Malumunuz Türkiye çalkalanıyor.
İki önemli konu gündemde.
Birincisi bir terör ele başının vefatı, diğeri yine buna benzer bir olay ile diğer terör ele başının TBMM’ye daveti.
İkincisi ise Yenidoğan bebek ölümleri ve Sağlık’ta patlayan yeni yepyeni skandalın sadece duyduğumuz kadarı ile bize yansıyan boyutları.
Perde arkası mı?
Bilmiyoruz…
Duymuyoruz…
Görmüyoruz…
ÖZEL HASTANELERDE KAR DÜZENİ
VE DENETİMSİZLİK ÖLÜM GETİRİYOR
Bu olaylardan sonra STK’lar seslerini daha da yükseltmeye başladılar.
Özellikle Sol görüşlü olanlar.
malum Sağ görüşlülerin tuzu kuru.
Yıllardır bu ülkeyi onlar yönetiyorlar.
Hali ile de rantını onlar yiyor.
Bu özel hastaneler mevzusu da biraz bu konu ile ilintili bir durum.
Önceki gün Emek Partisi (EMEP) Kayseri İl Örgütü’nün organizasyonda Yenidoğan Bebek Çetesi'ne karşı emekçileri parasız, nitelikli ve kamusal bir sağlık hizmeti hakkını kazanmak için mücadeleye çağırdı.
Açıklamaya SES Şube Başkanları, Eğitim Sen Şube Yöneticileri, Tüm Emekliler Sendikası başkanı ve üyeleri, Sol Parti ve CHP üyeleri destek verdi.
Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan açıklamada, "parasız sağlık istiyoruz", "özelleştirmeler ölüm getiriyor", "barbarlık, zorbalık, çete düzenine son" sloganları atıldı.
"Sağlığı ticarethaneleştiren sistem, en az çeteler kadar ölümlerden sorumludur" denilen açıklamada birleşik mücadele vurgusu yapıldı.
"HASTANE DENETİMLERİ NEREDE?"
Kayserili emekçilere seslenen Emek Partisi İl Başkanı Ahmet Akarsu, “Çürüyen, yozlaşan kapitalist düzenin piyasacı ve özelleştirilen sağlık politikasının sonucu: yenidoğan bebek çetesidir.
Barbarlık ve zorbalık düzenine son diyoruz.
Sağlık alanı ve sistemi; kâr ve rant uğruna her türlü barbarlığı göze alabilecek, bebekleri dahi katledecek düzeye geldi.
Göz göre göre onlarca bebek para için öldürüldü.
Bakanların özel hastane sahibi olduğu memlekette her yanımız özel hastanelerle çevriliyken bu vahşet yine bu özel hastanelerde yaşandı.
Soruyoruz buradan; bu hastaneleri kim denetliyor?
Bir ihbar olana kadar bu katliam neden anlaşılamadı?
Emekçi ailelerin bebekleri sizin için para kaynağı mı?
Lanet olsun düzeninize, lanet olsun sağlık sisteminize!" dedi.
"Yeni kabinenin sağlık bakanı olarak atanan Kemal Memişoğlu’na soruyoruz: İstanbul İl Sağlık Müdürü görevindeyken bebek ölümlerini engelleyebilecek denetimleri neden yapmadınız?" diye soran Akarsu, "Denetimler yapmadığınız için yargılanmalısınız.
Onca bebek ölümü varken, Sağlık Bakanlığı’na atandınız, vicdanınız hiç mi sızlamıyor?
Tüm özel hastanelerin geçmiş faaliyetleri soruşturulacak mı?
Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren kar ve rant uğruna insanlık değerlerini ayaklar altına alan sağlıkta dönüşüm programından vazgeçecek misiniz?
Yoksa eski sağlık bakanı Fahrettin Koca gibi hastaneler zinciriniz mi olacak? Düzeniniz yerin dibine batsın" diye konuştu.
HALK İÇİN SAĞLIK
DEMEYE DEVAM!...
Bebekler ölmeden denetim yok, bebekler öldükten, iş ayyuka çıktından sonra “şöyle yaptık, böyle yaptık” demek kolay.
