Şak diye sorulur zaman zaman ne gerek ise…
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar.
Biz soruyor muyuz bu suç makinası erkek müsveddelerini analar mı doğuruyor, babalar mı diye?
Sormuyoruz ama bu suç makinalarının ortada dolaşacak şekilde ortam sağlayanları biliyoruz.
Onlar, kadını bir başka gözle gören, kadını ikinci, üçüncü, beşinci sınıf sayanlar.
Tamam, da bu sapık düşünceden olanları kim doğurdu sizce?
Babası mı? Sonuçta o da erkek ya…
Denilecek ki ana da baba da bu suç makinelerinin doğumundan ve suç makinesi haline gelmelerinden sorumludur.
Doğru…
Pek şimdi soru şu; Tavuk, civcivleri tek başına mı üretiyor?
XXX
Gülüyorsunuz değil mi “Tavuk-Yumurta” konusunu bu kadar komikleştirdiğime?
Ya da olay nereye gidecek, merak ediyorsunuz…
Eğer günlük hayatı sürdürürken, etrafınıza ve özellikle siyaseti olaylara, yaşadığımız ortama ve sıkıntılarımıza bakar da düşünme kabiliyetinizi çalışırsanız, zaten bulacaksınızdır…
Her gün bize “Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar” gibi anlamsız, mantıksız, zekâmızı ölçmeye çalışır gibi soruları soruyorlar.
Elbette bazıları bu soruyu, benzer diğer soruları ciddiye alıp, zekâsını kullanmadan cevabını aramaya çalışıyor.
Ancak toplumun büyük bir bölümü, bu soruyu yönetenlere gülüp geçiyor ve bekledikleri “ŞEY”i beklemeye devam ediyorlar…
Yok, büyük harfle yazdığıma bakıp da başka anlamlar yüklemeyin, zamanı gelince ortaya gelecek şeffaf sandıktan söz ediyorum. Hani o uzunca kâğıdın bir yerini mühürleyip de zarfa koyup içine attığımız sandıktan.
XXX
Salı günü TBMM’de kapalı oturum yapıldı ki, iktidar gelsin, şu İsrail’in Türkiye’ye saldırma olasılığının gerekçelerini, alınan istihbari bilgiler varsa onları anlatsın…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, toplantı sürerken salondan ayrılmış ve şu açıklamayı yapmış…
“Bildiğimizin dışında hiçbir bilgi yok…”
Ne bekliyorduk, o başka bir soru da, işte tam bu burada sormak gerekir…
Tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan?
XXX
Bugün kısa keseceğim, ancak “Kadınlara” daha doğrusu “Analara” bir önerim var…
Diyorum ki, teknolojik gelişmeler ışığı altında, karnınızdaki erkek evlatlarının ileride bir suç makinesi olacağını tespit eden olanak olsa, biliyorum ki doğurmazdınız ama şu erkek kısmını doğurmasanız olmaz mı?
Gülüyorsunuz değil mi?
Diyorsunuz ki içinizden; “Seni kim doğurdu?”
Haklısınız ama, beni doğuran ana, doğduğumdan sonra öyle bir kundağa sarmıştı ki, kımıldayamıyordum bile…
Kundaktan çıktıktan sonra da bırakın suç işlemeyi, bir kusurumuz kabahatimiz olduğunda, terliğin tersi, süpürgenin sapı ve acı biber bizi beklerdi…
Hayır, şiddet, savunmuyorum, o ayaklarını altı öpülesi anacığımın bildiği eğitim sistemi bu idi. Elbette şimdi uygulanamaz.
Ama bu kadar çalkantıdan anaların, babaların, ailelerin çevrenin, devletin hiç mi sorumluluğu yok.
Aslında ben Rahmetli Anacığımı tekrar dünyaya gelmesi için dua etsem de, şu sorumluları eğitse önce…
Hadi bakalım siz düşünmeye devam edin…
Neye mi?
Tavuk ile yumurta konusuna…
XXX
Burada bir söz daha etmek isterim…
Tavuk, yumurtalar, yumurtalarının üstüne yatar ki civciv çıksın diye. Rahmetli Demirel’in “GAP’ı kimseye gaptırmadığı gibi, tavuk da yumurtalarını kimseye “GAP”tırmaz.
Yani?
Ortaya getireceği bebelerine sahip çıkar, onlar ile ilgilenir, yumurtadan çıkınca da eğitir ki, kurda kuşa yem olmasın diye. Ardından hiç ayırmaz onları.
Bana gelince sevgili dostlar ve okuyucular…
Bu can bu bedende oldukça(!) bu yaşta evde oturmaya devam edeceğim ve size laf yetiştireceğim. Tavuk ve yumurta konusu mu?
Siz gündemdeki tavukların yumurtalarına bakın, civciv mi çıkacak, kuş mu?