MUSTAFA CENGİZ


SEÇİM YOK AMA SANDIKLARI PATLATTILAR…

Uzatmaya gerek yok sanırım. Durum anlaşıldı. Türkiye’nin son hamle ile ekonomide yaşadığı tablonun mini özeti. Bu siyasi hamlenin faturası yine işçiye, esnafa, üreticiye çıkarıldı. Merkez Bankası’nın rezervleri, darbe sonrası 10,2 milyar dolar eridi. Hazine’nin borç stoku 10 trilyon liraya dayandı. Uluslararası yatırımcılar Türkiye’nin risk primini 328 puana kadar çıkardı. Bütçe şubat ayında 310 milyar TL açık verdi, iki ayda 450 milyar TL’ye ulaştı. Faiz ödemeleri geçen yıla göre yüzde 155 arttı. Halk ise borç içinde. Vatandaşın banka, kart ve TOKİ borcu 4,3 trilyon lirayı geçti.


Son siyasi gelişmeleri sanırım yakinen takip ediyorsunuz.

Zira tüm gelişmeler Türkiye gündemini, cebinizi direkt olarak ilgilendiriyor zira.

CHP’liler daha önce belirlenen takvim kapsamında Cumhurbaşkanlığı adayı Ekrem İmamoğlu’nun desteklemek adına Pazar günü ön seçimde oy kullanmak için sandığa gittiler.

Verilen hapis kararı ile ilgili yapılan gösteriler, yaşanan olaylar ve karşılıklı suçlamalara girmeyeceğim.

Sanırım herkes yaşananları kendi gözleri ile görüp değerlendirecek kadar basiret sahibidir.

Bu nedenle sokaklara taşan ve daha önce Gesi’de yaşanan benzer olaylar nedeni ile Emniyet güçlerimiz ile vatandaş ile karşı karşıya getiren olaylara dair yorum yapmayacağım. 

Ancak İmamoğlu için çıkan hapis kararı sonrasında ilginç ve önemli gelişmeler yaşandı.

Sadece CHP’liler değil, tüm yurt genelinde diğer siyasi partilerden de bir çok isim konulan ikinci destek sandığına giderek oylarını Ekrem İmamoğlu için verdiler.

CİDDİ BİR OY KULLANILDI…

CHP Genel Merkezinin ve genel başkan Özgür Özel’in açıklamaları kapsamında kullanılan oy rakamı 15 Milyonu bulmuş durumda.

Kayseri’de ki durum mu?

O da 69 bin 696 olarak açıklandı. 

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayını belirlemek için düzenlediği ön seçimde 10 bin 473 üye, 59 bin 223 vatandaş olmak üzere ilimizde 69 bin 696 kişi oy kullandı.

Önemli bir rakam.

Ciddi bir destek. 

Hem de ortada seçim falan yok.

Kaldı ki aday olarak gösterilen isim de cezaevinde ve belki de bu saatten sonra siyaseten de yasaklı olduğu için dönüşü bile mümkün olamayabilir.

Kayseri’de 31 Mart seçimlerinde Büyükşehir belediye başkanı Murat Molu’nu aldığı oyun 110.074 olduğunu dikkate alırsanız bu rakam gerçekten ciddi bir rakam.

PAZAR GÜNÜ SANDIKLARA KOŞTULAR…

Devam edelim Pazar gününe dair tespitlere.

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, “Çocukların resimleriyle, gençlerin coşkusuyla, yaşlıların duasıyla büyüyen bu irade, bu topraklara umudu yeniden yeşertti. 

Bu sadece bir aday belirleme süreci değil; değişime, adalete ve demokrasiye olan inancın en güçlü ifadesiydi” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi cumhurbaşkanı adayını belirlemek için hafta sonunda ön seçim yaparken ve partililere ayrı vatandaşlara ayrı sandıklar kurdu. 

Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, kullanılan oy oranlarını açıklayarak Kayserililere gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti. 

DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKTILAR…

Kayserililerin demokrasiye sahip çıktığını vurgulayan Genç, “Partimize üye olmayan 59 bin 223 vatandaşımız dayanışma sandıklarında oy atarken 10 bin 473 partilimizde oylarını kullandı. 

Dün, sadece bir ön seçim değil; milletin iradesine sahip çıktığı, umudu büyüttüğü tarihi bir gündü. 

