Bu ülkede, “süfli” bir hayatın peşinde koşanlar için, Ziya Paşa (1825 - 1880) merhumun bir buçuk asır önce düştüğü, “süfli batı” ile bizim de içinde bulunduğumuz “şahane doğu” karşılaştırmasını içeren dizelerini paylaşmak istedim. Anımsattığı için, edebiyat hocası, çok değer verdiğimTuncer Erten’e teşekkür ederim. Sağ ol Hocam…
***
Biliyorsunuz, “bizim ecmaine” göre, batı yani “süfli batı” lime lime dökülüyor… Ar, namus, haya diye bir şey kalmamış, batıda. Cehalet diz boyu… Bilim falan çökmüş… Bir kısmı, sokaklarda sürünüyor; aç ve sefil… Sokak başlarını “fahişeler” tutmuş. Marketler, “avm”ler bomboş, fareler cirit atıyor…
***
Batı bugün böyle, dün de böyleydi… Ama “iç ve dış güçlerin maşası”Ziya Paşa denilen bir melun, çıkmış, gerçek olmayanı gerçek gibi söylemiş. İnanın bugün olsa, bugün bunları dese, soluğu, “halkı kin, nefret ve düşmanlığa teşvikten” çoktan içeri girmişti…
***
Dua etsin, o günün “gavur padişahları” tarafından korunmuş…İyi ki de günümüzde yaşamamış. Her ne kadar, “gâvur padişah” sıfatı Sultan 2. Mahmut için söylenmişse de, Sultan Hamit ve Vahdettinhariç, 3. Selim hatta 3. Ahmet ilesaltanatın kaldırılmasına kadar gelen padişahlarıda bu “küme” içine alanlarvar…
***
Öyle ya, bu padişahlar öncesi Osmanlı ilimde, fende, teknikte, üretimde, ahlakta, bollukta, berekette, huzurda fevkaladenin fevkindeydi. Aç ve açıkta kimse yoktu… İşte iç ve dış düşmanların tertibi ile“gavur padişahların” eliyle, “sefil” duruma geldik… Bunu, hâlâ devam ettirmek isteyenler yok değil. Ama izin verilmeyecek.
***
Tabii, Osmanlı’nın, Selçuklu’nun, Abbasilerin ve Emevilerinyani “o şaşalı, saffet dönemlerini” öğrenmek isteyenlere, şu kitapları tavsiye edeceğim:
- Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi’nin, “İslam Tarihi”,
- Bostanzade Yahya’nın, “Duru Tarih”.
- Gelibolulu Mustafa Âli’nin, “Ziyafet Sofraları”,
- Reşat Ekrem Koçu’nun, “Osmanlı Padişahları”,
- Halil İnalcık’ın “Has-BağçedeAyş u Tarab”
- Murat Bardakçı, “Osmanlı’da Cinsellik”
***
Mesela, “Ulu Hakan”, “Cennet Mekan”, “Gök Sultan”2. Abdülhamit Hanın, “Musevilere Filistinlilere bir karış toprak satmadığını/sattırmadığını/verdirmediğini” öğrenmek isteyenlere de Mustafa Balcıoğlu ve Sezai Balcı’nın, “Rothschildler ve Osmanlı İmparatorluğu” ile Vahdettin Engin’in “Bir Devrin Son Sultanı II. Abdülhamid” kitaplarını tavsiye ederim.
***
Yine,“Sultan Hamid”in bir bir dirhem toprak kaybetmediğini”öğrenmek isteyenler de, Cumhurbaşkanı DanışmanıMurat Bardakçı’ya başvurabilir.
***
Ülkemizdeki “feminist” hareketleri merak edenler için, en son okuduğum Zafer Toprak’ın; “Türkiye'de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm (1908-1935)” kitabını hararetle tavsiye ederim.
***
MerhumZiya Paşa şunları söylüyor, “Süfli Batı” için (http://www.siirparki.com/ziyapasa1.html):
GAZEL I
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-ü İslâmı bütün virâneler gördüm
(Müslüman olmayan ülkeleri gezdim, şehirler, gösterişli yapılar gördüm,
İslam ülkelerini dolaştım, hep harabeler gördüm.)
***
Bulundum ben dahi darüşşifa-yı Babıâli'de
Felâtunu beğenmez anda çok divâneler gördüm.
(Ben Babıali’nin iyileştiren kapısında da bulundum.
Orada Eflâtun’u beğenmeyen bir çok kendini bilmezler gördüm.)
***
Cihan namındaki bir maktel-i âme yolum düştü
Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm
(Dünya adındaki toplu ölümlerin yapıldığı yere yolum düştü.
Hükümet derler, orada nice kesim yerleri gördüm.)
***
Huzûr-u kûşe-i meyhaneyi ben görmedim gitti
Ne meclisler, ne sahbâlar, ne işrethaneler gördüm
(Ben meyhane köşesindeki huzuru görmedim gitti.
Ne toplantılar, ne içkiler, ne içkili yerler gördüm.)
***
Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgeh'te ben çok durmadım ammâ neler gördüm
(Ziya, bu dünya denilen meyhanenin sarhoşluğunun başağrısı verdiği keyfe değmez.
Bu meyhanede ben çok durmadım ama neler gördüm.)
