Hayatım boyunca Atatürk İlkelerine, Cumhuriyet’e, Bayrak ve Vatan’a, Demokrasiye, Bilime ve Laikliğe Ülkemin çıkarlarını korumak adına taraf oldum. Çocukluğumdan günümüze kadar görevlerine sadık ve iyi insan olmak için hem mücadele verdim, hem de tüm aile fertlerine taraf olmaları konusunda tavsiye veya uyarılarda bulundum.
Kamu kaynaklarını, Vakıfları, Dernekleri, meraları, Hazine arazilerini ve tüm insanlığın ortak malını kendi şahsi çıkarları veya temsil ettiği kurum, kuruluş ve partisi lehine kullanan her kim varsa şiddetle karşı durduğumu ve lanet okuduğumu söylemişimdir.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hayriye Martı, eşini kuraya sokmadan özel vize alarak hacca götürmüş. Ayrıcalıklı bu çift bir ay süreyle Mekke’de lüks bir otelde kendilerine tahsis edilen odada konaklamış. Martı dedikleri torpil yapan Başkan Yardımcısı kadın,kaldığı gün başına Riyal cinsinden harcırahını da almış ve afiyetle yemiş.
Birgün Gazetesinde yer alan habere göre 2023 yılında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kızı ve kardeşi Metin Erbaş’ı kuraya sokmadan hacca götürdüğü öğrenilmiş. Diyanet İşleri Başkanlığı kendi makamlarını kullanarak kamu ve kul hakkını sonuna kadar yerken, Cuma hutbelerinde haram, helal, alkol, faiz konuşmaları ile cemaatten para toplamayı da hiç ihmal etmezler. Beddua etmeyi pek sevmem çünkü Adaletin tecelli ederek bu tür asalak yaşamaya alışmış tiplerin yargılanıp en ağır şekilde ceza almasını görmek veya okumak isterim. Bu zihniyet Domuz etinin ve alkolün haram olduğunu, hatta sigaranın bile haram olduğunu her fırsatta söyleyerek, kendilerininyediği kamu kaynaklı haramlarıkamufle etmek konusunda mahirdirler.
Dini kullanarak sömürenlere ne kadar karşı olduğumu, bunları her fırsatta eleştirmekten zerre geri adım atmadığımı beyan ettiğim gibi, dürüst olmayı yüzüne maske edip insanların gözüne bakarak talancı siyasilere ve bürokratlara da aynı tepkiyi göstermişimdir. Son dönem Milletvekili olarak, oturumlara katılamayacağını bildiği halde bütçeden maaş alan Deniz Baykal’a da şiddetle eleştirimi yapmışım ve hakkı olmadığı halde yapılanları gayri insani olarak değerlendirmişimdir. Bendense koruyuculuk yapmayı, karşıdansa linç etmeyi hiç içime sindiremem zira aldığım eğitim gereği, insan olmama engel olan hiçbir şeyin yaşam alanıma girmesine tahammülüm olamaz. Dini kullanan ahlaksız ile siyaseti kullanan çukur insanlara aynı mesafede durmayı özümsedim. Eleştirim ve karşıtlığım adamına göre olamayacağı gibi yakınlığım ve samimiyetimde insanların kimliğine göre olamaz.Gayri müslümde olsa, ateist de olsa, alkolik de olsa, ibadetine düşkün en koyu takva sahibi de olsa, bu meziyetleri içinözel ilgimi göremezler, bilirim ki insanların yaşam tarzı Allah ve kulunu ilgilendirir, benim için ölçü iyi ahlaklı ve dürüst insan olmalarıdır.
“Ensar ve Muhacir konusunda da tarafım. Ülkemde anarşi çıkartan, ekonomi, eğitim, sağlık ve güvenlik konusunda tehdit oluşturan tüm uygulamalara karşıyım.” Faruk Ergan