Sandıklara akın eden, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu için oy kullanan tüm üyelerimize, Dayanışma Sandıklarına gelerek dayanışmasını ortaya koyan tüm yurttaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. 

Çocukların resimleriyle, gençlerin coşkusuyla, yaşlıların duasıyla büyüyen bu irade, bu topraklara umudu yeniden yeşertti. 

Bu sadece bir aday belirleme süreci değil; değişime, adalete ve demokrasiye olan inancın en güçlü ifadesiydi. 

Türkiye kazanacak, demokrasi kazanacak, halkın iradesi sandıklarda yeniden yükselecek!” ifadelerin kullandı. 

AK PARTİ’NİN KALESİNDE…

Malum Kayseri’de AK Parti’nin kalesi.
Yıllardan bu yana da yani son çeyrek yüzyılda hem milletvekilliği bazında hem de beledilerdeki üstünlüğü ortada.

Ancak son dönemde gerek Cumhur gerekse de şimdi yerinde yeller esse de Millet ittifakları ile tablo farklı bir boyuta taşınmıştı.

Son CHP’nin yaptığı ön seçimde ilimizde 69 bin 696 kişi oy kullanması önemli bir rakamsal boyut siyasi mecrada.

Kaldı ki Ramazanda, bir çok kişi işini gücünü bırakmış, kimsenin zoru olmadan gidip sadece birisine yapılan muameleyi haksız gördüğü için destek amaçlı oy veriyor.

1.5 milyonluk Kayseri’de bu rakam yüzde 5’leri geçiyor.

Büyük bir çoğunluğu de geleceğini ülke dışında aramak isteyen gençlerin ülkede kalmak adına verdikleri oylarla geleceklerine sahip çıkma çabaları. 

Neresinden bakarsanız bakın, nasıl yorumlamak isterseniz isteyin sanırım CHP’nin daha önce duyurduğu ancak kullanımını beceremediği bağlamda gerçek bir Kırmızı Kart oldu mevcut iktidara bu rakamlar. 

EKONOMİYE OLUMSUZ ETKİSİ…

Gelelim asıl en önemli sorunlu bölümü.

Bu son iktidarın hamlesinin Türkiye’ye ekonomik bağlamda ki maliyetine dair bilginiz veya da ilginiz var mı?

Varsa da yoksa da rakamları vereceğim şimdi sizlere.

Bakın bakalım sizin kaç yıllık Asgari ücretiniz, emekli maaşınız, bayram ikramiyeniz uçmuş gitmiş!...

DARBE EKREM İMAMOĞLU’NA 

DEĞİL, EKONOMİYE YAPILMIŞTIR

Çok değil.

Daha kısa bir süre önce Kayseri’ye gelmiş epey de ses getirmişti.

Sonrası malum. 

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen tutuklama kararı ile ilgili; 

“Bu siyasi operasyon, bir ‘yargı darbesi’ olarak yalnızca adaleti değil, ekonominin temel dengelerini de altüst etti. 

Bu siyasi operasyon yalnızca İmamoğlu’na değil, halkın sofrasına, cebine, geleceğine vurulmuş bir darbedir” dedi.
Genç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yazılı bir açıklama yayımladı. 

Türkiye’nin 19 Mart sabahına sadece bir adalet skandalıyla değil, aynı zamanda ağır bir ekonomik sarsıntıyla uyandığını belirten Genç, “Bu siyasi operasyon yalnızca İmamoğlu’na değil, halkın sofrasına, cebine, geleceğine vurulmuş bir darbedir” dedi. 
10,2 MİLYAR DOLAR ERİDİ…

Genç açıklamasında ekonomi verilerine de dikkat çekerek şunları kaydetti: “Bu siyasi operasyon, bir ‘yargı darbesi’ olarak yalnızca adaleti değil, ekonominin temel dengelerini de altüst etti. 

Merkez Bankası’nın rezervleri, darbe sonrası 10,2 milyar dolar eridi. 

Kur 41 TL’yi aşarken, dolarizasyon yükseldi, yabancı yatırımcılar dövize yöneldi. 

Gecelik faizler yüzde 46’ya çekildi, Merkez Bankası yangını söndürebilmek için likiditeyi kısmak zorunda kaldı. 

Peki ya reel sektör? 

Ocak ayında zaten 148 milyar dolara ulaşan döviz açığı, bu operasyonla birlikte devasa bir kur zararı doğurdu. 

