KADİR DAYIOĞLU


SECCADE DE KUTSALMIŞ!..

Bunlar kimler mi? AK Parti milletvekilleri.  Ve nihayet “Bakara, makara!” diyerek Bakara suresi ile “kafa bulan” adamı önce bakan sonra büyükelçi yaptılar. Ve inanca taalluk eden bu konularda gıkınız çıkmadı. Ayıptır, yazıktır, günahtır…


İnanın, her şey aklıma gelirdi de seccadenin kutsallığı aklıma gelmezdi. Bir cisim nasıl kutsal olur anlamak mümkün değil… Sayın Kılıçdaroğlu bir lokantada iftar sonrası, orada bulunanlarla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Mekânda halılar var, üstünde de halı seccade. Mekân cami değil, mescit değil, namazgâh falan değil… Sadece bol halı serilmiş bir oda…

***

Yer yerinden oynadı, Kemal Bey’i engizisyona çektiler, bir kâfir ilan etmedikleri kaldı. Neymiş, seccade kutsalmış, üzerine ayakkabı ile basılmazmış. İnanın, böyle yoğun halının olduğu bir ortamda insan farkına bile varmaz. 

***

Maksat üzüm yemek değil bağcı dövmek. Piyasalar ateş gibi yanıyor, fiyatlar el yakıyor; deprem bölgesine canlar dayanmıyor, bunları örtebilmek için elde tek inanç dünyası, din sömürüsü kaldı. Ha bir de PKKSefaleti, yoksulluğu, iş bilmezliği, liyakatsizliği bununla örtmeye çalışıyorlar.

***

Hani, “faiz her türlü kötülüklerin anasıydı!”, hani Nobel ödüllük;“faiz neden enflasyon sonuçtu!”. “Basra harap olduktan sonra”, faizin üst sınırı serbest bırakıldı. İnanın dostlar, hali pür melalimizi konuşturmak istemiyorlar. İstedikleri kadar besleme trolleri salsınlar, yaşanan hali biz çok iyibiliyoruz. 
***

Bilen bilir, halı mağazalarında müşteri geldi mi, yere halıları serilir, üst-üste, yan yana… Tabandır, kelledir, arşın çeyrektir, seccadedir vs. vs. Üzerlerinde gezilir “apraş”, “gardak”, “eğri”, çoğu zaman ayakkabıların burnu ile gösterilir. Serili halıların üstünde yürünürken, ne olduğuna bakılmaz…

***

Lokantanın odası da buna benziyordu… Üst üste girmiş halıların üzerinde de, seccade denilen, istenildiği zaman üzerinde namaz kılınan, istenildiği zaman aksesuar olarak kullanılan halı seccade var. Televizyon, kitaplık, pencere ve tül perde. İnanın, o kadar yoğun eşyanın bulunduğu yerde neyin ne olduğunun farkına bile varılmaz.

***

Gelelim, herkesin evinde bulunan seccadeye. Bunu da İlahiyatçı Cemil Kılıç güzel anlatmış: “Namazdan sonra kaldırılmadıysa eğer o seccade değildir!” Evet, seccade ya da namazlağ, namazdan sonra, dürülür, bükülür, bir yana konur. Takip eden namaza kadar orada durur.”

***

Önemli olan ne olduğu değil, temiz olduğudur (necasetten taharet). Temiz bir toprak da seccade hükmündedir. O nedenle, ortada gezen, ayak basılarak temizliği şüpheye düşen, o seccade de seccade değildir. İsmi, seccade olan bir halıdır, bir nesnedir. Halı/kilim imalatçıları, bir kişinin, üstünde, rahat namaz kılacağı ölçülerde halı geliştirmişler. Bunun adına da “secde”den mülhem “seccade” demişler. “Namazla” da denir.

***

Yoksa onun kutsal olduğundan falan değil. Kaldı ki, Resulü Ekrem zamanında bildiğimiz seccade yoktu. Namaz farklı ama temiz nesneler üstünde kılınırdı. O nedenle, bir kısım ulema (İbniTeymiye, selefi vs.), Peygamber döneminde olmayan halı ve benzeri seccadelerin kullanımına “bidat” derler. Yani, men ederler.

***

Tabii, AK Partililer ve troller bu fırsatı kaçırır mı, verdi veriştirdiler. Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, fotoğrafı paylaşarak; "Ayakkabınız ile bastığınız yer, Müslümanların secde ederken kullandığı seccadedir."Helal olsun adama be!.. Ne güzel ilmihal dersi vermiş.

***

Peki, Adalet Bakanı Bakan Bozdağ durur mu? O da fırsat bu fırsat diyerek: “Bu zihniyet CHP zihniyetinin ta kendisidir. Sayın Kılıçdaroğlu’nu kınadığımı ifade etmek isterim” dedi.

***

Tabii, ibadet konusunda bu kadar duyarlı olan kişiler; Başbakan Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir lider.(Fevai Arslan)”;Peygamber hata yaptı, biz yapmadık. (Efkan Ala);Erdoğan’ı görünce salavat getiririz. (Yasin Aktay)”;Başbakan sözü peygamber sünneti. (Agâh Kafkas)”;Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir.(Oktay Saral)”, inanç konusuna gelince “dut yemiş bülbül!” gibiler..

***

Bunlar kimler mi? AK Parti milletvekilleri.  Ve nihayet “Bakara, makara!” diyerek Bakara suresi ile “kafa bulan” adamı önce bakan sonra büyükelçi yaptılar. Ve inanca taalluk eden bu konularda gıkınız çıkmadı. Ayıptır, yazıktır, günahtır… 

***

Ev sahibi eski bakan İsmail Müftüoğlu açıklama yaptı:"Siyasetin bu kadar acımasız, anlayışsız, birbirini suçlayıcı bir dille yapılması, artık hepimizi ziyadesiyle yormuştur. Bu gerçeği kamuoyu ile paylaşmak da benim görevimdir";"Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan haksız tenkitler sağduyudan uzaktır, haksızlıktır" dedi.

***

Edepli insan, çelebi insan, karıncayı incitmeden korkan insan, Sayın Kılıçdaroğlu açıklamasında;"Üzgünüm, seccadeyi göremediğim için çok üzgünüm. Dünyada kimseyi incitmek istemem, hele milletimi asla. Buradan istismarcılık yapanları ve kullandıkları propaganda aparatlarını da milletimizin vicdanına bırakıyorum" dedi.