Dün çok erken uyandım, geçtim televizyonun başına…
Açtım spor programını, akşam seyrettiğim (snokır) bilardo dünya şampiyonasından bir maçın tekrarını veriyor…
Kesmedi, zira sonucu biliyordum…
Bir önceki gece seyretmiştim.
***
Bu sefer, youtube girdim, karşıma genç kuşağın iyi seslerinden Bahadır Özüşen çıktı…
Babası, Akif de TRT sanatçısıydı… Sanırım emekli oldu… 1970’lerin, güzel bir popüler hicazını okuyordu.
Mustafa Sayan’a ait. “Ölüyorum kederinden…”
***
Art arda birkaç kez dinledim, güneşli bir bahar sabahı, eski günlere gittim… Ben de mırıldandım şarkıyı:
Ölüyorum, kederimden
El içine çıkmaya yüzüm kalmadı
Ömrüm hiç gibi geçti
Derdin ne diyen, soran olmadı
Çaresizlik içindeyim
Karanlık dünyama ışık tutan olmadı
Ömrüm hiç gibi geçti
Derdin ne, diyen soran olmadı
***
Derken, Mustafa Keser aklıma geldi, Cahit Sıtkı’nın güftesi, bestesi Onur Akdoğu’ya ait hicaz eser ile… Şiirin farklı iki hikayesi anlatılır. Başka var mı? Bilemem…
***
Sıtkı akşamcı artık… Beşiktaş'ta bulunan bir meyhanenin müdavimi olur. Erken saatlerde, neredeyse, kuşluk vakti gittiğinden meyhaneci Abbas’ın "artık yeter, vakit henüz erken, akşam gel, artık" deyip kovduğu için bu şiiri yazdığı anlatılır. Akşam olması için de kapısında bekler tıpkı bankaların, resmi dairelerin açılış saatini kapı önünde bekleyenler gibi.
***
İkinci hikaye askerlik zamanı emir eri Abbas'ın Beşiktaş'tan Cahit'in sevgilisini getirmek için aldığı emri yerine getirmesi ile ilgilidir. “Hangi hikaye gerçek olursa olsun, güneş batmaya yakın akşamcıların aklına bu dizeler gelir, şarkısını da en güzel Mustafa Keser okur.”
HAYDİ ABBAS
Haydi Abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam
Kur bakalım çilingir soframızı
Dinsin atık bu kalp ağrısı
Haydi Abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam
Aya haber sal görünsün şöyle gönlümce
Haydi Abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam
GAZEL*
Ne yardan geçilir ne serden
Korkuyorum bu gecelerden
Bel bağladığım hep ellerden
Gün doğmaya bilir bir daha
Katıp tozu dumana var git var git
Gönüle ferman etti cahil
Böyle ferman etti cahil
Al getir sevgilimi Beşiktaş’tan
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan
Haydi Abbas vakit tamam
Akşam diyordun işte oldu akşam
*): Gazel kısmını şiirin aslında göremedim. O nedenle var mı yok mu, bilemiyorum. Onu da Tuncer Erten, Osman Sel, Yekta Yıldız hocalarımıza soralım. Tuncer Hocam, Ahmet Doğan Işık, Zeki Erdinç dostlarım, ne güzel günlerimiz geçti, öyle değil mi? Gerçekten özlüyorum o günleri, o günlerin Kayseri’sini. Tabii, hocalarımız İsmail Ediz’i, merhum (amıcamız) Mustafa Bozyel’i de…
***
Youtube da gezmeye devam ettim. Karşıma, Çiğdem Yarkın çıktı, Osman Nihat’ın güzel bir hüzzamı ile… Osman Nihat şair, yazar, bestekâr Ahmet Rasim’in torunu olur.
Seyre daldık gonce-i handânı bir ömür bitti
Bitmedi o bülbülün efgânı bir ömür bitti
Çok tabibler ilaç verdi dil-i hasta-yı aşka
İnledi ney gibi cân-ü dil bir ömür bitti.