NEBAHAT ERDOĞAN

Tarih: 19.12.2024 15:32

SİLKELEMEK…

Facebook Twitter Linked-in

Bizler Türk Milleti olarak kendi kendimizce uyguladığımız, temizlik yöntemli vardır. 

Ayrıca ananelerimizden gelen örf ve adetlerimiz vardır ki, onların yerini hiçbir temizlik maddesi alamaz…

Tencere, tava, çaydanlık gibi (önceleri alüminyumdu bütün bunlar) malzemeleri kül karasıyla ovarlardı. 

Bilenler bilir nasıl bir parlaklık verdiğini, ışıl ışıl, tertemiz tüm kirler silkelenirdi üzerlerinden.

Halı, kilim gibi örtülerde (çırpma) yöntemiyle silkelenirdi, sonra bunlar sabun tozuyla silinir pırıl pırıl parlardı.

Evdeki tüm halı kilimi silkelersen tertemiz olur, birini silkeler diğerinin üzerini kapatıp bırakırsan ne iş yaptığının anlamı kalır, nede kirden lekeden kurtulursun.

Bir tarafın kokuşmuş diğer tarafını göstermelik yapmış olursun.

Bu durum şimdilerde yaşanan belediyeleri silkelemeye benziyor değil mi? 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Belediyeleri silkeleyin" talimatının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçları nedeniyle CHP'li altı belediyeye haciz işlemi başlattı.

Yani AK Parti döneminde üzeri kapatılan borçları CHP’ye mal ederek silkeleyin talimatı verildi.

Şimdi bu silkelemekse ülke geneli belediyelerin tamamının üzeri açılsın ne var ne yok silkelensin.

Olmaz öle birinin üzerini kapatıp saklamak, diğerini silkelemek adaletse eğer terazinin kefesi eğri duruyor.

Adaletli yaklaşım yapılacaksa, bunun tüm belediyeler dahilinde borçlarının açıklanması ve SGK ya olan borçlarının hepsinden tahsil edilmesidir.

Aslında geniş bir yelpaze açarsak, silkeleyin talimatının altında belediyeler tarafından yapılan işlemin “vatandaşa yapılan yardımların kesilmesi, mağdur edilmesi, öğrencilere verilen bursların kesilmesi, süt yardımının engellenmesi, emekliye yapılan yardımların bitirilmesi, kreşler ve daha bir çok yapılan yardımları hedef alarak engellemek anlamı çıkıyor.

Ne diyelim kendi vatandaşını mağdur edip, Suriyelilere “başımın üzerinde yeri var” diyen bir yönetimi sandıkta silkelemek asli görevimiz olacaktır.

DİKTATÖRLÜK…

Hatırlarsınız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye’deki işkence tünellerini göstererek “diktatör kime denirmiş görün” diyerek kendisi için “Diktatör” diyenleri eleştirmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da "Dünya İnsan Hakları Günü Kardeşliğin Yüzü Programı"nda konuştu. 

Suriye'deki son gelişmeler üzerinden değerlendirmelerde bulunan Erdoğan "Yıllarca şahsımıza diktatör iftirası attılar. Diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Sednaya Hapishanesi'nden gelen görüntüleri izlesinler" dedi.

Şimdi Sednaya’daki görüntüler bizi sadece insana yapılan zulüm tarafı ilgilendirir, hiçbir zaman kim olursa olsun işkenceyi tasvip etmemişizdir.

Yalnız Türkiye Cumhuriyeti, laik demokratik ve Türk halkının çıkarları doğrultusunda hazırlanmış bir Anayasası vardır. 

Bu laik, demokratik ve Anayasal kurallar çerçevesinde hareket edildiği sürece hiçbir lidere “Diktatör” yaftası yapıştırılamaz.

Fakat;

Suriye devrik başkanı Esadı diktatör nasıl olurmuş görsünler diyerek örnek göstererek, kendi kurallarını dayatan yönetim biçimine ne denir sizce?

Diktatörlük illaki fiziksel şiddet anlamına gelmiyor biliyorsunuz.

Diktatörlük insanların özgür düşüncelerine karşı çıkmak,

Diktatörlük anayasayı hiçe saymak,

Diktatörlük eğitimde ayırımcılık yapmak,

Diktatörlük insanları ötekileştirmek,

Diktatörlük yeşil arazilerimizi betona çevirmek,

Diktatörlük mahkeme kararlarını hiçe sayarak suçsuz insanları hapishanede tutmak,

Diktatörlük sorgusuz sualsiz kayyum atamak,

Diktatörlük ant içen subayları linç etmek,

Diktatörlük sadece kendi keyfince hareket etmek,

Ne zaman ki keyfi davranışları ve kuralları bir kenara bırakıp, halkla iç içe olup sorunları giderme yoluna gidilip, Anayasal kuralları çerçevesinde hareket edilirse işte o zaman diktasız ve özgür bir yaşama geçmiş oluruz.

Adil ve Adaletli bir yönetim hiçbir zaman diktatörlüğe izin vermez.

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —