niteliklere sahip olanları “İnanan”, sahip olmayan benim gibileri
“İnanmayan” olarak niteliyor ve görüyorsanız…
Sizi Allah’a havale ediyorum, hesabını ona verin, Allah gören ve iştendir.
Diğer yandan Recep Tayyip Erdoğan, bizim için yalnızca bir siyasidir. Hiç de sizin tarif
ettiğiniz gibi niteliklere sahip birisi değildir, olmamıştır.
Allah’a havalem senin de mi temelin çürük?
Hiç yakışmadı, bil diye yazdım…
