FARUK ERGAN


ŞÜPHEYLE BAKIYORUM.

Normalde insan doğası gereği şüphecidir.


Normalde insan doğası gereği şüphecidir. 

Şüpheci olmak bazı durumlarda ve yaşamın bazı alanlarında normal olmakla beraber, her şey de olduğu gibi şüphecilikte de aşırıya gitmek insanın hayatını olumsuz yönde etkileyeceğini biliyorum. Amaçsız veya bilgisiz her şeyin altında olumsuzluk ve şüphe aramak ağır şüpheciliğe gireceği için, buna da paranoya adı verilmiştir. Aşırı derecede şüpheci bir lider etrafındakilere hareket alanı tanımaz. Bol sorumluluk yükler ama uygun biçimde yetki vermez. Şahsım adına, şüphe ederim ama iftira atarak acımasız ve zalim olmam.

Sayın Mehmet Özhaseki, sağlık sorunları sebebiyle görevi kendi dileğiyle bırakmak istediğini, Sayın Cumhurbaşkanı’na arz ettiğini açıklamış. Devlet’te devamlılığın esas olduğunu düşünerek ölümler, istifalar ve görevden almalarla boşalan makamlara mutlaka diğer alternatifler devreye girer ve atama yapılır. Sayın Özhaseki açıklamalarının bir yerinde şu ifadeleri kullanmış. “Vicdan terazisine uygun düşmeyen bir tutum içinde olmamaya ayrı bir özen gösterdim. Ne kendimin nede çocuklarımın boğazından haram bir lokma geçmemesine yönelik hassasiyetimi hep diri tuttum”.

“Çocuklarımın boğazından haram lokma geçmedi.” Yukarıdaki cümleyi değişik zamanlarda üç defa duydum, ilkini yıllar önce rahmetli Hasan Ali Kilci’nin Oda Başkanlığı döneminde Ticaret Odasına konuşmacı olarak geldiğinde bizatihi yüz yüze dinledim, ikincisi ilk defa Milletvekili seçileceği çalışmalarında, Kayseri Mitinginde söyledi Allah şahit ki çocuklarımın boğazından haram lokma geçirmedim. Ve son olarak üçüncüsü, Bakanlık görevini bıraktığı basın açıklamasında okudum. Tüm insanların yaşamlarında hassasiyetle durmaları ve dikkat etmeleri gereken konu haram olan şeylere bulaşmamak. Sürekli tekrar ederim ve sık kullanırım, insanların dürüst olması özel bir meziyet değil, fakat o kadar çok gayriahlaki yaşam biçimi olduğu için, gücünün yettiği kadar veya kendisine emanet edilen kamu malını talan etme rivayetleri yaygınlaştığı için toplumun diğer büyük kesimi, insanları sınıflara ayırıyor, dürüst veya dürüst değil diye.

Bazıları için çok özen gösterilen yaşam biçimi olan haram ve helal konusunu anlaşıldığı üzere Sayın Özhaseki’nin de titizlikle uyguladığı anlaşılıyor. 

Benim başlık olarak kullandığım “ŞÜPHEYLE BAKIYORUM” kendinden emin olan, ne yaptığını bilen ve yaşantısında şaibeye yer vermeyen birisi “çocuklarımın boğazından haram lokma geçmedi” cümlesini sık sık kullanır mı? 

Bizim bilmediğimiz ve Basın’a yansımayan birileri tarafından taciz mi var, rahatsız mı ediliyor veya özel toplantılarında dostları tarafından bu konuyu sürekli gündemde tut diye tavsiyeler mi var, açıklanmadığı sürece bilmemiz mümkün değil. Bir konu üzerinde gereğinden fazla abartılarla, övgülerle, hatasız olmakla, bu işin uzmanı benim demekle veya sizler bilmezsiniz bunları biz yaptık diye lüzumsuzluk yaparsanız, insanlar şüpheyle bakarlar. 

Mütevazi ve itidalli olacaksınız, inandırıcılığınızı kaybederseniz görevinizin sonunda veya yaşlanınca çekildiğiniz köşenizde yapayalnız kalırsınız, tutarlı olmak lazım zira herkes herkesi biliyor. 

“İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim”. Robert Bosch