KADİR DAYIOĞLU


TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMAK

Dua edelim, toplum olarak; ” Taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun” bâtıl ekonomik inancından bir an önce kurtulalım. Yoksa, gidişat çok kötü…


Bu ülke, kalkınmasını borçla yapıyor... Bu ülke insanı geçimini borçla sağlıyor... iliklerimize kadar borç batağına girmişiz; kurtulabilmek için çabalayıp duruyoruz... Merde de,nâmerde de muhtaç durumdayız... Krizlerden bir türlü kurtulamıyoruz... Bu kafa ile de kurtulamayız... 

***

İlginç bir toplumuz: Bir yandan “doğa yasalarının” bizimle ilgisi olmadığını kanıtlamakla meşgulüz diğer yandan da “ekonomi yaslarının” yine bizimle ilgisi olmadığına inanıyoruz; ekonomi diye bir bilimin olduğunu kabullenmedik bir türlü…  Verimlilik, kaynakların etkin kullanımı, hiç semtimize uğramadı...

***

Oysa; doğa yasalarının da, ekonomi yasalarının da bizi kapsadığı, onlara tabi olduğumuzu bir anlayabilseydik, bugün çektiğimiz sıkıntıları çekmezdik; merde de nâ merde de  muhtaç olmazdık; IMF kapılarını falan çalmazdık.. 

***

O halde; Kaynağı ister uhrevi isterse dünyeviolsun,  ekonomik ve sosyal bâtıl inançlardan kurtulamadığımız sürece, düze çıkmamız, sıkıntılardan kurtulmamız çok zor, hatta imkansız... 

***

Ey, “necip milletimizin necip” evlatları... Etraf, “bâtıl inançlardan” geçilmiyor, vesselam! 

***

“Taş üstüne taş koyandan” ya da “çivi üstüne çivi çakandan Allah razı olsun”  inancı da “ekonomik batıl inançlarımızın” başta gelenlerinden... Çok şükür, bu “inancın yanlışlığına”, bu “inancın batıllığına” iş dünyasının tepesindeki isim, RifatHisarcıklıoğlu da dikkat çekmişti yıllar öncesi... 

***

Hisarcıklıoğlu; “her çivi çakan değil, doğru çivi çakan desteklenmeli” diyerek gönlüme su serpmişti...

***

“Çok şükür!” diyorum zira, buna dikkat çeken birkaç kişi var bunlardan birisi de bendeniz zannediyordum!.. Zira, “taş üstüne taş koyandan!” değil, “doğru taş koyandan Allah razı olsun!” diyen, azınlık da olsa, bir ekibin çömezleri arasında zannediyordum kendimi... 

***

RifatBey; “Her çivi çakan değil, doğru çivi çakan desteklenmelidir” dedikten sonra; “ Ülkemiz, hesapsız kitapsız yapılmış yatırımlar nedeniyle yaratılmış bir yatırımlar mezarlığına” dönüştü tespitini de  yapmıştı o konuşmasında... 

***

Bu tespitle de yetinmedi, hiç alışık olmadığımız radikal bir şey de söyledi: “Yanlış çivi çakandan hesap sorulmalıdır.”

***

Dedim ya!.. Özel sektörün en tepe isminden bu tür bir yaklaşım, hasret kaldığımız türdendi… Ama bugünlerde sesi soluğu çıkmaz oldu. Hesap sorulmaz oldu. Acaba, çiviler doğru çakılıyor ondan mı?

***

Neden acaba?

Evet. Neden?

Mesela, AK Parti döneminde toplanan vergi ve özelleştirme gelirleri ile, borçlanarak alınan toplam 3,5-4 trilyon doların nerelere sarf edildiğini, hiç mi sormayacaksınız? Tabii, “Varlık Fonunun” neden zarar ettiğini de. 

***

Evet. Bırakınız hesap sormayı, bu türler, bu tür karar alıcılar el üstünde tutuluyor, bu toplumda; bu ülkede; bu memlekette… Baş köşede oturuyorlar, gittikleri her mecliste… Sözleri, hûşû içerisinde dinleniyor; söylediklerinde bir keramet varmış gibi!..

***

Zararı kendilerine olsa ne gam; ama millet olarak çekiyoruz sıkıntısını... Bizlerin çektiği yetmiyormuş gibi, doğmamış çocuklarımızın da sırtına yıkıyoruz bu sıkıntıları. Torunlarımızı borçlandırdık, haberiniz var mı?

***

Bu bâtıl inancımızın sonucunda âtıl, gereksiz, “fizibilolmayan”  yatırımlar peşpeşe geldi, gelmeye de devam ediyor; bir sürü temel atıldı, yurdun dört bir yerinde, atılmaya da devam ediyor... Bu gidişle, politik amaçlı ya da “ben yaptım oldu!” inatlı temellerin biteceğe falan da yok. 

***

Devlet de dahil herkes kaynak sıkıntısı içerisinde; bulabilen de çok pahalı kullanıyor… Bitmez zannedilen varlıklar bir bir eriyip gidiyor... Sonuçta; bu hovardalığın bedelini pahalı ödedik, ödemeye de devam ediyoruz!.. Bazılarımız bundan ders almadı; almak da istemiyor…

***

Dua edelim, toplum olarak; ” Taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun” bâtıl ekonomik inancından bir an önce kurtulalım. Yoksa, gidişat çok kötü…