Son dönemde sanırım Sağlık Sektöründeki sorunları iyi kötü duymuşsunuzdur.
Yok… Yok…
Yenidoğan Çetesinin skandalı ile diğer skandallardan bahsetmiyorum.
Bugün biraz daha farklı bir boyutu konunun.
Sektörün emekçileri, çalışanları ile ilgili.
Sanırım bıçak kemiğe dayanalı çok oldu…
Hatta geçti bile…
Pandemi döneminde, deprem sürecinde yalvar yakar kapılarında beklediğimiz, birçoğunu da şehit verdiğimiz, sonrasında unuttuğumuz insanların gelinen son noktadaki çığlıklarını sizlere ulaştırmaya gayret edeceğim.
Öncelikle Aile Hekimlerinin durumu.
Sürekli olarak başta İş Bırakma eylemi olmak üzere, Sendikaları öncülüğünde protestolar gerçekleştiriyorlar.
Gelinen noktada mı?
Şu anada kadar olumlu bir çaba ve çalışma yok.
KİMLER ORGANİZE EDİYOR?…
Sağlık sektörü çok geniş bir aile.
Bu nedenle de geniş bir katılımcı kitlesi var.
Kimler mi onlar?
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF)
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN)
Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF)
Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası
Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası
Genç Sağlık Sendikası
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş)
Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası
Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen)
Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER)
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN)
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER)
Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Peki ne istiyor, bun insanlar?
Buyurun kendilerinden dinleyelim;
SAĞLIK ÇALIŞANLARI NE İSTİYOR?
“Bizler, emek ve meslek örgütlerimizin çağrısıyla, sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek, sesimizi hep birlikte yükseltmek, taleplerimizi haykırmak adına bugün ülkenin her bir köşesinde, meydanlarda bir araya gelmiş hekim, diş hekimi, hemşire, ebe, ATT, paramedik, teknisyen yani sağlık emekçileriyiz.
Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz.
Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesini ise yanımızda değil her seferinde karşımızda buluyoruz.”
HAKLIYIZ KARARLIYIZ!
Devam edelim;
“Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor.
Bakanlığın bu olumsuz tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz!
Ayrıca 1. Basamakta çalışan hekimlerin, ebelerin, hemşirelerin ve tüm sağlık emekçilerin uzun süredir sürdürdüğü mücadeleyi de selamlıyor, iş bırakma eylemlerini tüm sağlık emek gücü olarak sahiplendiğimizi ifade ediyoruz.
Sesimizi duyan var mı?
Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz.
Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz?
Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?
Bu çığlık tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten yüzbinlerce hastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan sağlık emekçilerinin sesidir.
Bunu duymak zorundasınız!”
YARATTIĞINIZ SORUNLAR!
Ortada ciddi bir sorun var.
İşte onların dillendirdiği sorunlardan sadece birkaçı;
“Uzun yıllardır, çalışma şartlarımızın saydığımız gerekçelerle bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesi meslek onurumuzu, toplum sağlığını ve hepimizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
Tüm uyarılarımıza rağmen sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir.
Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde hala insanca çalışma ve yaşama koşulları sağlanamamış sağlık emekçilerinin sorunları giderilmemiştir.
Genç meslektaşlarımızın, etik değerleri temel alan, donanımlı ve nitelikli bir eğitim alabilmelerinin engellenmesi ve düzeltilmemesi eğitim haklarının engellenmesidir.
Mobbing kabul edilemez! Gerçekçi yasal düzenlemeler çıkarılmalı; etkili şikâyet ve ceza mekanizmaları geliştirilerek, işler hale getirilmelidir.
Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkân vermeyecek; adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz.
Sağlık meslek emek örgütleri olarak; sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için birinci basamağa yönelik Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliği geri çekilmesi talebini de içeren altı maddelik talebimizi kamuoyu ile paylaşmıştık…”
ÇÖZÜLENE KADAR DEVAM…
İkinci ve üçüncü basamağın sorunlarının çözümünü biliyoruz ve taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz;
-Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınması, etkili şiddet yasası çıkartılması ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmasıdır
-Tüm sağlık mesleklerine yönelik tanımlar net olarak yapılmalı, angarya çalıştırma yasaklanmalı, üniversite hastaneleri başta olmak üzere çalışanların tayin hakları, özlük ve sosyal hakları garanti altına alınmalıdır
-Hekimleri, Diş Hekimleri ve hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan, hastalara yeterli tedavi yapma süresi sağlamayan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmek için hasta randevuları her hastaya en az 15 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
-Diş hekimlerinde saat 24.00’dan sonra mevzuata aykırı şekilde nöbet yazılmasından ve vardiya çalışma sisteminden vazgeçilmelidir.
-Hekim, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerine performans ve ciro odaklı sistemin yerine emekliliğe yansıyacak insanca ücret ödenmelidir. Sabit ödemeler genel bütçeden karşılanmalı, ek zamlar temel ücretlere ve emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmelidir.
Bu talebimiz gerçekleşinceye kadar acil olarak ilave ek zam emekliliğe yansıtılacak şekilde düzenlenmeli ve mevcut memur emeklilerine de yansıtılmalıdır
-Kamu emekçilerin vergi diliminin %10’da sabitlenmelidir.
Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, tüm toplumun nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağının bilinmesini istiyoruz.
Her kademede çalışan her meslekten hekim, diş hekimi, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerini ve tüm toplumu bizlere katılmaya, sesimize ses vermeye davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
HAKLI TALEPLER…
Herkes çok iyi biliyor ki bu taleplerin birçoğu son derece haklı talepler ve çözümü konusunda da epey gecikilmiş bile.
Bu nedenle iktidarın başta Asgari Ücret, Emekli maaşları, Memur maaşları gibi konularda olduğu gibi Sağlık Sektörünün başta Aile hekimlerinin çözüm bekleyen konulardaki taleplerini acilen çözmesi ve kulağının üstüne yatmaması gerekiyor.
Ne yazık ki ülkemizde Sağlık sektörü son dönemlerde diğer sektörler gibi epey örselenmiş, ihmal edilmiş, özel sektöre açılarak boyutları bambaşka bir sürece evrilmiş durumda.
ACİLEN NEŞTER VURULMALI!
Başta Eğitim ve Sağlık hizmetleri gibi iki önemli konunun ücretsiz olması gerekirken, paralı sunulan bu hizmetler nedeni ile yaşanan sorunlar yumağına bir de çalışanların hak ettikleri alın terinin karşılığının verilmemesi ve yoğun çalışma saatleri ile de konunun başka boyutlara taşınması söz konusu.
Acilen.
Aciliyetten.
Türkiye zaten son dönemlerde epey sağlıksız bir süreçten geçiyor ve kötü beslenme nedeni ile de obezite başta olmak üzere birçok olumsuzluk hortlamış durumda.
Sağlık sektörünün son dönemde iyiden iyi artan sorunları, yükselmeye başlayan sesleri ve sıklaşan protestolarına karşın sektör temsilcileri ile iktidar en kısa yoldan uzlaşmanın formülünü bulmalı, başta sığınmacılar olmak üzere bu sektörde ciddi sorun yaratan birçok konu başlığına da acilen neşter vurulmalıdır.