KADİR DAYIOĞLU


SULARIMIZ

Haksız mıyım yani? Öyle ya, adı üstünde Acıbadem hastane. Ne ilgisi var? Kusura kalmasınlar anlayamadım doğrusu!


“Susuz yazlar” bizi bekliyormuş, uzmanlar öyle söylüyor. Yaşadıklarımızı bilimsel olarak anlatıyorlar. Hal böyle olunca, bizlerin de yapabileceği çok iş var. Her şeyi başkalarından beklemek, başka yerlerden beklemek doğu olmadığı gibi, “vatandaşlık” görevi de değil.

***

Yine biz biz olalım da sularınızı “etkin” ve “verimli” kullanalım, sularımızı. Bağlık, bahçelik yerlerde oluşan bu denli yapılaşmaya su dayanmaz. İçme suyu kesintilerine hazırlıklı olun. Zaten, “sulama” suyunu unutmaya başladık. Baharda, Hisarcık deresinden akan su ile, ta Çaybağlarına kadar kuyular ve mahzenler doldurulur, bahar sulaması yapılırdı. Şimdi, derede damla su kalmadı. Alah’tan, geçenlerde, bağa göçtüğümüz gün bahçeyi sulama imkanı bulduk.

***

Geçmiş yılarda, “garıkları” doldura doldura “beş saat” süren sulamamız, bu yıl aynı dolulukta olmamasına rağmen, “yedi buçuk saat” sürdü. Kıranardı bentbaşından, daha önceki yıllar yirmi dakika da bahçemize inen su, bu sefer kırk dakikada falan indi… Bakalım, “iki kol kalınlığında” su indirebilecek miyiz, kuyumuz için. 

***

Bu vesile ile Başkan Mustafa Palancıoğu’na sesleniyorum… Ketenliğin bazı bölgelerini besleyen arkların bakım ve onarımını yaptırtın… Emlak vergisi alırken ayrım yapmıyorsunuz ama sulama suyuna gelince, bu ayrıcalık ya da “bölgeye üvey evlat” muamelesi” niye? İki kilometreye yakın arkları biz temizliyor, suyu biz getiriyoruz.

***

İnanın, arklarda yapılacak ufak tefek düzeltmeler ve su kaybı olan bazı yerlerde yapılacak “by-pass”larla suyun verimini artırabilirsiniz…

***

Tabii, bittiği günden beri su tutmayan, DSİ Kayseri Bölgenin büyük ayıbı, Öküz Çukuru Göleti’ne müdahil olun… Avuç işi kadar bir göleti halledemeyen DSİ, daha büyük su yapılarını nasıl yapıyor, çok merak ediyorum? Mübareklerin, bizleri “taktığı” da yok. “Sırça köşkte” yaşıyorlar.

***

Konuyu en iyi bilen Murat Cahit Cıngı dostumuz, milletvekili olunca sevinmiştik konuyu gündeme alır, diye ama ondan da hiç ses çıkmadı. O da “Ankara havasına” ayak uydurdu. Yüksek seviyede siyaset yapıyor. Diğer milletvekillerinden kaçı Öküz ve Çaylak çukurlarını, Alaçayırı biliyor acaba.

***

Erciyes Projesi için hayati önem arz eden göletin işlevini daha önceki başkanlar gibi, Memduh Başkan da kavramaydı. İnşallah, mühendis olan Palancıoğlu Başkanımız kavrar…

***

Ha, yöre ahalisi bunu farkında mı? Onların da umurunda değil… Onlar da kahvede okey oynamaya devam ediyor… Bir gün gelecek, Tekir’den dirhem su gelmeyecek ama “iş işten çoktan geçmiş olacak!”. Bizden bir kez daha haber vermesi.

***

Soruyorum, Temmuz ortalarında, “sıçanın sidiğine” dönen pınarların ve ekonomik ömrünü dolduran Tekir Göleti’ne güvenerek mi yaptınız, Tekir Projesi’ni? İşte bu nedenle önemliydi, Öküz Çukuru projesi. Bu göletten, cazibe ile, Tekir Göleti havzasına su almak mümkün. Bu kenti yönetenler, bu kadar basit bir bilginin farkında bile değiller, defalarca ve yıllarca uyarmama rağmen.

***

Kıranardı, Kadir Has Kent ormanını/mesiresini hangi suya güvenerek yaptınız? Böyle plansız, projesiz işler yaparsanız sonuç bu. Çok garip… 

***

Yazıyı kaleme alırken, bir haber okudum. Çok garibime gitti. Haber şu: Kayseri Büyükşehir Belediyesi, şehrin ulaşım altyapısının gücünü arttıracak Kartal Katlı Kavşağı projesi ve alternatif güzergâhlar hakkında Acıbadem Hastanesi yönetimi ile toplantı düzenledi. Kavşak ile ilgili bilgi vermişler.

***

Ne ilgisi var? “Mahkumun şaşkını, derdini mübaşire anlatırmış!”, gibi bir şey. Haberi okuyunca ben de şaşırdım. Ha, ilgili meslek odaları, üniversitelerin ilgili fakülteleri, ulaşım uzmanları ile yapılsa, bu toplantı, anlarım. Ne diyelim? Zahir bir bildikleri var. 

***

Tabii, bu tür toplantılar, projeyi tanıtım gayretleri doğal olarak şu soruyu peşinden geçiriyor: Acaba Büyükşehrinin kafası bu konuda netleşmedi de, arayış içerisindeler mi? 

***

Haksız mıyım yani? Öyle ya, adı üstünde Acıbadem hastane. Ne ilgisi var? Kusura kalmasınlar anlayamadım doğrusu!