KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 14.09.2023 11:50

TARİH BİLMEK LAZIM!…

Facebook Twitter Linked-in

Galiba biraz tarih bilmek lazım… Akademik olmasa bile, Lise 3 tarih seviyesinde… Tabii, Lise 3 tarihi deyince, bizlerin okuduğu Emin Oktay’ın tarihi değil… Zira sonradan öğreniyoruz ki okuduğumuz, yanlı, ön yargılı ve taraflıymış… Doğrudur…

***

Ama unutmayalım Osmanlı modernleşmesi, İttihat ve Terakki düzenlemeleri, Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerinin, sicilli düşmanlarının yazdıkları da önyargılı ve taraflı… Bunların ve benzerlerinin temel tezi; Osmanlı’yı yıktılar, ülkeyi mahvettiler, koskoca Osmanlı mülkünü bir avuç düşürdüler, köklerden kopardılar; “Ulu Hakan Sultan Hamid’i” tahtan indirdiler; “vatan dostu”Vahdettin ve ailesini sürdüler, hilafeti ve saltanatı kaldırdılar; harf devrimi ile “bir gecede cahil bıraktılar!” vs. vs…

***

Oysa bunların bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri bir şey vardı: Öykündükleri, rol model aldıkları Osmanlı 19.yy başında zaten “yıkılmıştı”. Yabancı devletlerin (İngiltere, Rusya, Fransa ve sonra Almanya) Osmanlı üzerindeki bölüşüm kavgası ve bunların desteği bir asır yıkım sürecini erteledi. Ama ricat başladı, peyderpey topraklar kaybediliyordu. En büyük kayıp da, bilinenin aksine 2. Abdülhamit dönemindeydi. Sonuçta, Sakarya Harbindebu ricat durduruldu.

***

Mesela; Sultan Abdülmecit (1823-1861), “reformist” ve bizim “ecmain takımına” göre “gavur padişahların” en önde gelenlerinden… Önemli bir reform belgesi olan Gülhane Hattı Hümayunu (Tanzimat Fermanı) (1839) ve Islahat Fermanı (1856) onun dönemindedir … Bu belgeler, Osmanlı’da padişahın mülkü olan “ahalinin/tebanın”,“vatandaş” olmaya evrilmesinin başlangıcı.

***

Biliyorsunuz, Osmanlı’nın çöküşünün başlangıcı, 17. yy’a kadar gider, 2. Osman, 3. Selim, 2. Mahmut, Abdülmecit,  vs. bu çöküşü durdurmak için bir sürü reform çalışmaları yapar vs. Bu nedenle, radikal kesim bu padişahları, “hain” ve “gavur padişahlar” olarak adlandırır; direnirlerdi, yaptıklarına ya da yapmak istediklerine. Ama nedense, bu zincirin önemli bir halkası “Sultan Hamid”i göz ardı ederler.

***

Bu girişimlere, “Cumhuriyet devrimlerinin” öncü sinyalleri de denirMesela merhum Tarık Zafer Tunaya Hocamız; “2. Meşrutiyet’e”, “Cumhuriyet’in laboratuvarı” der. O nedenle; Atatürk devrimlerini savunanalar, özellikle “2. Meşrutiyeti” bilmeden, ne derlerse boş. Bu nedenle onlar da ön yargılı ve taraflıdır. Bu dönem ve kişilerinin çok iyi bilinmesi lazım ki, Cumhuriyet Devrimleri anlaşılabilsin, kavranabilsin.

***

Osmanlı döneminden saklanan ya da gözden kaçırılan bazı örnekler verelim. Mesela Kıbrıs’ı Osmanlılar verdi… Bu doğru… Ama nedense Lozan’ın 20. Maddesi’ni göz ardı ederler… Madde şöyle; “Türkiye, Britanya Hükümetince Kıbrıs'ın 5 Kasım I914'te açıklanan ilhakını tanıdığını bildirir.”

