“Tanrının varlığına inanmayan, Tanrıtanımaz, dinsiz, inançsız” TDK.
Kafir kelimesi dinsiz olan kimselere söylendiği gibi yalnızca sitem etmek amacıyla da kullanılabilir.
Sık sık duyduğumuz bu kelime toplum içinde zalim, acımasız ve gaddar olan kişiler içinde kullanılır.
“Ülkem krize girdi çıkamıyor, ben Romanya halkını bu krizden çıkartmak için istifa ediyorum.”12 Şubat günü istifa ettiğini açıklayan devlet adamının kim olduğunu merak eden okuyucular mutlaka olacaktır.
Bu kafirliği yapan insan Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Lohannis. Ecnebi ülkelerindeki yöneticilerin başı sıkışınca sıkça müracaat ettikleri istifa mekanizması bizlerde neden çalışmıyor? Bu Ecnebilerin inançsız ve dinsiz oldukları için aldıkları görevi veya halkın teveccühü ile seçilmelerinin kutsallığını anlamadan, ben bu görevde başarısız oldum, halkımın bana güveni kalmadı diyor veya kasıtlı olmasa da bir hata yaptığını ifade ederek istifa mekanizmasını çalıştırıyor.
Çok başarılı olan, ülkesini 16 yıl aralıksız yöneterek dünya siyasetinde iz bırakan, ekonomik ve siyasal açıdan çok iyi yönetmesine karşılık toplumun büyük sevgisini kazandığı halde, son günlerimi gezmekle ve anılarımı yazmakla değerlendireceğim diye köşesine çekilen Alman Başbakanı Angela Merkel en kötü örnek olarak bizleri hayal kırıklığına uğrattı.
Metro iki dakika geç hareket etti istifa, köprü söylenen tarihe yetişmedi harakiri, makam arabanı özel işinde kullandın istifa, gece kulübü yangını istifa, nüfuzunu kötüye kullandı istifa, Tren raydan çıktı istifa. Haliyle insan bu kafirlere hem imreniyor, hem de merak ediyor, bu şatafatlı yaşam biçimi basit ve minnacık şeyler için bırakılır mı? Ayrıca gereğinden fazla merak etmenin doğru bir davranış olmadığını, hatta bela getirdiğini de biliyorum.
Bizde gerektiği zaman istifalar da olmuyor değil, yönetim ve sorumluluk kadrosunda olmasa bile Milletvekillerinin partilerinden istifa etmeleri çok sık yaşanıyor.
Beklenildiği gibi Ecnebileri örnek alacak bir istifa şekli ülkemizde özlemle aranmaktadır. Allah’la veya parti tüzüğü vasıtasıyla seçmenlerini kandırarak seçilmeyi başaran elitler, kısa bir süre sonra parti içi anlaşmazlıkları bahane ederek basıyorlar istifalarını, zannedersin ki ülke için faydalı olamadı veya partisinde yapılan usulsüzlüklere ortak olmamak adına istifa ettiler.
Özellikle iktidar partisi olmak üzere geçtikleri diğer partilerden gelecekleri için tekrar seçilme garantisi veya çok büyük maddi çıkar elde ederek parti değiştiriyorlar. Seçildiği partinin seçmenlerinden utanacak yüzleri olmadığı için tekrar seçim bölgesindeki diğer partinin seçmenleri ile sırnaşık ve seviyesiz pozlar vermekten geri durmuyorlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ettikleri yemini zaten çoktan unutmuşlardır, milletin gözünün içine bakarak, olası tepkilere aldırmadan savurganlığa devam ediyorlar.
Beni en çok rahatsız eden ve düşündüren, çocuklarına ve yakın akrabalarına bu yaptıkları çukurlukları nasıl anlatıyor veya anlatıyorsa hangi yüzlerini gösteriyorlar?
Çocukları arkadaş ve iş ortamındaki insanlara nasıl bir baba, eş, abi, amca ve akraba profili sunuyorlardır. İnsanlar yakınlarına para, menkul, koleksiyon, kitap ve en önemlisi dürüst olmayı miras bırakır. Kirlilikle elde edilen ve gelecek nesillere bırakılan mirasın sonunda anlaşmazlık, bölüşülmezlik veya kan lekesi olur. Keşke akıl etsen de senin olmayan şeylere, kamu kaynaklarına, kirli servete ve görgüsüzlüğe tenezzül etmesen.
“Tüm insanların az veya çok olmak üzere tenezzül haddi vardır, unutma, derdi rahmetli babam.” Faruk Ergan