FARUK ERGAN

Tarih: 25.04.2025 13:27

SUSMAK YOK

Facebook Twitter Linked-in

 Susmak yok derken, hakaretten uzak, nezaket ve görgü kurallarını terk etmeden, hangi inançtan olduğuna bakmaksızın saygı duymak, siyasi görüşünün ne olduğu önemli değil insan diye saygı göstermek, şahsına olmasa bile geçmişine dil uzatmamak benim için vazgeçilmez bir özelliktir. 

Elbette her insanın anlama yeteneği ve kapasitesi aynı ölçüde değildir, anlayışla karşılarım ama hem bilgisiz ve ukala olacak hem de bana ders verecek, işte ben bu seviyesizliğe tahammül edemem. 

İnsan kötülükleri ve haksızlıkları eleştirirken taraf olmamalı, hele ki yapılan seviyesizlik toplumun ve ülkenin çıkarlarına zarar veriyorsa, inandığı dinin emirlerine uyarak yüksek sesle olamaz demek zorundadır. 

Yaşadığı dinin emirlerine ve isteklerine uymadığının, gıybet yaptığının, iftira attığının, kamuya zarar verdiğinin, kamu imkanlarını ölçüsüz ve sınırsız kullandığının farkındadır. 

Cumhuriyet ve kurucularına hakaret etme görevini ihmal etmeden, yasaların verdiği yetkiyle mevcut olanaklardan sonuna kadar faydalanarak, ailesinin ve yandaşlarının imtiyazlı yaşamalarına utanmadan olanak sunması, trolleri hiç rahatsız etmiyor. İnsanlar konuşarak anlaşırlar, diğer canlılardan farklı olmaları düşünebilmeleri, akıl etmeleri, üretmeleri ve insanlığa katkı sunmaları, iletişim kurarak, yani konuşarak anlaşıyor olmalarıdır.

Kimileri ağzından çıkan söze dikkat eder, mevcut yaşayanların ve geçmişlerin hatırını sayar, kimileri de var ki yaşanmışlıkların, güzelliklerin ve insani değerin farkına varmadan yalan yanlış üstelik küfürlü konuşur.  
Eskilerin sıklıkla kullandığı ve günümüzde geçerliliğini koruyan bir söz vardır. “Çamura taş atarsan üzerine sıçrar.” Yaşamımın birçok alanında uygularım, kiminle ve nasıl konuşacağımı çok düşünür sonra karar veririm. 

Çamur birisiyle ciddi konuları konuşamazsınız, ülke sorunları, siyaseti, eğitimi, ekonomiyi, gençlerin ve kadınların sorunlarını tartışamazsınız. 

Zira kadınların tarafında olmak, haklarını savunmak, taciz ve cinayet olaylarına karşı çıkmak, yüksek sesle eleştirmek ve insan olabilmek vücut kimyalarının bozulmasına yol açar. 

Ülke sorunlarını tartışmanız ve yönetimi eleştirmeniz işlerine gelmeyeceği için aklınıza gelmeyecek çirkin sözlerle küfür etmelerine sebebiyet verir, üstelik geçmişlerine hakaret etmiş olduğunuzu sanırlar, o kadar hassas ve alınganlar. 

Bu tür sohbetlere girerseniz çamura taş atmış olursunuz, insanlaşamayanlar vücudunuzun ve ruhunuzun her noktasını kirletirler. 
Çoğunluğun yaşadığı sorunlarla zerre kadar ilgisi ve bilgisi yok, ekonomik zorluk nedir bilmez, uzaktan gazel okumak uzmanlık alanı, sadece kendi egosunu tatmin edecek bir yönetim şeklinin devamını sağlamak için gözünü kırpmadan katliam yapabilir ve tescilli delilerle hemfikir olabilir. 

Siyaset ve siyasetçi konusunda tercihi, inanç ve ailevi değerlerinin bile önüne geçmiş durumdadır. 

O kadar tutarsız ve riyakarlar ki, kendi inançlarının kutsallığı önemli değil fakat siyasi düşüncesinden olmayanların, kendileriyle birlikte yalakalık yapmayanların ve saygın insanların yaşama kutsallığını tanımazlar, velev ki bu insan dünyanın en dürüst ve saygın bilim adamı olsa bile. 

Bazılarının siyasi şovları o kadar ileri seviyelere çıktı ki, ailesinin ve çocuklarının sorunlarına ayıracak zamanları olmadığı gibi son yıllarda kendisinin yaşadığı tüm zorlukları göz ardı ederek mevcut iktidarı savunmak için kırıp dökerler, hatta ülkenin alternatifsiz olduğunu söylerler. 
Özel yaşama asla müdahale hakkım olamaz, insanlar kendi tercihlerini yaşar fakat riyakar olmaları karşısında susmak yok, gerektiği zaman yüzlerine karşı sen yalancısın demekten imtina etmem.
 “Nerede susulur, nerede konuşulur? Konuşulan konu ve konuşan, dolu mu, boş mu, insani değerleri olanlar bilir.” Faruk Ergan 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —