NEBAHAT ERDOĞAN

Tarih: 04.07.2024 09:43

SAKİN KALMALIYIZ!...

Facebook Twitter Linked-in

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Pazar akşamı, üzücü bir olay yaşandı. Suriye uyruklu bir kişi, 7 yaşındaki çocuğu taciz ettiği iddiasıyla ve olay üzeri yakalanmasından dolayı vatandaşlar ayaklanmıştı.

Danışmentgazi ve Küçükmustafa mahallelerinde sokağa dökülen halk, öfkelerini Suriyelilerin araçlarına ve iş yerlerine zarar vererek gösterdiler.

Sadece bununla kalamadı. 

Ertesi gün yine olaylar devam etti. 

Bu kez Kayseri’nin Argıncık mahallesi, Sahabiye mahallesi’ndeki Suriyelilerin dükkanları hedef alındı.

Türkiye geneline sıçrayan olaylar karşısında, vatandaşların sükunetlerini korumaları ve orantısız hal ve davranışlardan kaçınmaları ve provokatör olaylara sebebiyet vermeden mümkün olduğu kadar sakinliğimizi korumamız gerekir. 

Çünkü bölücü, ırkçı olarak suçlanacaklarından dolayı, sicillerine işleyecek cezai işlemlere maruz kalabilirler. 

Bu olayları tetikleyen, 7 yaşındaki çocuğa yapılan taciz mi, yoksa Suriye’de Türk tırlarına ve bayrağımıza yapılan saldırılar mı? 

Hiçbir ülke vatandaşı kendi ülkesinde yaşayan sığınmacı (göçmen veya sığınmacı olsun- olmasın) tarafından, çocuğa yapılan böyle bir üzücü olayı ne kabul eder, nede bayrağına yapılan hakaretleri sineye çeker. 

Bayrak namustur, bayrak Millettir.

DENETİMSİZLİK

Şehrimizde ve Türkiye geneline sıçrayan olaylar gösteriyor ki, 

kontrolsüz ve orantısız göçün getirdiği, göçmen ve mültecilerin denetimsiz, başı boş bırakılmasının sonuçları. 

Buna dayanarak şehirlerde çil yavrusu gibi dağıtmak yerine, bir noktada tutmaları, hem kendi vatandaşımız için, hem de göçmenler için daha uygun olacaktı. 

Çünkü kültürü ve yaşam tarzlarının farklı olması gerginliğin artmasına da sebep oluyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız ne kadar “Kayseri’de küçük bir grubun yol açtığı durumun nedeni muhalefetin zehirli söylemidir” dese de bu olayı küçük bir grubun olayı gibi görmek ve muhalefete yüklenecek kadar basit olamaz. 

Durumun ne kadar büyük bir sorun haline gelindiği ortada. 

Küçük gördüğünüz olay yarın bir gün büyük sorunlara yol açar.

Bizlerin istediği hiç kimse zarar görmesin, ve herkes kendi memleketinde rahattır. 

Toplumun yapısını bozmaya kimsenin hakkı yoktur.

Koordineli bir şekilde denetim tüm vatandaşlar ve toplum için daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim.

MİSAFİRLİK BİTMELİ

Dili, dini, kültürü farklı insanlar, başka ülkelerde, misafir ya da, zorunlu olarak yaşadıklarında, o ülkenin kurallarına göre hayatını düzenlemek durumunda. 

Bu sığınmacı, göçmen, ilticacı, mülteci olsun hiç fark etmez, gittiği ülkenin yaşam koşullarına uymak zorunda.

Fakat her ülke insanı, kendi memleketinde rahattır. 

Dile kolay on yıldır bir yerde misafir kalınır mı? 

Sayın Cumhurbaşkanımız “Sığınmacı ve yabancı düşmanlığını körükleyerek hiçbir yere varılamaz” sözleri aslında insanları daha çok körükler kanaatindeyim çünkü, ülkemiz halkında tahammül sınırı kalmadı, kendi vatandaşlarımızdan üstün tutulması, her imkanlara kolayca sahip olmaları şımarmalarına sebep oldu. 

Kayseri’de Suriyelilere evsahipliği de yapan değişik dernekler var.

Artık yeter….

Nerede ise kendi ülkemizde sığınmacı pozisyonuna düştük. Bırakın kavgayı gürültüyü bir söz söylenirse suçlu durumuna düşüyoruz. 

Parklar, bahçeler sığınmacılarla dolup taşıyor. 

Kendi vatandaşımız bu yerlere gitmeye çekinir durumda.

Neden mi? 

Kavgacı ruhlu insanlar çünkü şehrimizin belki de en çok bulundukları yerlerden biri olan Sahabiye mahallesi ve buraya yakın olan İnönü parkı, bende bu mahallenin sakinlerinden olarak, İnönü parkında inanılmaz olaylara tanık oluyoruz. 

Sayın Cumhurbaşkanımız ne kadar “Vandallıkla sokakları ateşe vermek kabul edilemez.” dese de vatandaşlarımız çileden çıkmış vaziyette artık. Misafirlik bitti bu “asalak yaşam” tarzına geçti diyerek tepkilerini gösteriyorlar.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —