MFÖ’ye (Mazhar, Fuat, Özhan) ait 1970’lerin, ünlü pop şarkısı; “Peki peki anladık!”. Yediden yetmişe dillerden düşmezdi. YOUTUBE’tan izlerken ilham kaynağı oldu, bir şeyler karalamak istedim.
“Peki peki anladık
Her şeyden sen anlarsın
Peki peki anladık
Her şeyi sen bilirsin
Diye başlar, sonra;
“Peki peki anladık
Sen neymişsin be abi”
diye devam eder. Hatırladınız mı? Ben de anımsatmak istedim, hoşça bir gün geçirmeniz için.
***
Gerek iş ve gerekse özel hayatımızda sürekli sempati ya da antipatilerimizi öne çıkarırız...
Sempati ya da antipatilerimize göre insanları yargılar, olayları değerlendiririz...
Bir türlü empati yapamayız…
Yapamayız…
Yapmak istemeyiz…
Ah bir yapabilsek…
Ortalık gülistan olur…
***
Yine çoğumuz; siyahla beyaz arasındaki tonları görmeyiz ya da görmemezlikten geliriz...
Neye göre iyi ya da neye göre kötü?
Neye göre başarılı ya da neye göre başarısız?
Sorularının yanıtı, o andaki kabullerimize ya da hareket noktamıza bağlıdır...
Zaman ve zemin diye sözcükler yoktur sözlüğümüzde...
***
Yine çoğu zaman sorunların çözümünde, “Düz Mantık” kullanırız...
“Hava bulutlu!” diyene “Vay bana ördek dedin!” diye saldırırız...
Analitik düşünmeyi beceremeyiz...
Beceremeyince de, sözgelimi;
Doğa olaylarında ki tahribatı, “işin fıtratında var” der, çıkarız…
“Olağan” diyerek, kabulleniriz…
Becerebilenleri de hemen suçlarız...
Eskiden; “komünist” falan derdik.
Şimdi ise ne diyorlar, bilmiyorum.
***
Zira, aktüaliteden çok uzak bir hayat yaşıyorum, kitap ve müzik dinleyerek; baharın gelip kapağı Hisarcık’a atmaya bekliyorum. İnanın, hiç haber hele hele tartışma izlemiyorum.
***
Diyeceksiniz ki, bahar zemheri de geldi. Neredeyse ağaçlar çiçek açacak. Karakış kurak geçti. Zemheriyi yarıladık. Baharda dahi yaşanmayacak günleri yaşıyoruz. Bakalım, gücük, gücüklüğünü yapacak mı? “Gücükte kar, güdük devenin kuyruğuna çıkacak mı?” “Dağlar karını martta alacak mı?” “Erciyes’in karı, kâra çevrilecek mi?” Yoksa; “perşembenin gelişi çarşambadan belli mi”, diyeceğiz.
***
Evet… Olaylar arasında ki, “neden-sonuç” ilişkilerini kurmak geleneğimiz de pek olmadığından...
“Nedensellik ilkesi”ne yabancı olduğumuzdan...
Sorunları, “analitik düzlemde” çözemediğimizden...
Bırakınız “n boyutluyu”, “üç boyutlu” uzayda düşünemediğimizden…
Görünen sorunlarla uğraşır dururuz...
Kaynaktaki sorunları, göremeyiz...
***
“Sapla samanı”, birbirine karıştırırız...
Yine çoğumuz kendimizi, “Bulunmaz Bursa Kumaşı zannederiz!”
Kendim varsa her şey iyidir...
Yoksam; her şey kötüdür, iyi bir şey yoktur...
***
Ben varlığım, sistemin garantisidir...
Ben varsam, demokrasi vardır...
Ben seçilmişsem, her şey usulüne uygundur...
Ben vermişsem doğrudur...
Her şeyin en iyisini ben bilirim...
Eleştirme hakkı sadece bana aittir...
***
İnsanların mutlu olduğu yıllar, hep benim işbaşında olduğum dönemlerdir...
Benim olduğum dönemlerde;
Olumsuz hiçbir şey yok, yok, yok…
O halde, düşün peşime?
***
“Sen neymişsin be abi!”