Kur her 1 TL yükseldiğinde reel sektörün zararının 148 milyar TL arttığı bir ortamda, bu siyasi hamlenin faturası yine işçiye, esnafa, üreticiye çıkarıldı. 

Ekonomik çöküş bununla da sınırlı değil. 

Hazine’nin borç stoku 10 trilyon liraya dayandı, kur ve faizlerdeki sıçrama nedeniyle borçlanma maliyetleri katlandı. 

Bütçe şubat ayında 310 milyar TL açık verdi, iki ayda 450 milyar TL’ye ulaştı. 

Faiz ödemeleri geçen yıla göre yüzde 155 arttı. 

Halk ise borç içinde. 

Vatandaşın banka, kart ve TOKİ borcu 4,3 trilyon lirayı geçti. 

Siyasi rakiplerini yargı eliyle saf dışı bırakmaya çalışanlar, artık piyasanın da güvenini kaybetmiştir. 

Uluslararası yatırımcılar Türkiye’nin risk primini 328 puana kadar çıkardı. Enflasyon beklentileri yeniden yükselişe geçti, not indirimi kapıda. 

Ekonomik kriz, siyasi hukuksuzluğun doğal sonucudur. 

İmamoğlu’na vurulmak istenen darbe, halkın cebine, sofrasına, ekmeğine de vurulmuştur.

EKONOMİYİ ATEŞE ATIYORLAR…

Diyor ki Genç;  “İstanbul seçimini hazmedemeyenler, Türkiye ekonomisini gözünü kırpmadan ateşe atıyor. 

Ama buradan açıkça söylüyoruz; ne demokrasi bu hukuksuzluğa teslim olur, ne halk bu soygun düzenine razı gelir. 

Ekonomik kriz, siyasi hukuksuzluğun doğal sonucudur. 

İmamoğlu’na vurulmak istenen darbe, halkın cebine, sofrasına, ekmeğine de vurulmuştur.”

BABACAN DİYOR Kİ; 

Bu da DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan ekonomik yorum:

“Yaşananların ekonomik bedelini tüm Türkiye ödüyor. Finans piyasalarındaki çalkantıların geniş bedelini yine millet ödeyecek.

İktidarın ve etrafındaki menfaat şebekesinin hiçbir zararı yok. 

Soru basit; bu kadar öngörülemez bir ülkeye kim borç getirsin, kim yatırım yapsın? 

Bütün kurumların canına okudular.

Erdoğan memleketin ortasına sis bombası attı; yatırım olmaz, refah artmaz. 

Eskiden Keçiören’de bir apartman dairesinde otururdu, insanların sesini duyardı; Külliye’de artık duyamıyor.

Herkesin ‘Buna güvenilmez, birilerinin parasına çöker’ diye uyardığı birine cebinizdeki parayı borç da olsa verir misiniz?

E-muhtıraları, 367 kararlarını, bir şiir yüzünden hapse atıldıklarını unuttular.

Sandığa parmak sallamayı bunlar iyice alışkanlık haline getirdi. Demokrasiye parmak sallayanların değil, milletin kararına saygı duyanların yanındayız.

Millet, kibirden gözünün önündeki mazlumları görmeyenlere nasıl haddini bildirdiyse bu iktidara da haddini bildirecek.

İnsanlar bir siyasi partiyi destekleyeyim diye meydanlarda değil.

Kimsenin yangın üzerine benzin dökmemesi gerekiyor.

ÖZETLE…

Uzatmaya gerek yok sanırım.

Durum anlaşıldı.

Türkiye’nin son hamle ile ekonomide yaşadığı tablonun mini özeti ile bitiriyoruz.

Bu siyasi hamlenin faturası yine işçiye, esnafa, üreticiye çıkarıldı.

Merkez Bankası’nın rezervleri, darbe sonrası 10,2 milyar dolar eridi.

Hazine’nin borç stoku 10 trilyon liraya dayandı.

Uluslararası yatırımcılar Türkiye’nin risk primini 328 puana kadar çıkardı.

Bütçe şubat ayında 310 milyar TL açık verdi, iki ayda 450 milyar TL’ye ulaştı. 

Faiz ödemeleri geçen yıla göre yüzde 155 arttı. 

Halk ise borç içinde. Vatandaşın banka, kart ve TOKİ borcu 4,3 trilyon lirayı geçti.