***

Peki, nedir “1914 ilhakı”? “1914 ilhakını” anlayabilmek için, 1877-1878 Osmanlı Rus ya da “93 Harbi” ne gitmek lazım… Osmanlı harpte yenilince Ruslar Yeşilköy’e (Ayastefanos’a) kadar geldi… Neredeyse İstanbul düşecek… Bunun üzerine İngiltere’den yardım istendi, “kurtar bizi” dendi, tabii bir takım tavizler karşılığında… Bu tavizlerden birisi de İngiltere’ye Kıbrıs’ın, “kullanmak” üzere verilmesi.

***

1914’te de ise İngiltere, kullanımına verilen Kıbrıs’ı, Büyük Birintanya’ya“ilhak ettiğini” açıkladı… Lozan’da da İsmet Paşa, neredeyse hiç tartışılmadan, “bu ilhakın kabul edildiğini” imzaladı... Osmanlı Sultanları önce “emanet” vermeyi sonra “ilhakı” nasıl kabul etmek zorunda kaldılarsa Ankara da benzeri bir mecburiyetten “ilhakı” tanıdı…

***

Mesela yine Osmanlı Rus Harbi sonunda, Ayastefanos Anlaşması’ndan sonra imzalanan, “azınlık haklarını” güdeme getiren Berlin Anlaşması’nın ilgili maddesi, sanırım 41. Madde olacak,  de es geçilir… “Osmanlı doğuda ıslahat yapacak!” türünden bir metnine dönüştürülür, tarih kitaplarında… 

***

Oysa madde; “Çerkezler ve Kürtler tarafından hakları gasp edilen Ermenilerin can ve mal güvenliğinin sağlanmasına; bunların yoğun olduğu bölgelerde Islahat yapılması”na amirdir…  Devamındaki “Ermeni Tehciri” de, boşalan yerlere, Kürtlerin iyice yayılmasına neden oldu…

***

Bakınız, sanırım 1515 olacak… Yavuz Sultan Selim ile Kürt önderlerinden İdrisiBitlisi’nin imzaladığı “Amasya Antlaşması” pek dikkatimizi çekmez… Düşünebiliyor musunuz Sultan Yavuz, İmzalı boş ferman veriyor Bitlisi’ye, gerektiğinde doldurup kullanabilmesi için… 

***

Peki, amaç ne? Öncelikli amaç şu… Şii-Alevi Türkmenlerden (Kızılbaşlardan) Doğu Anadolu’yu temizlemek… Benzeri anlaşmalar Kanuni döneminde de var… Netice de, doğudan gelen “Türkmenler” tekrar geldikleri yere geri döndüler… Ya da “Dersim” dağlarına çekildiler.

***

Mesela bizim “ecmain takımı”, Cumhuriyet’i köşeye sıkıştırmak için “Kürt isyanlarını” 1925 ile falan başlatır… Temel gerekçe de; “dinden uzaklaşmaya başlayan Ankara’ya karşı mütedeyyin doğu halkının kafa tutuşu” falandır…

***

Peki, ta 1800’lerin başlarında başlayan 1876’larda sonlanan, yirminin üzerindeki “Kürt ayaklanmasını” ne ile izah edeceğiz… Öyle ya Padişah/Halife başımızda, medreseler açık, ezan Arapça okunuyor, Arap/Fars Alfabesi geçerli falan…

***

Yine mesela bizim “ecmain takımı”İsmet Paşa’ya, 12 Adalar üzerinden hücum eder, İkinci Harp sonunda, Yunanistan’a verildiği için. Çok acı ama bir durumu da sormadan geçemeyeceğim: Alman Nazizm’ine,  İtalyan Faşizmine direnen Yunanlılara değilde, harpte tarafsız kalan bize verirler miydi acaba12 Adaları?

***

Yine peki, “vermediler”, tüm Ege adalarını bir yana bırakın, bir bölümünü bile işgal edecek deniz gücünüz var mıydı? Buyurun, bu kadar imkanlara rağmen bugün yapın.Bunlar bilinmeden, günümüzde yaşananları en azından anlayamayız… Dedim ya, galiba biraz tarih bilmek lazım…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —