KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 18.10.2021 12:06

TAHİR NURSAÇAN

Facebook Twitter Linked-in

Kayseri OSB Başkanı Tahir Nursaçan, Sanayi Bakanlığı tarafından görevden alındı. Sanırım, olağan kongreye kadar, “kayyım”la yönetilecek. “Kayyım” kim olacak bilmiyoruz ama Nursaçan’ı görevden aldıran büyüğümüz kimse, onun dediği olacak. Bundan eminim. Tabii, görevden almanın gerekçesini bilmiyoruz. Yakında öğreniriz.

***

Yakın zamanda selefi Ahmet Hasyüncü ile epey bir ağız dalaşı yapmıştı Nursaçan. Hatta Hasyüncü; “Bol bol tesbih alsın, hapishanede işine çok yarayacak!” türünden laflar da etmişti… Öyle ya, bırakınız aylar yılları, saniyeler nasıl geçecek kodeste.

***

Peki, Hasyüncü nereden biliyordu, ünlü vaiz, Necmettin Hoca’nın oğlu Tahir Beyin “kodesi” boylayabileceğini?

***

Anlaşılan Hasyüncü’nün bir bildiği var. Ayrıca; “hapishaneyi” adres gösterecek kadar ne tür bir kabahati var ki, Nursaçan’ın? Onu da bilemiyoruz. Bilmediğimiz gibi, üyesi bine yakın sanayicinin de ilgi alanına girmiyor.  

***

Biliyorsunuz Kayseri’de AK Parti, 2002’den beri kurum ve kuruluşlara operasyon yapar. Kendilerine bende olmayanları, “biat etmeyenleri” birer birer tasfiye eder. Hem de geçmişte pek örnekleri olmayan bir biçimde. Unutmasınlar; “ileri demokraside”  “yol oldu” bu, yeni bir iktidar, bol bol geçer bu yoldan. O zaman ağlamak sızlamak yok. Bu yolu açan kendileri.

***

Hatırlayabildiğim kadarıyla önce Kayseri Kızılay’ından başladılar. Başkan Ayhan Uzandaç’ı, hayırseverlerle sıcak ilişkileri nedeniyle görevden almadılar ama “yalnızlaştırdılar” Günü gelince onu da tasfiye ettiler.

Sonra yerine, Elitaş’ın akrabası olduğu söylenen bir zatı getirdiler Kızılay’ın başına. Sanırım ondan da memnun olmadılar ki, görevden aldılar; tıpkı OSB’ye atanan “kayyım” gibi, Cafer Beydilli’yi atadılar. Tabii bunları şeklen, hep Kızılay Genel Merkezi yaptı…

***

Sırada Kayseri OSB vardı… FETÖ destekçisi olarak anılan Boydak Holding’in desteği ile aday Mustafa Çapar’a karşı Ahmet Hasyüncü’yü başkan yaptılar. Muhtemelen bu ekibin içinde Tahir Nursaçan da vardı. Ama işin garibi, Hasyüncü’nün ekibinden değil, “Cemaat” destekli kişilerdi. Adeta, Hasyüncü’nün etrafını sarmışlardı.

***

Radikalizmin bir temel özelliği varmış; “evlatları birbirini yermiş!” Nursaçan da bu kurala kurban oldu. O nedenle Nursaçan hiç rahatsız olmasın. Ve ağacın baltaya dediğini desin; “Sapı da benden ona yanarım!”

***

Sonra sırada Kayseri Sanayi Odası vardı. Yine Boydak destekli aynı grup aday olan eski Başkan Mustafa Çapar’ı yendiler, Mustafa Boydak’ı Yönetim Kurulu Başkanı yaptılar. FETÖ operasyonları bağlamında o da gitti. Zaten Sanayi Odası düşünce İncesu ve Mimarsinan OSB için bir sorun kalmayacaktı.

***

AK Partililer, FETÖ desteği ile Kayseri Ticaret Odası’nı ele geçirmeye çalıştı. Ama merhum H. Ali Kilci “çetin ceviz” çıktı, bir türlü indiremediler. Sonra, müfettiş gönderdiler, derken Şeker Davası’ndan Kilci hapse girdi. Girince mesele kalmamıştı. Direnen kimse de yoktu artık. Mahmut Hiçyılmaz’ı başkan yaptılar. O da gitti…

***

Tabii, benzeri bir operasyonu Şeker’de de yaptılar. “Şeker iddianamesinde” ismi geçenlerin, başta Başkan Vedat Ali Özışık olmak üzere, çoğunu içeri tıktı, yargıçlar. Oraya da önce “kayyım” atadırlar. Şeker’in “arazisini” de “parsel parsel” başka işlere tahsis ettiler.

***

Hemen hemen ele geçmeyen kurum ve kuruluş kalmamıştı Kayseri’de… Biraz sesi çıkan Kayseri Barosu Başkanı’da yeniden seçilemedi. Bakalım, yenisinin çizgisi ne olacak? Bakalım; demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, “hak ve özgürlükleri” mi savunacak?

***

Kayseri’de İşlem tamamdı artık. Düşürmedikleri kurum ve kuruluş kalmamıştı artık. Bu sefer, eski dostlar, “birlikte yola çıkanlar”, “yağan yağmurda birlikte ıslananlar”, “aynı menzile farklı yoldan gidenler” birbirlerine, tabiri caizse, “sopa atmaya”; birbirlerini yemeye başladılar.

Haliyle, “sopa atma yarışında” sopası güçsüz olanın ekartesi de kolaydı. Nitekim öyle da oldu. İktidara sırtını dayayanlar, “gönüldaşlarını” bir bir yediler. Son kurban da Nursaçan… Unutmayın; Nursaçan da “iktidarın değirmenine” az su taşımamıştı.

***

Tabii neden alındılar, niçin alındılar; kim haklı kim haksız beni ilgilendirmiyor… Beni, olayların gelişimi ve varacağı yer ilgilendiriyor. İşin garibi, beni ilgilendiriyor ama nedense üyelerini ilgilendirmiyor. Mesela Hasyüncü ve Nursaçan’a; “Müteşebbis Teşekkül” döneminde, arıtma için KASKİ’ye verilen, “5 milyon markın” akıbetini hiç sormadılar.

***

Neden acaba? Yoksa Kayserli babanın, ölüm döşeğinde oğluna verdiği; “İktidar çalgı siz çengi. Ona ayak uydurun!” nasihat doğrultusunda hareketi mi yeğliyorlar?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —