KADİR DAYIOĞLU


TARİHTEN BİR YAPRAK

TV ve özel radyolarını olmadığı dönemde, Feridun Fazıl Tülbentçi ile özdeşleşen bir program vardı, “Tarihten Bir Yaprak”.


TV ve özel radyolarını olmadığı dönemde, Feridun Fazıl Tülbentçi ile özdeşleşen bir program vardı, “Tarihten Bir Yaprak”. Ben de bundan mülhem, pek az bilinen, düşünce ve siyasi hayatımızda önemli bir yer tutan ama ömrü kısa süren, etkisi günümüze kadar gelen Ahrar Partisi’nden söz edeceğim. 

***

Osmanlı Ahrar Fırkası 14 Eylül 1908'de, Prens Sabahattin'in önderliğinde “Teşebbüsü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti” çatısı altında örgütlenen “liberal Jön Türk” kanadı tarafından kuruldu. Prens Sabahattin, kendisine önerilen parti başkanlığını kabul etmedi, ancak girişimi destekledi. Fırkaya resmi bir başkan seçilmedi. 

***

Partinin kurucuları: Nureddin Ferruh, Ahmet Fazlı, Kıbrıslı Tevfik, Nazım, Şevket, Celalettin Arif, Mahir Said, Dr. Nihat Reşat (Belger), Tahir Hayreddin, Ahmet Samim Bey, Damat Salih Paşa, Fazıl, Mabeyinci Reşit beyler olarak görülmektedir.

***

31 Mart Vakası, Ahrar Fırkası'nın sonu oldu. Prens Sabahattin ve kurucu üye Ahmet Fazlı Bey, Divan-ı Harp’te yargılandı ve suçsuz bulundu. Fırka üyelerinin bir kısmı yurt dışına kaçtı.  (Wikipedia)

***

Tabii, Ahrar Fırkası’nın akıbeti, ne ilk ve ne de son oldu siyasi hayatımızda. Umulur, son olur... Mesela mı; Teraakiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Fırka, sol partiler, merhum Erbakan Hocamız’ın kurduğu partiler, Demokrat Parti, Adalet Partisi vs. bilinen örnekleri. 

***

İlginç bir yazar var, Erik Jan Zürcher. Bildiğim kadarı ile, Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk dönemine ait dört ya da beş kitabı var. Özellikle yakın tarihe meraklı olanların okuması lazım. Benim de başucu kitaplarımdan.  Hemen belirteyim, bunlar bazılarına göre biraz “aykırı” kitaplar ama mutlaka tavsiye ederim.

***

“Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalizm ve Milliyetçilik”, “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”, “Modernleşen Türkiye’nin Tarihi”, “Türkiye’de Etnik Çatışma İmparatorluktan Cumhuriyet’e”, Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Tarih Toplum ve Siyaset” vd. gibi

***

Zürcher’in “31 Mart ayaklanması ve Ahrar Fırkası üzerine ilginç tespitleri var. Bazı alıntılar yapacağım. 

***
Ahrar Fırkası, Jöntürk olup da İttihatçı olmayanların, yani liberallerin ve Prens Sabahaddin taraftarı “adem-i merkeziyetçilerin”, yani federal ve gevşek bir Osmanlı yönetimi isteyenlerin partisi... Bunların basın destekçileri Ahmet Samim, Hasan Fehmi gibi köşe yazarlarını İttihatçı tetikçiler öldürü.

***

Katillerden birisi sonradan Ankara valiliği yapıp İzmir suikastı nedeniyle a asılan Abdülkadir... Parti’nin “31 Mart ayaklanmasında” parmağı olduğu çok söylenmiş, kanıt bulunamamıştı. İddia edenler kimdi? İttihatçılar. Ama kurt kuzuyu yemeye karar vermişti, bir kere. 

***
Ahrar’ın DP, AP, Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Saadet, ANAP, DYP ve AK Parti gibi benzeri ortaya çıkacak. Sağ siyasi yelpazenin, farklı yerlerde olsalar da “fikri altyapısı yapısı” bu Parti. Bu damar hâlâ devam eder. 

***
Zürcher'den öğrendiğimize göre Ahrar, 31 Mart hareketine doğrudan önayak olmamış, fakat el altından desteklemiş…

***

Mahmut Şevket Paşa (Önce Hüseyin Hüsnü Paşa) Komutasındaki, İttihatçı ağırlıklı subayların oluşturduğu  “Hareket Ordusu”, Edirne’den gelip İstanbul'u ele geçirince, ayaklanmayı bastırınca, daha sonra Abdülhamid'i de tahttan indirince, geniş çaplı tutuklamalar da başlıyor. Ordunun kurmay başkanı da Kolağası Mustafa Kemal Bey, sonra İstanbul’a girerken, Berlin’den gelen Enver Bey… 

***

Akabinde, Enver Bey ve arkadaşları, “Babıali Baskını”'yla İktidarı ele geçirecekler, dikta kuracaklar.  Muhalifleri, sürgüne gönderecekler. Sinop ve Çorum o zamanlar en tercih edilen sürgün yerleri… Aziz dostum arkadaşım, Mak. Y. Müh. Ahmet Doğan Işık’ın, anne tarafından dedesi, allame, Ali Rıza Sağman Hocamız da sürülenler arasında. Bildiğim kadarı ile Refi Cevat Ulunay, Refik Halit Karay, Burhan Felek de var. 

***
Zürcher, şu tespiti yapıyor: “Esas olarak laik reformcu bir grubun, diğer reformcu grupla iktidar mücadelesi içinde, İslamcı gruplarla çıkar ittifakı oluşturma isteği de, Türkiye siyasetinde arada ortaya çıkan olgulardandır. Bu isteğin temelinde, fazla gelişkin olmayan ‘dinci grupların’ rahatlıkla kullanılabileceği gibi yanlış bir kanaat yatar.”

***

Bu tespiti günümüz liberallerinin AK Parti iktidarına verdiği destek ile ilişkilendirilelim. liberal aydınlar, hem “İttihatçı bürokrasiyi sindirecek”, hem de “bizi Avrupa Birliği'ne sokacak” diye AK Parti’ye desteklemeleri bu cümleden.
***
Ama sonuç ortada; AK Parti ne kadar “liberal ve liberal soslu” destekçisi, partilisi varsa, hepsini dışladı. Ya da uygun gördüğü istasyonda indirdi. Yani, “müthiş çalım attı”, bunlara. Kimi “FETÖ”nün kucağında, dışarı kaçtı, kimi kodese girdi, kimileri ise köşesine çekildi.  Hem İsa’dan ve hem de Musa’dan oldular. “Kullanırız!” sandılar, “kullanıldılar!”

***

Nasıl beğendiniz mi tarihten bir yaprağı?