Mesele bebekler öldürülmeden, emekçilerin canı yanmadan hareket etmenizdir diyen Akarsu, "Eğitimde ve sağlıkta piyasacı ve özelleştirme politikaları, kamusal hizmetten uzaklaşan sistem; AKP ile zirve yaşıyor. Pandemide canını dişine takan sağlık emekçileri ve doktorların, “halk için sağlık” diyenlerin, “kamusal sağlık” diyenlerin yanında olmaya, emekçilerin ücretsiz ve kamusal sağlık hizmeti almasını savunmaya ve bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yaşanalar tesadüf olmadığı gibi, sadece buz dağının görünen yüzü.
Çocuklardan katil yaratan, çocukları katleden, işçi ve emekçileri yoksulluk ve açlık girdabına iten, zengini zengin, yoksulu daha yoksul hale getiren bu düzen var oldukça, yenidoğan bebek çeteleri, mafyası bitmeyecek" şeklinde konuştu.
SAĞLIKTA TASARRUF OLMAZ
Kayseri'deki özel hastanelere değinen Akarsu, "Şehrimiz Kayseri’de şehir hastanesi şehrin dışına yapılmış, merkezlerde mantar gibi özel hastaneler türetilmiştir.
Kamusal hizmet veren hastanelerin niteliği artırılmalı, tüm özel hastaneler, halk sağlığı için kamulaştırılmalıdır" diyen Akarsu şöyle konuştu:
"Halkın; eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemi hayata geçirilmelidir.
Ülkemizin maddi ve insan kaynakları bunu yapmaya yeterlidir.
Sağlıkta tasarruf olmaz" ifadelerini kullandı.
BARBARLIK VE ZORBALIK DÜZENİNE KARŞI MÜCADELE
Sağlıkta özelleştirme talan ve vurgun demektir.
Dahası ölüm demektir.” diyen Akarsu mücadele çağrısı yaptı:
"Kamudaki tüm alanlarda özelleştirmeler iptal edilmelidir.
Özel hastaneler kamuya devredilmelidir.
Başta sağlık bakanı olmak üzere yaşanan bu vahşette doğrudan veya dolaylı olarak sorumluluğu olan tüm sorumlular görevden alınmalı ve yargılanmalıdır.
Hastanelerdeki tarikat ve cemaat yapılanmaları dağıtılmalı, hastane denetimleri alandaki meslek örgütlerine ve sendikalar aracılığıyla yürütülmelidir.
Tüm yurttaşları, bu zorbalık, barbarlık düzenine karşı birleşik, kitlesel mücadelenin örgütlenmesi, asalak takımının sırtımızdan atılması, insanca yaşayacağımız demokratik bir ülkenin kurulması ve parasız, nitelikli bir sağlık hizmeti hakkı için mücadeleye çağırıyoruz"
Açıklamanın tamımı izlemek isterseniz Video linki: https://we.tl/t-jnYne5OOME burada.
İLLA HEPİMİZ Mİ ÖLMELİYİZ?
Pandemi’yi unutmadık.
Depremi unutmadık.
Kadın ölümlerini unutmadık.
Sokak ortasındaki infazları unutmadık.
Şimdi de Bebek ölümleri.
Nereye sürüklendiğimize dair bir fikriniz var mı?
Toplumsal bir kaos yaşıyoruz.
Toplumun dinamikleri sığınmacılarla bozuluyor.
Bilerek isteyerek yapılıyor bu.
Sonra’da görmedim, duymadım, bilmiyorum ayakları.
Masallara devam.
Tabi ki yersen…
CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI!...
Her program sonrasında Emre Kongar hoca bağırıyor.
“Kahrolsun Emperyalizm” diyor.
Dünyadaki bütün kötülüklerin merkezi olarak onu gösteriyor.
10 Bin Kilometre uzakta birileri Türkiye’yi dizayn ediyor.
Kimlerle?
Yerli işbirlikçileri ile.
Düzen bozulmuş durumda.
“Cin Şişeden çıkmış durumda!”
Son tur için düğmeye bastılar.
Eğer bu iktidar döneminde emellerine ulaştılar ulaştılar, aksi takdirde Türk milletinin ayağa kalkması durumunda tüm tezgah bozulacak.
İnsanca yaşamamız için illa hepimizin ölmesi mi gerekiyor?
Son söz mü?
İşini adam gibi yapan, sağlık dağıtan, dua alan ne kadar hekim ve adaletli-adil hakim varsa Allah onlardan razı olsun.
Sağlık ve Adalet çok önemli ve sanırım en çokta onlara muhtacız…